English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ M ] / Muhasebeci

Muhasebeci traduction Anglais

957 traduction parallèle
Muhasebeci yardımcısı. 23 numaralı oda, C blok, üçüncü kat.
Assistant bookkeeper, Room 23, Building C, third floor.
Tam yetkili muhasebeci.
A full-fledged accountant.
Ayrıca diğer sekreterinizle de karşılaştım, şu an muhasebeci olan.
I also met your other secretary, the one that's the accountant now.
Bir yeğenim var ve muhasebeci olmaya çalışıyor.
You see, I have this nephew, he's studying to be an accountant.
Ama bu çocuk, muhasebeci olmak istiyor.
Now this boy, he wants to be an accountant.
Bir suçun farkına varan bir muhasebeci bunu yetkili mercilere bildirmiyorsa, o suçun bir parçası haline gelir.
Any accountant who is aware of a felony, he becomes an accessory to that felony unless he reports it to the proper authorities.
Evet, Julia Wolf beni muhasebeci olarak buraya soktu.
Yes, Julia Wolf got me a job here as bookkeeper.
Muhasebeci, ha?
Bookkeeper.
Sam en iyi muhasebeci.
Sam's the best bookkeeper.
Söyler misiniz acaba burada hiç muhasebeci arayan var mı?
Would you mind telling me if there's any bookkeepers wanted there?
Neden ki? Muhasebeci miydin?
Were you a bookkeeper?
- Muhasebeci.
- He was a bookkeeper.
- Muhasebeci sen misin?
- Are you the purser?
- Muhasebeci sen misin?
- You the purser?
Muhasebeci ol, emlakçı ol.
Public accountant, real estate salesman.
Muhasebeci Piatti Giulio
Prazzi Giulio.
O, muhasebeci ve hep öyle kalacak.
He's a bookeeper and will always be one.
muhasebeci onun 120,000 gine edeceğini söylüyor.
Purser reckons she's worth 120,000 guineas.
- Muhasebeci, Bay Mevaglia.
- The accountant, Mr. Mevaglia.
Rita'nın muhasebeci nişanlısı almış.
That is, Rita's fiancé, the accountant, got them,
Muhasebeci gitti, aynı şekilde karısı da.
The accountant is out, and so is his wife.
Seni bir muhasebeci sandalyesinden aldım ve kulağının arkasındaki kalemi çıkarıp seni bir politikacı yaptım.
I took you off an accountant's stool, pulled a pencil from behind your ear... and made you a politician.
Muhasebeci, kayıtçı.
You accountant, you bookkeeper.
Ailedeki muhasebeci sensin.
Well, you're the accountant in the family.
On iki yıl önce, sahte imza olayı yüzünden neredeyse iflas etmiş olan şu muhasebeci...
That bookkeeper who nearly ruined you 12 years ago in the forgery affair...
Muhasebeci o.
Leo's the bookkeeper.
O bir muhasebeci.
He's a bookkeeper.
Evet ama Las Vegas'a değil, o muhasebeci ve denetleme yapıyor
Yes. Not Las Vegas. He's an accountant.
Montreal'de bir muhasebeci miydin?
You were an accountant in Montreal? Yes, sir.
Evet, efendim. Pek muhasebeci sayılmaz.
Not really an accountant.
Bir muhasebeci.
A bookkeeper.
Ve sen bir muhasebeci idin?
And you're a bookkeeper?
Bir muhasebeci için uygun görünmüyordu.
They didn't seem right for a bookkeeper.
Muhasebeci, gemide bir kamarot var mı?
Purser, is there a stewardess aboard?
Sana çok minnettarım, muhasebeci.
Well, I'm very much obliged to you, Purser.
Ama korkarım ben artık muhasebeci değilim.
But I'm afraid I'm not a purser any longer.
Şirket bir ilan verecek, "muhasebeci aranıyor".
The company will run an ad, "Bookkeeper Wanted."
Muhasebeci.
Bookkeeper.
Pierluigi Capannelle, muhasebeci.
May I? Pierluigi Capannelle, accountant.
- Hayır, yeni muhasebeci.
No, he's the new accountant.
O muhasebeci.
He's from the savings plan.
Muhasebeci bunu Selvino'dan gönderdi bana.
The accountant sent me this one from Selvino.
Muhasebeci her zamanki gibi, haksızlık yapıyor.
As usual, the accountant is being unfair.
Muhasebeci geliyor!
Look, the book-keeper!
Kamyoneti park yerinde bıraktım, muhasebeci görürse yandık.
I leaved the van in the parking lot, if the book-keeper sees it I will be in trouble.
- Muhasebeci, sen ne dersin?
- What do you think, accountant?
- Muhasebeci Baudet arkadaşımın müşterisi.
- Accountant Baudet is a client of a friend.
Muhasebeci tutmak konusunda ciddi değildin, değil mi?
You, er... You didn't mean that about the accountants, did you?
Annemi dinleyip muhasebeci olmalıymışım.
I shoulda listened to my mother and become a bookie.
Ben avukatım, muhasebeci değil.
I'm a lawyer, not a financier.
Peki şu muhasebeci ne istiyormuş?
Jealous of the book-keeper, get away!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]