Memphis traduction Anglais
1,034 traduction parallèle
Sen Memphis'te hukuk okudun.
You had your law practice in Memphis.
Memphis'e yerleş dedi.
He said live in Memphis.
Sadece bilmeni istiyorum, Memphis'te hep aklımdaydın.
I just wanted you to know you was in my thoughts up there in Memphis.
Jabe Torrance yarın Memphis'teki hastaneden eve dönüyor.
Jabe Torrance is coming home from the hospital in Memphis tomorrow.
Jabe'in Memphis'teki ameliyatı.
About Jabe's operation in Memphis.
Bayan Talbot beni siz Memphis'ten döndüğünüzde getirdi.
Mrs. Talbot brought me here when you got back from Memphis.
Uyandırdığım için üzgünüm, ama kocamı daha yeni Memphis hastanesinden getirdim.
I'm sorry to wake you up, but I just brought my husband back... from the Memphis hospital.
Tabii ya, Memphis'e gelsene.
Yeah, man, why don't you come on up to Memphis.
Sidney, Memphis'teki Peabody Otel'e mi götürdü seni?
Sidney took you all the way to the Peabody Hotel in Memphis?
Memphis'teki şu Peabody Otel, lobisindeki havuzda timsahların ve ördeklerin yüzdüğü otel mi?
That the same Peabody Hotel in Memphis where they have the alligators and ducks swimming in that pond in the lobby?
- Memphis, New Orleans, New York...
- Memphis, New Orleans, New York...
Memphis'e gidiyoruz ve endişelenmek istemiyorum.
We're going to Memphis and I don't want any worries.
Bay Johnson'ın bize verdiği krediyle Memphis'e yerleşiyoruz.
We're setting up in Memphis on a little loan Mr Johnson advanced to us.
Ben Memphis'teki evi ayarlayana dek senden ona hayatının birkaç haftasını vermeni istiyorum ki vazgeçmesin.
I am asking you to give him a few short, tiny weeks out of your life, till I get the house in Memphis straight so he can't pull out.
Memphis'de idare edeceğimi düşünüyorum...
I got the feeling that I and Memphis are gonna get along just fine...
Alva, Memphis'e gidecek.
Sure Alva's going to Memphis.
Memphis biletiyle değiştir.
Turn it in for one to Memphis.
Annen seni Memphis'te görebileceğimi söyledi.
Alva, your mama said I'd see a lot of you in Memphis.
Memphis'te sana bir yer tutabilirim, ve harçık veririm, böylece ne istersen yapabilirisin.
I could get you a place of your own in Memphis, an allowance, so you'd only have to do what you felt like.
Memphis, biz geliyoruz!
Memphis, here we come!
Belki de Memphis'te senin yanına yerleşmem diye düşünüyordum.
I was just thinking maybe I wouldn't get settled down with you in Memphis at all.
- Memphis mi?
- Memphis?
- Sadece salı günleri. 04 : 05'de Memphis'e.
- Tuesdays only. 4.05 to Memphis. - You say.
Memphis yakınlarındak Fair City'e yerleşti, iş adamı oldu.
He settled in Fair City, near Memphis, went into business.
İki erkek, bir otomobille Tennessee, Memphis'e gitmesi için.
For two men and an automobile to go to Memphis, Tennessee.
Memphis'e giden siyah bir adama şoförlük yapan bir beyaz düşün.
Imagine a white man chauffeuring a nigger to Memphis.
Üç kişiydik, üç yağmacı Memphis'e kaçıyorduk.
And so we were three, three reivers, hightailing it for Memphis.
Memphis otoyolu.
The highway to Memphis.
Biraz düşününce... Memphis'te Bay Binford'un kerhanesinden değil misin?
Now I study you some wasn't it at Mr Binford's cat-house down in Memphis?
Memphis'te iyi yarış pistleri olduğunu duyduk.
We heard there's a good racetrack down around Memphis.
Arabalarımla yarışmak için Memphis'e doğru gidiyorum.
I'm goin'up to Memphis to run a few of my cars.
Memphis Tenesseenin seyirci rekorunu, burada, Lakekand International'de kırıyoruz.
Out of Memphis, Tennessee, we have the record run right here at Lakeland I nternational.
- Memphis'e benziyor.
- Looks like Memphis.
- Bence burası Memphis değil.
- Yeah? Don't look like Memphis to me.
Memphis mi?
Is that Memphis?
- Chicago.
- Hey, is that Memphis?
- Burası sahiden Memphis mi?
Is that Memphis, really? Wake up.
Saatler üçü gösteriyor, ben George Klein, size en güzel Memphis yapımı rock'n'roll parçalarından çalacağım.
Three o'clock and George Klein ready to get it on with some solid-gold rock'n'roll, Memphis-made music.
* Memphis, Tennessee'de *
Down in Memphis, Tennessee
* Memphis'e gitmek istiyorum *
Well, I'd like to go to Memphis
Bobby buraya geldi ve konuşma yaptı, sonra Memphis'e gitti ve sonra Stockton ve California'ya gitti ve eski Sante Fe deposundaki Sante Fe treninde konuştu.
Bobby came here and spoke, he went down to Memphis, and then he even went out to Stockton, California... and spoke off the Santa Fe train at the old Santa Fe depot.
Woody, Memphis Sue ile sana her gece yarım saatlik bir şov vereceğim.
Woody, I'm gonna give you and Memphis Sue your own half hour show to do every night!
Woody ile Memphis Sue geliyor
Here come Woody and Memphis Sue
İçten Woody ile Memphis Sue
Plain ol'Woody and Memphis Sue
- Memphis, Tennessee'deki şu iki kız.
- These two girls in Memphis, Tennessee.
- Memphis.
- Memphis.
Pamuk ve pirinç memleketi Memphis'in yakınlarındaki bölgede, sanırım en ilginç şey müzikti.
Aproape de Memphis, tinutul bumbacului, al orezului, cel mai interesant lucru este, probabil, muzica.
Pekala millet, biraz sonra Memphis'e hareket edeceğiz.
Okay, everyone, we're getting our clearance for Memphis soon.
Ve sonra Memphis'teki o iki küçük izci kız...
Them little half-pint girl scouts in Memphis.
Bu şekilde Memphis'e ulaşır mı sence?
Think it'll make it into Memphis the way it is?
Bu sabah Memphis dükkânlarında alışverişe gittim ve çılgına döndüm.
I went shopping in those Memphis stores this morning and just went wild.