Medeniyet traduction Anglais
591 traduction parallèle
Eğer çok gelişmiş bir medeniyet bulursak, Bu kesinlikle insanlığın en büyük keşfi olurdu, Ateşin bulunmasından bu yana.
If we could discover an advanced civilisation, it would be clearly the greatest discovery of humanity, beating out fire.
Ve bu akıllı bir medeniyet bulmaya Çok yaklaştığımızın önemli bir göstergesidir.
And it would most likely be an indication that we're getting closer to finding an intelligent civilisation.
Biz bizim gibi görünen veya görünmeyen ama mutlaka akıllı olan bir medeniyet arıyoruz.
We're looking for another civilisation that's either like us or not like us, but is clearly intelligent.
Şu anda, sadece bizim saman yolu galaksisinde, Bir çok akıllı uzaylı medeniyet bulunabilir.
Right now, in our own Milky Way galaxy alone, there may be numerous intelligent alien civilisations.
Ancak biz sadece 50 yıldır iletişim yeteneğine sahibiz - Küçük bir kesit, bunun anlamı eğer bir başka medeniyet Bizle 200 yıl, önce iletişime geçtiyse sinyalleri kaçırdık,
Yet we've only been able to communicate for the past 50 years - a tiny fraction, meaning if another civilisation communicated with us 200 years ago, we would have missed the signal altogether.
Tabii ki her şey tam olarak doğru ise Gönderdiğimiz mesajları alabilecek başka bir teknolojik medeniyet varsa...
Of course, if everything is just right and there is another technological civilisation out there capable of receiving our message...
Bu yüzden medeniyet var.
That's why we have civilization.
Bir medeniyet hastalığı.
A disease of civilization.
Medeniyet.
Civilization.
Medeniyet, Sayın Başkan, kendi güçlerini yaratır.
VANDERVERE : Civilization, Mr. President, creates its own forces.
Hey Windy, uzun bir süreliğine görebileceğin son medeniyet burası.
Hey, Windy, here's the last you'll see of civilization for a long time.
İlkelliği büyüleyici bir hale sokmak medeniyet belirtisidir.
But that's civilization. Disguise the elemental with the glamorous.
İşte medeniyet dediğiniz bu.
There's your civilization for you.
Buradaki medeniyet seviyesinin yakınından bile geçmiyorsun.
You haven't the mistiest notion of civilization here.
Belki temiz hastaneler, beton otoyollar ve Kanada sınırında asker bulunmaması benim medeniyet anlayışıma daha yakındır.
Maybe clean hospitals, concrete highways... and no soldiers on the Canadian border come nearer my idea of civilization.
Kendi medeniyet seviyemle onların her birine bir tutam da olsa katkı sağlamış durumdayım.
I've contributed something to every one of them from my own civilization.
Medeniyet öldü.
Civilization's dead.
Evet, uzun zaman önce, atalarımız uzak diyarlara yerleşmiş, sizin medeniyet dediğiniz yerlere.
Yes, long ago, our ancestors dwelled in a far-off land, in what you would call civilization.
Erdemlerini, para ve medeniyet bu yüzden satın alamadı.
And that's why their virtue hasn't been touched by money or civilization.
Ama buraya medeniyet getiriyoruz.
But we're bringing civilization here.
Her ne kadar düşmanım olsa da... sadece benim değil, hizmet ettiğim ordunun düşmanı olsa da... tüm hayatım boyunca biliyordum ki onu özgür insanlar yaratmıştı. Medeniyet yaratmıştı.
In spite of which he was still, of course, my enemy... the enemy not only of my country and the army in which I served... but of all life as I knew it... not only of democracy as free men had fashioned it... but of civilization itself.
4 temmuza dönen yeni bir medeniyet.
Turning a new civilization into a 4th of July piece.
- Medeniyet bize emirlerini iletti.
- Civilization has given us orders.
Medeniyet için tek umut, bilimin tüm ekipmanları, Radyo, Televizyon, hepsi, dünyanın yarısı tarafından kullanılırken diğer yarısının nasıl yaşadığının, öğrenilmesidir.
There isn't any! Is that every device of science, radio, television, all of them... Shall be used to show one half of the world... how the other lives.
Medeniyet dediğin şey nedir?
What is civilization?
Yedi medeniyet kaçkını ormancı arasında bir yalnız kadın.
One lone woman with seven scroungy backwoodsmen.
- Bu medeniyet. Hep öyle oldu.
- That's civilization, it always has been.
- Medeniyet.
- Civilization.
- Medeniyet mi?
- Civilization?
Medeniyet yavaº yavaº bizi sariyor çocuklar.
Civilization is creeping up on us, lads.
Medeniyet ayağımıza getirildi.
Culture brought to us.
Medeniyet için evden ayrılmaya gerek olmadı.
Not have to leave home for it.
- Sanırım medeniyet o değil.
- I don't think the humanities are that.
Yasalar olmazsa, binbaşı, medeniyet de olmaz.
Without law, commander, there is no civilization.
Burada medeniyet yok.
Here, there is no civilization.
'Yalnız'Rhodes diye bilinen büyük medeniyet çarkının küçük bir dişlisi olmanın... verdiği hazzı düşünün siz de.
Think of the satisfaction of being a small cog in the great wheel of humanity known as Lonesome Rhodes.
Yıllardır teker teker imal ettiler. Biz İtalyanlar medeniyet uygulamakla meşgulken.
Been building it gun by gun for years while we Italians have been practicing civilization.
Bu medeniyet dışı ormanda demek istediniz sanırım.
In these uncivilized backwoods, I think you were going to say.
Pete, hadi tekrar medeniyet tarafına geçelim.
Well, Pete, let's get back to civilization.
Görüyorsun, bay Gannon medeniyet Warlock'a gelmeye başladı.
What I'm trying to say is that civilisation is stalking Warlock.
Plan yapmadan bir medeniyet kurmaya çalışmak.
To try to rebuild a civilization without a plan.
Medeniyet buraya henüz ulaşmamış. Benzin deposu göstergen "boş" demiyor mu?
You're getting $ 63.80 a month because the Army totally disabled your back.
Kim demiş Sicilya'da medeniyet yok diye?
Why do they say Sicily's uncivilized?
Görevimize devam edelim, Oralara medeniyet götürmemiz lazım.
Let's continue our mission to bring some civilization.
Fakat Orta Amerika'nın tropikal ormanlarında ise bir medeniyet yeşermişti.
But in the tropical jungles of Central America, a cicilization had burst into full flower.
Medeniyet.
Civilization again.
Aşk Tanrısı ve Medeniyet.
"Eros and Civilization"... "Eros and Civilization"...
Onu yapan medeniyet artık yok.
The civilization that made it has disappeared.
- Amazon ormanlarında barbarların yok ettiği medeniyet.
People of the Amazonian rainforest who were destroyed by barbarians.
Medeniyet onlar sayesinde gelişti.
Railways made civilisation possible, you know.
Bir zamanlar burada büyük bir medeniyet varmış.
There was a great civilisation here once.