Messer traduction Anglais
388 traduction parallèle
Bütün bölgenin polis teşkilatı ve engizisyon mahkemesi hakimleri majesteleri adına tutuklu olduğunuzu bildiririm.
In the name of Messer Grande, the illumined judges of the Inquisition court, you are under arrest.
Aşağıda imzası olan ben Messer Grande, Venedik engizisyon mahkemesi üyeleri adına tutuklu olduğunuzu ila ediyorum ve sizi Piombi hapishanesine gönderiyorum.
I, Messer Grande, by order of the Inquisitors of Venice, declare you under arrest.
Mahkemenin yüce kararına saygı duyuyorum, Messer Grande ama yine de suçlamaları reddediyorum.
I respect the illuminated judgement of the court, Messer Grande, but I am obliged to repeat that I declare myself absolutely innocent.
Messerschmitt'lerin montajı için kullandıkları... hangarların tümüne bile sahip olabilirdim.
I could even have had all the hangars... where they used to assemble the Messer schmitts.
Benim ne zaman flaşlı, hafıza karıştırıcım olacak?
When do I get my own flashy memory messer-upper?
Tabii ki o, neler saçmalıyorsun?
Of course it is, you wee messer.
- Hayır, sadece biraz sorunlu biri. - Altına edenlerden.
- He's like a pants-messer or something.
Bırak şimdi bunları anne.
That messer yyou are, eh, ma?
- Bu sadece çok iyi dalga geçebildiğim içindi!
That's just because I'm such a good messer!
Ama bumlar mors değil... 30. yaş gününden görüntüler mi?
Those aren't walruses... Footage from your 30th birthday party, Messer?
Ben suç laboratuarından Dedektif Messer.
I'm Detective Messer from the crime lab.
Kanıt orada, Messer.
The evidence is there, Messer.
Detektif Messer izin, kurbanı öldüren cinayet silahında bulunduğunu söyledi.
Detective Messer simply said the print was found on the weapon that killed the victim.
Messer ve Burn müydü?
Messer and burn?
Hayır, aslında ben Burn, o Messer.
No, actually, I'm burn ; he's messer.
- Ben Burn, o da Messer. - Kes şunu.
I'm burn, he's messer. / Easy.
-... farkında mısın? - Hayal kurmaya devam et Messer. Yani sevimli sayılırsın ama senin için biraz fazlayım.
I mean, you're cute, but I'm way out of your league.
Komik adamsın, Messer.
You're a funny guy, Messer.
Aiden Burn. 1-2 Burası da olay yerimiz.
Danny Messer, Aiden Burn. One... Two...
Dedektif Messer, buraya gelirken ne gibi bir şey elde etmeyi umuyordunuz?
Uh, Detective Messer, what did you hope to achieve by coming in here?
Danny Messer'a sorun.
Ask Danny Messer.
Sen tehlikelisin, Danny Messer.
You're dangerous, Danny Messer.
Messer.
Messer.
Danny Messer, kriminal laboratuar.
Danny Messer, Crime Lab.
Hayır, ben zaten bir oyuncuydum, Messer,
No, I was already a player, Messer,
Messer?
Messer?
İyi pizza için uygun yöntem değil, Messer.
That's no way to treat good pizza, Messer.
Baktığını beğendin mi, Messer?
You like what you see, Messer?
Danny Messer, yani ben.
That'd be me, Danny Messer.
Güzel, Messer.
Boom. Nice, Messer.
Evet, Danny Messer. O bizi iyi tanır.
Yes, danny messer, he knows all about u..
Sen bulaşma, Messer.
Stick around, messer.
Birileri, Danny'nin kardeşi Louie Messer'ı hastanelik etmiş.
Somebody did a hospital job on louie messer, danny's brother.
Lindsay, sen Louie Messer'ın kişisel eşyalarını alıp laboratuara götür.
Lindsay, you get louie messer's personal effects and get them back to the lab.
Bunlar, Louie Messer'ın kişisel eşyaları mı?
Louie messer's personal affects?
Ve sürekli bana : "Hayal kurmaya devam et, Messer".
And she tells me, "Keep dreaming, Messer".
Onca yolu çalışmaya mı yoksa beni sinir etmeye mi geldin?
You come all the way up here to bust my balls or to work, Messer?
Burada ölmüş.
She died right here. MESSER :
Cebinden $ 10.000 çıktı.
MESSER : Found ten grand in her pocket.
Messer, seni hep daha iri bir şeyle hayal etmiştim.
You know, Messer, I always imagined you with something a little meatier.
Hiçbir dövmeden haberim yok, Dedektif Messer.
I don't know anything about any tattoos, detective Messer.
Bu dedektif Rick Messer, suç mahalli profilinin şehir merkezinde üzerinde çalıştığı olayla uyuşup uyuşmadığını görmek için etrafa bakabilir miyim diye sormuştu.
This is Detective Rick Messer. He asked if he could take a look around, see if the scene fits the profile of a case he's working downtown.
- Don. Benim, Messer.
Don... yeah, it's Messer.
Dedektif Messer. Bu, Clay Dobson'ın otopsi raporu.
Detective messer, this is clay dobson's autopsy report.
Ben Dedektif Monroe ve bu da Dedektif Messer.
I'm Detective Monroe, and this is Detective Messer.
Gelecek burada, Mr.Messser.
The future, Mr Messer.
İşine bak Messer.
- Keep walking!
Brandi, ben Suç Laboratuvarından Dedektif Messer.
Brandi, I'm Detective Messer from the Crime Lab.
Bir şey mi buldun Messer?
You find something, Messer?
Evet. Ben Messer.
Yeah, it's messer.
Danny Messer,
Yeah?