Mock traduction Anglais
1,539 traduction parallèle
Hayır, Sadece izleyip dalga geçmek amacındayım.
Oh, no. I'm just here to observe and mock.
Benimle dalga geçmeye mi geldin?
ls that why you're here? You're here to mock me?
Benimle dalga geçme Agatite.
You mock me, Agagite.
Batı'nın, Polonya'nın sözde demokrasisi yüzünden hayal kırıklığına uğramasını istemiyoruz.
We don't want the West to be deceived by Poland's mock democracy.
Nasıl üzüyorlar. - Alay ediyorlar.
- Mock us...
Benimle alay etmek için yaşadıklarımı ve yapmam gerekip de yapmadığım şeyleri gösteriyor bana.
It replays my life to mock me and shows me things I should have done but didn't.
Vali Odious'ın, yaşama mücadelesi verirken birbirlerini yok etmelerini umarak kahramanlarımızı parmağında oynatmak için sürdüğü yer.
That's where Governor Odious chose to banish our heroes, to mock them, hoping that in their fight for survival they would devour each other.
Eğlence, para ya da diğer şahsi şeyler ona heyecan vermiyordu.
He wasn't moved by a desire to mock, money or any other personal interest.
Meslektaşım Mock'ın uzmanlık alanıdır.
My colleague Mock's area of expertise.
Alay etme!
Don't mock me.
Sahte bir duruşma yapmamızı istiyor.
She wants us to do a mock trial.
Sahte bir duruşma yapmak istediğini duydum.
- Hear you wanna do a mock trial. - Mmm. - Yeah?
Sahte duruşma için bir de savunma avukatına ihtiyacımız olacak, değil mi?
Um, we are going to need a defense attorney, right, for the mock trial?
Judge Reinhold'dan önce sahte duruşmada senin... -... avukatını oynayacağım. - Avukat sen misin?
I am going to be pretending to be your attorney... at the mock trial before Judge Reinhold.
- Sadece sahte duruşma için...
- Just for the mock trial.
Biliyor musun, aslında şu sahte duruşmayı yapacağımız için mutluyum. Çünkü bu şekilde belli ki sen gerçeğine katılmayacaksın.
I am glad we're having this mock trial, because it has shown me... that you cannot be involved in the real defense.
Gob, kalkıp da bu sahte mahkemeyi bir tür şeye dönüştürecek de -
Gob, I'm not gonna turn this mock trial into some kind of...
Bu sahte bir mahkeme...
- A deal? - It's a mock trial.
Dava provaları yahut gündüz kuşağı mahkeme gösterilerinde söylediğiniz her şey gerçek bir tahkikatta yahut prime-time gösterilerinde kullanılabilir ve gerçek yargıç veya yapımcının yorumlamasına da tabiidir.
Anything said in a mock trial or daytime courtroom show... can be used in any real criminal proceeding or prime-time procedural show... subject to the interpretation of the presiding judge or the executive producer.
Ertesi gün duruşma provası başladı. Hem de yenilenen ismiyle ;
And the next day... the mock trial began, as did the mock episode... of what had now been renamed...
Ama bu bir denemeydi.
But it's just a mock trial.
J. Reinhold'la Sahte Duruşma'nın taklitçileri çıkar.
Mock Trial with J. Reinhold leads to imitators.
George Michael konuyla pek ilgiliydi zira o günün erken saatlerinde kuzeni Maeby ile yaptığı sahte evliliğin...
George Michael was interested because earlier that day he discovered that the recent mock wedding he'd acted in with his cousin Maeby...
Dini haklarla dalga geçen, yönetimimiz küçümseyenlerden.
Those people who mock the religious right, who put down our administration.
Evin dışında yaptıklarını kontrol edemiyor olabilirim. Ama bu çatının altında yaşadığın sürece, değerlerimle dalga geçemezsin.
I may not be able to control what you do outside of this home, but while you are under this roof, you will not mock my values.
Yeni eğlence arayanlar, arayın habercileri, hadi durmayın!
Are you... Nascent mock makers and you so call journalists, let's go... let's...
Şu zenginler, insanla nasıI da alay ederler.
Oh, the rich. How they mock you.
Yani, fotomodelini kendin yaratmalısın.
I mean, you should see the mock-up.
Sahte jüri üyeleri için gerçek zamanlı hareket teknolojili 8 kamera var. FBI'ın Quantico'da kullandığı ses analiz sisteminin aynısı.
There are eight cameras, real-time polling technology for mock jurors, the same voice analysis system used by the FBI at Quantico.
Sonra sanki beni işaretlermiş gibi, öldüğüm gün kartlarımı okudu ve beni büyük bir tehlike için uyardı.
Then, as if to mock me, on the day I died, she read my cards and warned me of great danger.
- İdare bende... Geçmiş yöntemleri hortlatma.
Do not mock the ways of the past.
- Olumlu / olumsuz listemle alay etme.
Do not mock my pro-con list. I am not mocking your pro-con list.
Sizin için yapabileceklerimizin bir listesini hazırlamaya cüret ettim.
I've taken the liberty of preparing a mock-up of the kind of thing we might be able to do for you.
O sen değil. Benimle alay etmeyecektir.
- He's not you, he's not gonna mock me.
- Evliliğimizi alay konusu yapmadım.
- I did not mock our marriage.
Başka bir kızı incitmesine izin vermeyeceğim. Onunla dalga geçip, taciz edecek insanlara da teslim etmeyeceğim.
I won't let him hurt another girl, and I will not turn him over to people who will mock and abuse him.I just won'T.
Gök yarılmış sanki. Ne? Günlüğümü okumanı istiyorum.
When I think about my college days, the most confusing time of my life, every time I claimed not to have strong desires, my friend Wei would mock me with her smile.
Çünkü A, seninle kesinlikle alay edeceğim ve B...
Because, A, I'll be forced to mock you, and, B...
O yüzden kimsenin beni alay konusu yapmasına izin vermeyeceğim. Bunun bilinmesini isterim.
And I won't let anybody mock my work.
- Hiçbir koşulda, öyle bir şey olmaz Sayın Bejan.
Mr. Bejan, we're not trying to mock your work.
Çocuklarda bu reklamların ne işi var?
Why would this kid have these mock-ups?
Dalga geçme.
Don't mock me.
Ama sadece soytarı ve dalkavukların kralla alay etmeye izinleri vardı, ona belli bir bakış açısı kazandırabilmek için.
Yes, but as clowns and court jesters, they were the only ones allowed to mock the king, to give him perspective. You don't do that, Mr. Radziwill.
Şimdi de giysimle alay etmek istiyorsun.
You choose now to mock my clothes?
Biraz önce beni vuran bir adamla niye dalga geçeyim?
Now, why would I mock a guy who just shot me?
Bütün derginin taslağı.
The mock-up of the entire magazine.
Mode'un bir sonraki sayısının modeli.
It's the mock-up for the next issue of Mode.
Betty'nin çalıştığı derginin modeli.
A mock-up of the magazine where Betty works.
- Bir şekilde modelde yer almışlar.
- Somehow they made it into the mock-up.
- İstiyorsan maskeyle alay et.
Oh, mock the mask if you wish.
- J. Reinhold'la Sahte Duruşma!
- Mock Trial with J. Reinhold.