Music traduction Anglais
33,631 traduction parallèle
Etkili bir silah teslim programı gerçekleştirdiniz, sanat ve müzik için fonları arttırdınız ve yerel ekonomiyi canlandırdınız.
You've implemented an effective gun buyback program, increased funding for arts and music, and stoked the local economy.
Ve müzik zevkini seviyorum.
And I love your taste in music.
[Uğursuz müzik]
[ominous music]
[Kadın şerefe] Gürültülü gevezelik ve keman müziği.
[woman cheers ] [ raucous chatter and fiddle music]
[Tezahürat ] [ Keman müziği devam ediyor]
[all cheering ] [ fiddle music continues]
[Gıcık konuşma ve keman müzik devam ediyor]
[raucous chatter and fiddle music continues]
[Gevezelik ve keman müziği uzaklara devam ediyor]
[chatter and fiddle music continues distantly]
[Makine sallıyor ] [ Çan sesi, makine sallıyor ] [ Uğursuz müzik]
[machinery rattling ] [ bell dinging, machinery rattling ] [ ominous music]
Bu kürelerin müziği, bebeğim.
That's the music of the spheres, baby.
[Dramatik müzik]
[dramatic music]
Artık... artık müzik de yok.
There's no... there's no music.
- Müziği?
- What, the music?
Tabi Skinwalker'lar o müzikten nefret etmiyorlar.
Yeah, I think you did, unless skinwalkers really hate swing music.
Müzik, bu ses dalgaları sayesinde duygularınla oynuyor kuş gibi öterek.
Music, I mean, sound waves that play your emotions like the bird blowing his horn.
Sadece asansör müziği olsun istiyorsanız,... cehenneme gitmeye hazır olun.
Just elevator music as far as I can tell going down to hell.
Bu şarkıyı şu yaşlı DJ çalıyor.
This music is that old DJ.
O müzik gibi.
She's like music.
Çünkü müziğe yaptığınız bu!
'Cause that's what you've all done with music!
Yani müzik baloncuğunu baloncuklar içerisine koymalı.
You know, like, put the music bubble inside the bubble of the bubbles.
Birisi müzik, diğeri ise baloncuk.
One is music, and the other is the bubble of bubbles.
Müzik hangisi?
Which one is the music?
Kendine bir kaç müzisyen ve bir müzik parçası bul ve yönet.
Get yourself some musicians, a piece of music, and just conduct.
Müzik dinlemek kesinlikle bir haktır.
To listen to music is definitely, uh- - is a right.
Tabii ki müzik yapmak da haktır.
Um, and to make music, therefore, but- -
Ama bu tarz müziği dinlemek bence bir haktır.
Is to listen to this type of music, I think, it is a right.
Müzik en büyük ortak paydadır.
Music is the biggest, uh, common denominator.
Hiç böyle müzik dinlememiştim.
Never heard, really, music like that.
Müziğin ona uçma gücü verdiğine inanıyordu.
He believed that, uh- - that the music gives the power to fly.
İnanılmaz akılda kalıcıydı. Gözlerini kapayıp müziği dinlediklerini görmek harikaydı.
It was incredibly memorable to see how they would, like, close their eyes, and they would just listen to the music.
İnanılmazdı, bu aklımda yer edecek, onları izlemek müzik dinlerken kendilerini salıvermelerini görmek...
It was incredible. It was- - That's gonna stay with me, watching them listen to the music, and letting themselves go.
Belki biraz müzik yardımcı olur.
Maybe a little music will help.
- Müziksiz.
- Just no music.
Sana gerçekten hissedebileceğin bir müzik parçası... bulmaya çalışıyorum. Kimsenin senin gibi yönetemeyeceği bir parça.
You see, I'm trying to get you to find a piece of music that you can really feel and conduct like no one else can.
Sen küçük bir elektronik müzik yıldızısın.
You are a minor electronic music star.
Müziğimiz var, şehirde çocuklar da var.
Okay, we have the music, there's kids in the city.
- Müzik için.
- It's for the music.
Hayır, hayır, müzik programı.
No, no, no, the music program.
Ona sadece müzik programı demiyorum.
Oh, yeah. I just don't call it a music program.
Müzik ve bir aile oluşturan sesler diyorum.
I call it music and the sounds that make a family.
Ama kredi anlaşması için bunlar sadece besteci adları.
But you do understand in terms of a loan agreement, that these are just the names of music composers.
Müziksiz delireceğini söyle ona.
Tell her that you would have gone mad without the music.
Size müzik vereceğim.
I'm gonna give you the music.
Peki çalışman, şu müzik üzerine olan?
Yeah, and-and your work, you were doing something on music?
Nota defterinden bir şey çıkabilir mi?
Could it be something about the sheet music?
The Red Hot Chili Peppers adlı bir rock grubunu dinlemek için hiç konsere para harcadın mı?
Have you ever paid money to hear music performed by California funk rock band "The Red Hot Chili Peppers"? No.
Çaldığın o müzik.
You can't just stop. That music you've been playing.
Daha önce müziğimi hiç duyamamıştım.
I've never been able to hear my music before.
Müzik yönetimi.
Music management.
Selam arkadaşlar.
[electronic warble, static crackling ] [ adventurous music] Ahoy, mates.
Ne tür korsanlar?
[dark music] What kind of pirates?
Tanrım.
[foreboding music ] [ gasps] Jesus.