Mulé traduction Anglais
1,519 traduction parallèle
Biraz oynamaya çalış, seni katır.
The mustard is off the hot dog, you big mule.
Artie bir taşıyıcıydı.
Artie was a mule.
Şuna bakın, Kıvırcık Fuzzy katırı, Dadgummit'i, geri geri sürüyor.
Look at this, Fuzzy's riding his mule, Dadgummit, backwards.
Katırın ayağını tekmeliyor.
He's hitting that mule on the foot.
Fuzzy güvenilir katırı Dadgummit ile hatırlanacak.
Fuzzy is survived by his trusty mule, Dadgummit.
Ve katırın.
And the mule.
Fuzzy McGee ve Dadgummit'in yanlarına gömüleceğim.
Hell are you talking about? I'm gonna be buried next to Fuzzy McGee and Dadgummit the mule.
Orası sevgili katırı için ayrıldı.
That's reserved for his beloved mule.
Pekala, katırı başka yere taşıyabiliriz.
Well, certainly we can move the mule.
Sonra, Fuzz'cığı çıkarıp, katırın deliğine koyacağız ve ben de buraya gireceğim.
Then, we dig up the Fuzzster, put him into the mule hole and I will go here.
Kubbe tavanlı tabutlar, ölüleri gömmek..... ölünün son arzusunu yok sayıp katırı ezip posasını çıkarmak.
That's bubble tops, digging up dead man ignoring deceased's last wish grinding up mule into pulp.
Ve bu arada kulak misafiri olduysan diye söylüyorum asla Dadgummit'i başka yere taşımasına izin vermezdim, O müthiş katırı çok seviyorum.
And, by the way, in case you overheard I never would have let her move Dadgummit, I love that damn mule.
Bill'in katırı dipsiz bir yarığın yanında suya düştü ve gitti.
Bill's mule floundered and went over the side of a bottomless crevasse.
Evet çocuklar size söz vermiştim, akşam yemeği yerine küçük bir süprize... ve işte karşınızda- - haylaz çocuk terbiye edicisi, harikalar diyarı kampımıza geri döndü...
Well, kids, I promised you a little treat in lieu of dinner... and here it is- - the man who took an abandoned mule tannery... and turned it into a summer wonderland...
Katırın kıçı kadar çirkinsin!
You're homely as a mule's butt!
Today We Kill, Tomorrow We Die, and Gladys, the Groovy Mule.
Today We Kill, Tomorrow We Die, and Gladys, the Groovy Mule.
İnatçılığı yetti artık!
The mule's turned to glue!
- Eşek sudan gelene kadar döveriz!
- Beat you like a runnin'mule!
Sana istediğin kadar izci... yüz kişilik bir müfreze, süvariler, yük taşıyacak katırlar vereceğim.
Now, I'm willing to give you all the scouts you need... hundred-man detail, regular cavalry, mule pack team.
Yankee süvarilerinin kızgın tekmeleriyle geldim.
I came within an angry mule's kick of the whole Yankee cavalry.
Oh bir adamla görüşmem gerekiyor.
Oh, I gotta see a man about a mule.
Bir katır için biriyle görüşmeliyim.
I gotta see a man about a mule.
Seni sarhoş katır seni.
You drunken mule, you.
Ayrıca aletlerin yok. Hatta bir katırın bile yok.
You don't have tools, not even a mule.
Hadi!
Stupid mule! Come on!
Ben katır mıyım lan!
I'm no mule!
Bilirsiniz, parası az olan bir kasaba, çıkrığın etrafında dönen katıra benzer.
You know, a town with money's a little like the mule with a spinning wheel.
Katır.
- Mule.
Katırım çamurda yürümek istemedi.
Me mule wouldn't walk in the mud.
Lakabı, "İnatçı"'dır. Bu kasabadan çıkan tek profesyonel sporcu.
Nickname, "The Mule." The only pro athlete from here.
Ve aleti de Çin katırınınki kadar büyükmüş. - Bunu kim söyledi?
And I hear he's hung like a China mule.
Bütün malımız bu yumurtalar ve katırımdan ibaret.
All I've got are these eggs and my mule.
Ölmeden önce annem bu katırı bana çeyizim olarak bırakmıştı.
Before she died, my mum gave me this mule as my dowry.
Hiç kimse bir katır için bu haydutların karşısına çıkmaz.
No one's going to take on those swordsmen for a mule.
Ama bilmeni isterim ki bir katırdan çok daha değerlisin.
But you should know that you're worth much more than a mule.
Son "Dilsiz Francis" filmi gibi.
Like that last Francis the Mule picture.
Planchet, sen katırını ve... atlarımı al, önden Porthos'a git.
Planchet, ride ahead to Porthos'. Use your mule and take my horse.
- Neyle, katırla mı?
By what? By mule?
Çünkü seni bir sonraki görüşümde hayalarındaki kılları teker teker koparacağım... seni inatçı katır.
Because the next time I see you I'm gonna tear all the hair out of your balls one by one... you fucking mule.
Seni eşek! Ne istiyorsun?
You mule, what do you want?
Boks ringini katır götünden ayıramıyorsun.
You don't know a boxing ring from a mule's asshole.
- Çenesi zayıf ama katır gibi tekme atıyor.
- Glass jaw, but he kicks like a mule.
- Katır nedir?
- What is a mule?
Katır gibi!
The mule!
- "Katır Surat Hortense"?
'Hortense, the Mule-Faced Doll'?
Gidip onu elma yiyen eşek gibi öpeceğim.
I'm gonna smooch her like a mule eating an apple!
17 yaşındayken eşek gibi gri saçları vardı.
She's been as gray as a mule since she was 1 7.
Biz olmasak hala katır boku kürüyor olurlardı.
Without us, these guys would still be shoveling mule shit.
Ve ordan sonra gittiler. Ve bir ahır buldular. Öküz ve katırın arasında malum olan kelime doğdu.
and from there they went and found a crib and between the ox and the mule the divine word was born, glory to the blessed mother Victoria glory to the newborn, glory
Ringi rakibine dar ediyor, resmen katır gibi tepiyor.
That's the problem. It's a shame too ; he hits like a fuckin'mule, he's fast!
Bir traktörle, bir öküzle günde sürebileceğinin beş katını sürersin.
With a tractor you can do five times more work in one day than you can with a mule.