English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ M ] / Mighty

Mighty traduction Anglais

4,966 traduction parallèle
Gelmis bana artist artist davraniyor.
He's out here acting all high and mighty.
Evet ama Quarles çok zeki bir adam ve bize bu şekilde saldırması pişkinlik olur.
Yeah, but Quarles is a very smart man, and for him to make a run at us like this, that's mighty brazen.
Çok güçlüsün!
You're mighty!
Ne güçlüsü?
What's mighty about it?
"8.2 büyüklüğünde bir deprem Pasadena'yı vurur muazzam binaları tuz buz eder ve şehri alevlerin kucağına bırakır."
"An 8.2 magnitude earthquake devastates Pasadena, " reducing mighty edifices to dust, " engulfing the city in flames.
Profesörüm beni bu kadar geliştirmenizden çok etkilendi.
My professor was... he was mighty impressed by the evaluation you gave me.
Tekrar arabalara dönelim, çünkü büyük Alfa Romeo artık küçüldü ve tam menzilli iki araba yaptılar.
Let's talk about cars again, because the mighty Alfa Romeo, they are reduced now, to a full range of cars, they make two. Two cars.
Aman tanrım çok zorlu.
God Al-bloody-mighty!
Adeta bir güç resifi suyun dışında çıkarmış gibidir.
It's almost as though some mighty force has lifted the reef right out of the water.
Sen çok yüksek ve ulusun.. dünya sensiz gidemez değil mi?
You're so high and mighty, the world can't go on without you?
Peki, o zaman bende büyük Harvey Specter'ın sahtekâr olduğunu bütün ofise ilan ederim.
Oh, well, then I guess you'd rather that I announce to the entire office that the mighty Harvey Specter is a welcher.
Büyük bir risk aldın evlat.
That was a mighty risk, son.
Peki ya önce Missouri'ye geçsek sonra da eski bir kayıkla Missisipi'ye doğru devam etsek nasıl olur?
Then how about driving to Missouri and taking an old-timey paddleboat ride down the mighty Mississip?
Oo, güçlü Sith'in ne duruma düşmüş!
Oh, how the mighty Sith have fallen.
Yılan derisi, süper.
Ooh, snakeskin. Mighty fancy.
neydi ne oldu!
how the mighty have fallen!
Ben o kadar yüksekte ve iddialı olmazdım.
And I wouldn't be so high and mighty.
Ve her salatanın özünü oluşturan iri bir hıyar.
- Baby carrots. - And the soul of any great salad- - the mighty cucumber.
Bizim kudretli Tae-Hun'umuza ne oldu?
What happened to our mighty Tae-hun?
Kendini çok yüksekte ve büyük mü sanıyorsun?
You think you're so high and mighty?
Bizim ulu Yu-Jin'imiz evcilleşmiş artık.
Our mighty Yu-jin's domesticated now
Ama Sekoya ağaçları bugünlerde Sierra Nevada'da olduğu gibi dar alanda bulunmaya bilirdi.
And the mighty sequoia trees were not just found in small areas of the Sierra Nevada, as they are today.
Bence bu aciz durumumdan faydalanıyorsun, öyle değil mi?
I'd say that's mighty white of me, wouldn't you?
ve yaptığın işten memnun kalacak, Morgan, çok memnun.
And he will be mighty pleased with your work, Morgan, mighty pleased.
Ama ne yazık ki çok zorlu Harvard bile -
But it turns out, even at the mighty Harvard Law- -
Bir kasırgadan altı kat daha güçlü bir şok dalgası rüzgârı meydana gelirdi.
A mighty shock wave generates winds six times more powerful than a hurricane.
Güçlü bir şok dalgası yaratılış sütunlarına doğru hızla gelir.
A mighty shock wave speeds toward the pillars of creation.
Şimdi Kırmızı Fenerlerle savaşmak için bir şansımız var. Güçlü Yeşil Fenerlerin yanında savaş destroyerlerine saldırın.
Now we have a chance to fight the Red Lanterns, attack their giant battle destroyer on the side of the mighty Green Lanterns.
Elinizdeki güç yüzükleri ile oldukça güçlü görünüyorsunuz.
You're mighty handy with those power rings.
Güçlü Tron olmadan, yaratıcı düşecek...
Without the mighty Tron, the creator will fall...
Çok yüce gönüllüymüş.
Huh. Mighty kind of him.
Zirvedekiler kötü düşüyor değil mi?
Sorry, buddy. The mighty, they fall hard, huh?
Yasadışı şeyler yapan birine göre oldukça yüksek şöhretli bir avukatın etrafına silahlı adamlar yerleştirmesi, tekneyi korumakta ciddi olduğunu gösterir.
She's a highly reputable lawyer doing something illegal, surrounded by armed guards, and she is mighty protective of that boat.
Çok cazipler. Evet.
I mean, they're mighty attractive.
O yüzden bunu anlamak için, Ölü At Bölgesi Merkezinden... büyük Colorado nehrine kadar destansı bir yarışmada... iki ata binecektik.
So to find out, we were gonna take on two horses in an epic race from Dead Horse Point... Down to the mighty Colorado river.
Muhteşem Donna söyleyecek bir şey bulamadı.
The mighty Donna, nothing to say.
Devam edin, güçlü öküzlerim!
Forge ahead, mighty oxen!
Eskiden beri kudretli olan Adalet Birliği ne zaman bu uzaylıları tespit etmenin yolunu nasıl bulacak...?
When is the old mighty Justice League going to find a way to scan for these aliens...?
Sonra kendini beğenmiş biri oldu.
Then he got all high and mighty.
İyi, birileri ücretsiz pijamaları ile çok sevimli görünüyor.
Well, somebody looks mighty cute in his complimentary jammies.
83 zavallı cevapsız arama.
Mmm, yeah, those were 83 mighty unpleasant phone calls.
Öfkeli ve iddialı bir şekilde saçma sapan kanıt dosyalarıyla önüme geçmişti ve ona dedim ki...
She shows up, she's all high, she's all mighty with her stupid-ass file of evidence, and I told her,
Silahın kudretli, iblis.
Your weapon is mighty, demon.
Sesin çok yüksek ve güçlü çıkmasın.
Don't be acting high and mighty.
Küstahça böyle ulu bir silaha yalnızca kendilerinin layık olduğuna inandılar, Büyücü Jaga'yı ellerinde kendi Kehanetler kılıcıyla onu yoketmek için gönderdiler.
Arrogantly believing only themselves to be worthy of such a mighty weapon, they sent the wizard Jaga with their own sword of Omens in hand to destroy it.
Mississippi boyunca.
Right across the mighty Mississippi here.
ama oraya gitmek için, ya Crescent City bağlantı köprüsünü geçmek... ya da feribota binmek zorundaydınız.
Algiers Point was just over a mile away on the other side of the mighty Mississippi river, but to get there, you either needed to cross the Crescent City connection bridge or take the ferry.
Güçlü Mississipi'yi geçiyormuşum gibi.
Like I'm crossing the mighty Mississip.
Geldiğinden beri çok dürüstmüşsün gibi sürekli benimle uğraştın.
And you got on your high and mighty, and you've been kicking me ever since you got back.
Bu gökyüzü ruhları buharlaşmış olmalı.
Those sky spirits must be mighty steamed.
Çok gerginsin.
You're mighty nervous there, rook.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]