English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ M ] / Mutter

Mutter traduction Anglais

85 traduction parallèle
Ben adını hiç söylememiştim, ama Bayan Grosvenor'ın eski Mısır dilinde Imhotep'le ilgili bir şeyler söylüyordu.
I had never mentioned the name, yet I heard Miss Grosvenor mutter, in ancient Egyptian, something about Imhotep.
Macera ruhu karşıma çıkıp beni çağırsa bile, hatta yan dairenin penceresindeki çekici, genç bir kadın şeklinde bile olsa sanırım sadece paltomu biraz daha sıkı örter, aptalca bir iki söz fısıldar...
Good. You know, even if the spirit of adventure should rise up before me and beckon, even in the form of that alluring young woman in the window next door, I'm afraid that all I'll do is clutch my coat a little tighter, mutter something idiotic and run like the devil.
Özellikle geceleri, Hücredeki mahkumların horultuları ve iniltileri, Yürüyenlerin ayak sesleri,
Especially the nights, the mutter and groan of the men in the cell blocks, the tramp of the walkers, the block guards going their rounds.
Bir şeyler mırıldandı mı?
Mutter anything at all?
Oturup da sizin gibi ağız ucuyla mırıldanmıyor.
He doesn't sit and mutter out of the side of his mouth like you.
Mırıldanmayın!
Don't mutter!
Rahibe Maria!
Mutter Maria!
Üstelik rahibe Maria'nın dediğine göre...
Deswegen hat die Mutter Maria gesagt, wir müssen...
Annenin yanına gitmiyor musun?
Gehst du jetzt nach deine Mutter?
Rüyalarımda, savaş alanının silah seslerini tüfek cayırtılarını tuhaf hüzünlü fısıltılarını duyuyorum.
In my dreams, I hear the crash of guns, the rattle of musketry, the strange mournful mutter... of the battlefield.
Git çalış, başlatma keyfinden.
Go work, or I fuck your mutter!
Bütün gün kendi kendine mırıldanıyor, anlamsızca konuşuyor, inliyor ve kafanı duvara vurarak, "Ölmek istiyorum!" diye bağırıyorsun.
All day long you mutter to yourself, gibber, dribble, moan and bat your head against the wall, yelling : "I want to die!"
İtiraf etmeliyim ki, çetin bir gün başlamadan, kahvaltını benimle paylaşmayı teklif etmene çok sevindim.
All day long you mutter to yourself, gibber, dribble, moan and bat your head against the wall, yelling : "I want to die!"
- Evet ya, ihtiyar Mutt ne alemde?
- Yeah what's old Mutter been up to?
Almanca bir şeyler mırıldanın.
Mutter something in German.
Olduğu halde olmamış gibi davranmayın.
And don't mutter or mutter will be the matter.
Bazı adamlar vardır uykularında sayıklarlar.
There are a kind of men so loose of soul that in their sleeps will mutter their affairs.
Ateşkes yapar mısınız lütfen? - Dırdırı keserse neden olmasın.
( Both mutter )
White Plain'e, diyorlar.
White Plains, they mutter.
Mutter, Vatter ve Resi hepsi de öldü.
Mutter, Vatter und Resi... are all dead.
Kendi odanda homurdanamaz mısın?
Can't you mutter in your room?
Ne zaman hafif garip bir şey söylesem hepiniz mırıldanıyorsunuz.
Whenever I say something slightly weird, you all mutter.
Ve Dave "sansürlü" bir laf mırıldanırdı.
And Dave would mutter an "expletive deleted."
Bazen yazarken mırıldanırım.
I mutter what I'm writing sometimes.
Her yıl tonlarca iyi buğdayı mahvediyorsunuz.
( ALL MUTTER ) Who ruin tons of good wheat every year.
- En önemli şey ağzınızdan birşey kaçırmamak.
- The most important thing is not to mutter anything.
Bazen bir şeyler gönderen annen olup olmadığını soruyor.
Er will wissen ob deine mutter dir manchmal sachen schickt.
- Bilmiyorum. Elimde 600 dolarla yeterince beklersem eninde sonunda birinin yanıma gelip bilet diye mırıldanacağını sanmıştım.
Figured if I stood here long enough with $ 600 in hand somebody would come up and mutter "tickets" under their breath.
Burası çoğu insanın pek hoşuna gitmiyor.
Most people just mutter that.
Bunları söyleyeceğin hiç aklına gelmezdi, değil mi?
You never thought you'd mutter those words, did you?
Bir tür Yahudi karşıtı laf mırıldandığından eminim.
And I'm pretty sure I heard him mutter some kind of anti-Semitic remark.
Dr. Venture, bu şüphe dolu Asyalı arkadaşın adı Otaku Senzuri.
- Is something the matter? - Negative. [All sigh, mutter]
Ben birkaç sakinleştirici söz söyleyeceğim, böylece bölgeye gireceğiz. Daha sonra da sizin kayıp hayaleti bulup bulamayacağımıza bakacağız.
I will mutter a few calming words to get us into the zone and then we'll try to scare up your missing spook.
Yumuşacık fısıldayacağım kulağına. Akacak deli sözler kimselere itiraf etmediğin hayallerden çıkma.
Hear me now, I'll gently mutter things into your ear flowing streams of words from fantasies and dreams you've not confessed to anyone
Özgürlüğünüzü!
- ( Mutants mutter )
- Ona mırıldanmak denir.
- Been known to mutter.
Sıradan mırıldanmak değil.
Not the odd mutter.
Sonunda Herman kendini kurtardı Başka şekilde ona nasıl yardım edebilirdim ki?
Down there all by yourself with Herman... did he mutter anything that might help us?
Bize ihtiyacı vardı di mi?
He does mutter, doesn't he?
Çocukken babaannemin bana okuduğu bir kitap.
A book my grom-mutter used to read me when I was a kid.
Babaannem bana hep...
My grom-mutter used to read them...
Gözlerimi kırparım Yağ gibi eririm, "Evet" dediğimde
Me eyelids aflutter, I'll turn into butter The moment I mutter "I do"
Uykunda mırıldanıyordun.
Oh, you kind of mutter in your sleep.
Charley'in sadece fazla sallanmaması ya da homurdanmaması ve kendini bırakmadan önce hastalıklarını yansıtması bekleniyordu.
Charley was only expected not to slouch or mutter and to transport his sicknesses to the alley before letting them go.
Ağzından bu sözlerin çıkacağını tahmin edemezdin, değil mi?
You never thought you'd mutter those words, did you?
Ama o kaltağın ismine azıcık benzeyen bir mırıltı bile çıkarsa ağzından canını yakarım.
But you so much as mutter anything resembling that bitch's name - and I will hurt you.
Gercekten bakmalisin, wie meine Mutter da hochgestiegen ist, die ist eine richtige Gans.
My mother climbed this mountain like a super woman.
"Hitlerin seytan görsün yüzünü",... Alman mahkûmlar, bildikleri birkaç kelime Rusçayla mirildanmaya cesaret ediyor : "Eve gitmek istiyoruz."
the German prisoners dare to mutter in a few words of Russian they know. We want to go home.
Ne oldu bil, Mutter?
Guess what, Mutter?
Anne, tam bir aptalım ve uysal ve bunamış bir vaziyette, annesinin ve kız kardeşlerinin yardımıyla bir on yıl daha yaşar.
"Mutter, ich bin dummm," and lives for another ten years, gentle and demented, in the care of his mother and sisters.
Bizi her iki taraftan da kuşatmaya çalışıyorlar.
( men mutter in Arabic language ) They're trying to flank us on both sides.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]