Misafir traduction Anglais
4,885 traduction parallèle
Misafir odam var ve sonunda Lance ile tanışabilirsin.
I have a guest room and you can meet Lance finally.
Daha misafir bekliyor musunuz?
Do you expect many more?
Anlaşılan istenmeyen misafir yasak.
They don't want any visitors.
Burası benim evim, o da bir misafir, tamam mı?
This is my fucking house, okay? She's a guest!
Geçenlerde buldum onu. Misafir odasında halının altındaydı.
I just found it recently, it was under the rug in the guest room.
Seni misafir odasına yerleştireceğim.
I'm putting you in the guest room.
Misafir odasındayım.
Yeah. I'm in the guest room.
Davetsiz misafir alarmı! Mülkümüzden uzak durun!
Back away from the premises!
Davetsiz misafir alarmı! Yerleşkemizden uzaklaşın.
Back away from the premises.
Bir misafir odasını düzenliyorum, sonra diğeri...
I'm in one guest room, and the other...
Sana misafir evini ve diğerlerini gösterebilirim.
And I can show you the guesthouse and all that.
Onların misafir evinde kalıyorum.
I live in their guesthouse.
Misafir odam var. Bomboş büyük eski bir ev birkaç bitki ve yerde ki tozları saymazsak tabi.
I've got a vacant room in a big old house with nothing but... dandelions and dust bunnies taking up residence.
Davetsiz misafir olmayalım.
we don't want to intrude.
Arkadaşlar durumu yerinde gözüküyor Bırakalım bizi misafir etsin.
Guys, he says he's good. Let him treat us.
Orası misafir yatak odası.
It's a guest bedroom, there.
Misafir odasındakini ve Stephen'ın stüdyosundakini bile.
Even the one in the guest room and the one in Stephen's studio.
Evet, sadece misafir banyosuna, misafir yatak odasına Stephen'ın stüdyosuna bakıyorum.
Yeah, I'm just looking at the guest bathroom... the guest bedroom... Stephen's studio...
Selam. Misafir odasında yatağını hazırladım.
Hey, I made up a bed for you in the guest room.
Kendi kimlik kartı olmadığı için Patrick'i hep misafir parkına park ettiriyordu. Hatta on yıldır orada çalışıyordu.
He'd always make Patrick park in the guest lot for not having his I.D. badge... even though he's worked there for ten years.
Affedersin, misafir beklemiyordum.
Sorry. I wasn't expecting any visitors.
neşeli, kaygısız bir misafir geldi bize.
who doesn't differentiate male or female.
hovarda adam bize misafir geldi.
licentious boy visited us as a guest.
Jay kendi odasında kalacak ve sen de misafir odasında kalacaksın.
Jay will have his room and you can stay in the guest room.
Misafir listesi, efendim.
Passenger list, sir.
Ve onun için özel yemek, özel misafir.
And special food for special guest.
Evan birini misafir ettiğini söylememişti bana.
Evan didn't tell me he was having a friend over.
Farkedeceğinizi düşünüyorum, daha fazla kişiyi misafir edemeyiz.
I trust you recognize, we cannot accommodate anyone else.
Şurada istersen misafir odasındaki dolapta bir şeyler olacaktı.
- There's- - there should be something in the guest bedroom closet if you want to snag one.
Davetli misafir.
Invited guest.
"New Yorklular'ın Dünyaya Bakış Açısı" nın bir kopyası misafir banyomuzda asılıdır.
And a copy of the "New Yorker's View Of The World" cover hangs in our guest bathroom.
Ama misafir evinde kalıyorum yani...
But it's the guesthouse, so it's...
Fizik bölümündeki misafir profesörle birlikte.
She's with some visiting professor in the Physics Department.
Sana bir misafir getirdim.
Brought you a visitor.
İster misafir evi de, ister kabin, ek yapılmış garaj kulübesi ya da küçük özgürlük mekanı ama ne olursa olsun o tesis evinden çok daha iyidir.
I don't know if you'd call it a guest house, or a cabana maybe, or a detached garage unit, or a small, independent dwelling, but it sure beats the shit out of your halfway hole.
214 misafir gelecek.
214 guests we've got coming.
Arkadaşım olan ve şu anda evimde misafir olarak bulunan başkomiserinize resmi bir şikayette bulunacağım. Bu yüzden...
I make an official complaint to your Chief Superintendent who happens to be a friend of mine who happens to be in my house right now as a guest, so...
Pardon, misafir bekliyormuşsunuz.
I'm sorry. You're expecting company.
Artık şaşırmış gibi davranmaktan sıkıldım ve bu çarşamba sizi doğru düzgün bir şekilde misafir etmek istedim.
I've grown tired of acting surprised, so I have instead decided this Wednesday to receive you properly.
- Bu evin güzel mi güzel bir misafir evi var.
There's a guest house on the property which is pretty cool.
Sadece misafir evindeki zamandan bahsetmiyorum.
It wasn't just the time in the guest house.
- Yok, misafir evinde demek istiyorum.
No, I mean, in the guest house.
Misafir evinde tuhaf insanlarlayken, yakınlık ve seks yok.
- Okay. While we are in the guest house with the weird people, no intimacy, no sex.
- O zaman, gözetleme yok. Ve güven olmalı. Birbirimize karşı misafir evinde olanlar hakkında dürüst olacağız.
Well, I would say that would lead me to, you know, no spying and there has to be trust involved, and we'll be honest with each other about what happens in the guest house and...
- Misafir evinde, harika görüşü olan sörfçüyüm. - Bunun üzerine çalışırız.
In the guest house, I'm a surfer with perfect vision.
Sorun değilse, misafir evindeki seansımı şu an yapmak istiyorum.
Hmm? I'd like to take my session at the guest house now if that's cool.
Garip birkaç olayın ardından, kendini misafir evine gizlice girerken buldu. O, ben gibi davrandı ve sen de aslında benim yerime Ethan'la seviştin.
He ended up sneaking into the guest house, and in a strange twist of events, he pretended to be me, so you actually slept with Ethan instead of me.
- Misafir evini kullanmak isterseniz, alabilirsiniz.
If you want to like take the guest house, you'd be welcome.
Artı, eğer misafir evinde sakinleşirse, bence sorun yok.
- It's only like an hour. Plus, I think it's good if he cools down in the guest house, you know.
Davetsiz misafir!
Intruder!
Davetsiz misafir alarmı! Davetsiz misafir alarmı!
Intruder alert!