Meclis traduction Anglais
3,395 traduction parallèle
Meclis binası sabaha da burada olacak.
The Capitol will still be here in the morning.
sen butun bu surede meclis denetcisiydin.
You were the whip for all of them.
Babam bir meclis üyesi.
My dad's a councilman.
Ben meclis üyesi Montrose.
I'm councilman Montrose.
Meclis üyesinin karısı bir terörist saldırısını mı yönetiyor?
The wife of councilman Montrose calling the shots on a terrorist attack?
Meclis Üyesi Wirth.
Congressman Wirth.
Meclis Üyesi Wirth, bayan Wirth.
Congressman Wirth, Mrs. Wirth.
Önce Senatör Yarrow ortadan kayboldu. Şimdi de Meclis Üyesi Wirth. Neden bu ikisini seçti?
First, Senator Yarrow goes missing and now Congressman Wirth.
Meclis Üyesi Wirth!
Congressman Wirth!
- Meclis Üyesi Wirth, o telefonu bana verin.
Congressman Wirth, I need that phone!
Meclis Üyesi Wirth vuruldu.
Congressman Wirth is down.
Meclis Üyesi Wirth'in kanı bizim değil, CIA'nın ellerindedir.
Congressman Wirth's blood is on the CIA, not us.
- Meclis binasına gönderilen beyaz un paketinden de sorumlu olduğunu iddia ediyor.
He claimed he was responsible for sending the package of white powder to the Capitol.
Meclis binası tamamlanmadan önce orada bir oyuk vardı.
I had an etching right there of the Capitol before it was finished.
Mesele de bu ya sayın meclis üyesi.
That's the thing, alderman.
Yarın akşam meclis üyesinin birlik toplantısına gidecek misiniz?
Are you going to the Alderman's unity rally tomorrow night?
Meclis Üyesi Blood, bu tehlikeli değil mi? Maalesef ki öyle.
Alderman Blood, is this not dangerous?
- Meclis Üyesi Wirth, telefonu bana verin.
- Congressman Wirth, I need that phone!
Meclis Üyesi Wirth vurulduğunda ikiniz de CIA'daydınız değil mi?
You were both at the agency when congressman Wirth died.
Meclis çok sinirli Luke.
The coven's pissed, Luke.
Dediğim gibi meclis kızgın.
Like I said, the coven is pissed.
Meclis üyesi, otel yangını. New Orleans.
Congressman, hotel fire, New Orleans.
Meclis üyesine mektup yollamak için eve gidiyorum.
I'm on my way home to blink out a letter to my congressman.
St. Walker'a hoş geldiniz meclis üyesi.
Welcome to St. Walker's, alderman.
Meclis üyesi ve Gold, Zandiya yetimhanesinden beri arkadaşmışlar.
He and Gold stayed buddies since Zandia orphanage. So, what?
- Şehir meclis üyesi olarak Blood'ın dosyalara erişimi vardır.
- Meaning? - As a city alderman, Blood would have access.
Beceriksizliğin bize 4 adama mal oldu sayın meclis üyesi.
Your incompetence has now cost four lives, alderman.
- Yardımcı olabilir miyim meclis üyesi?
Can I help you, alderman?
Meclis başkanı sevgili kocamın da bana hatırlattığı gibi cadı avından daha kötü bir şey var.
As my beloved husband, the head of your selectmen, reminds me, there is something worse than a witch hunt... a witch.
Meclis, PACER işletmecilerini kamu erişimi üzerinden topa tutuyordu. Bunun üzerine ülke çapında 17 kütüphanede, PACER'a ücretsiz erişim sağlayan bir sistem kurdular.
The PACER people were getting a lot of flack from Congress and others about public access, and so they put together a system in 17 libraries across the country that was free PACER access.
"... internetin işlevselliğinin nedeni rekabet dolu bir fikir pazarı olması. Odaklanmamız gereken şey devletimize dair daha fazla bilgi edinebilmek, daha fazla erişebilirlik ve daha fazla tartışma. Oysa meclis bir şeylere engel olmaya odaklanmış gibi gözüküyor. "
You know, the reason the internet works is because of the competitive marketplace of ideas, and what we need to be focusing on is getting more information about our government, more accessibility, more discussion, more debate, but instead it seems like what congress is focused on is shutting things down.
Meclis gafil aflanmıştı. Tasarıyı tartışan bihaber milletvekillerinin ilginç bir hali vardı. Bir avuç inek onların interneti düzenlemesine engel olamazdı.
There was just something about watching those clueless members of Congress debate the bill, watching them insist they could regulate the internet, and a bunch of nerds couldn't possibly stop them.
O vakitten beri meclis Orta Çağ'a geri döndü.
Ever since then, Congress has plunged into the Dark Ages.
Meclis ile aramızdaki uçurum eridi.
The phone lines on Capitol Hill flat out melted.
Meclis üyeleri bir kaç gün evvel pohpohladıkları tasarıdan desteklerini çektiğini açıklamak için yarışmaya başladı.
Members of Congress started rushing to issue statements retracting their support for the bill that they were promoting just a couple days ago.
Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin karartıldığı gün içerisinde yavaşça taraf değiştirmelerini izlemek mükemmeldi. 100 kadar temsilci taraf değiştirmişti.
To see congressmen and senators slowly flip sides throughout the day of the blackout was pretty unbelievable. There was like a hundred representative swing.
Tabiki böyle bir şey mümkün değil, 80lerde de değildi. Fakat meclis üyeleri için yeterince inandırıcıymış ki Bilgisayar Sahtekarlığı ve İstismarı Yasası'nı geçirmişlerdi.
You know, that's not actually possible, and it certainly wasn't possible in the'80s but apparently this movie scared Congress enough to pass the original Computer Fraud and Abuse Act.
Toplumda yasanın adil olup olmadığına dair büyük bir anlaşmazlık mevcut. Ve nihayetinde, meclis yoluyla, bu Amerikan halkının verebileceği bir karar.
There's a big disagreement in society as to whether that is an unjust law, and ultimately, that is a decision for the American people to make, working through Congress.
Prag'daki meclis üyesi Bay Emil Dusek tutuklandı.
Mr. Emil Dusek, a member of parliament here in Prague, has been arrested.
Meclis üyesi olan Patrick Chandler arabasının köprüden uçarak kötü bir şekilde çakılmasına neden olan kazaya karıştı.
Patrick Chandler, a state assemblyman, was involved in a collision that forced his car over the side rail... a terrifying hit-and-run.
Meclis üyesi ve ailesi civardaki bir hastaneye kaldırıldı ancak doktorlar Bayan Chandler'ı hayata döndüremedi.
The assemblyman and his family were taken to a nearby hospital, where doctors were unable to resuscitate Mrs. Chandler.
New York meclis üyesi için trajik bir kayıp yaşandı.
This is a tragic loss for the New York state lawmaker.
Meclis üyesi Patrick Chandler'ın oyları tavan yapacaktır muhtemelen.
I suspect Assemblyman Patrick Chandler's poll numbers are about to go through the roof.
Ayrıca bir süre yasama meclisinde görev almış. Daha sonra New York'un 150 bölgesindeki en genç meclis üyesi seçilmiş.
He also did a term in the county legislature before becoming the youngest assemblyman in all of New York's 150 districts.
Meclis bunu geçirmezdi.
Congress wouldn't pass it.
Gibson, Meclis üyesi Wirth'in CIA'dan bir görüntü çalmasını istedi.
Gibson sent Congressman Wirth inside the CIA to steal a video.
- Meclis üyesi Wirth, CIA'dan bir görüntü çalıp, ölmeden önce telefonu üzerinden göndermiş.
Congressman Wirth took a video from the CIA, uploaded it from his phone just before he died.
Meclis üyesinin telefonunu incelediğimizde içindeki her şey silinmişti.
When the congressman's phone was examined, it had been erased.
- Meclis Üyesi Wirth!
- Congressman Wirth!
Tebrikler sayın meclis üyesi.
Well done, alderman.
Eğer bana şu anda yardım edersen söz veriyorum ki vampirler Meclis'ten uzak duracak.
You help me right now...