Müsaadenizle traduction Anglais
2,107 traduction parallèle
Müsaadenizle.
I am leaving now.
Müsaadenizle lütfen.
Excuse me.
Bir saniye müsaadenizle.
Excuse me for a second.
Pekala, müsaadenizle ilk vuruşu ben yapacağım.
All right, let me get the ball rolling.
Şimdi müsaadenizle çılgınca sevişmeye gidiyorum çünkü hakkında acayip bilgilendim.
Now if you'll excuse me, I'm off to have crazy sex, because I'm crazy informed about it.
Müsaadenizle.
If you'll excuse me.
Müsaadenizle.
Excuse me.
Şimdi hanımlar müsaadenizle kendi balo kıyafetimi seçmeye gitmem lazım.
- Santana. Now, if you ladies excuse me, I have to pull options for my own prom outfit.
- Hanımlar, müsaadenizle, Kurt'e özel bir moda sorum var. - Tamam.
Ladies, if you'll excuse me, I have a private fashion question for Kurt.
- Müsaadenizle?
- May I? - Uh, yeah.
Müsaadenizle.
Oh, excuse me.
Müsaadenizle.
Will the two of you excuse me?
Müsaadenizle.
Would you excuse me?
Müsaadenizle.
You'll excuse me.
Müsaadenizle kontrol edeyim.
Let me check.
Müsaadenizle.
Uh, excuse me.
Müsaadenizle, beyler.
Allow me, gentlemen.
Müsaadenizle, beyler,
Excuse me, men,
Black Pike Madencilik mülkünüzü nakden satın almak için size toplam olarak... müsaadenizle, buraya yazıyorum.
Black Pike Mining is prepared to offer you a cash buyout in the sum... may I? ... I am writing here.
Müsaadenizle, beyler.
Excuse me, fellas.
Müsaadenizle Bay Dong, gideyim.
I'll get going, Mr Dong.
Yo, yo, yo, müsaadenizle nasıl olacağını söyleyeyim.
Nah, nah, nah, see, let me tell you how this gon'be, if I may.
Affedersiniz. Müsaadenizle.
Oh, excuse me.
- Müsaadenizle.
Sorry.
Müsaadenizle..... Mor El Çetesinin, Lord Yüksek Majesteleri
Allow me..... Lord High Majesty ofthe Purple Hand Gang.
- Müsaadenizle hanımefendi.
- Allow me, miss.
Müsaadenizle Bayan Thompson bu bir anı çekmecesi.
If you pardon my reach, Mrs. Thompson, this is a memory drawer.
- Müsaadenizle.
Excuse me.
- Beyler, müsaadenizle ama konuşacak mıyız, avlanacak mıyız?
- Lads, with respect, are we talking, or are we hunting?
Müsaadenizle Bayan Fox, bugün Sophie'yi gözümün önünden ayırmamam gerekiyor.
If you will excuse me, Mrs Fox, I do think I should keep a close eye on Sophie today.
Şimdi müsaadenizle bir oyun randevum var.
Now, if you'll excuse me, I have a play date.
Müsaadenizle takdim edeyim.
Let me introduce her.
Şimdi, müsaadenizle, tüm söyleyeceklerim bu kadar.
Now, if you'll please excuse me, that's all I have to say about that.
Müsaadenizle...
If I may.
- Müsaadenizle?
- May I?
Müsaadenizle.
Can I be excused? Thanks- -
Müsaadenizle... ( KAYIKÇI ) Ne oldu hocam?
Excuse me. What is it, hodja?
Müsaadenizle namaz vakti girdi, ben namaz kılacağım...
Excuse me, this is the time for namaz. I will perform the namaz.
Müsaadenizle, ilgilenmem gereken işler var.
Excuse me, I have some business to attend to.
Müsaadenizle yemekten önce biraz dinlemek istiyorum.
Well, if you all don't mind, I'm going to freshen up before dinner.
Müsaadenizle, lütfen.
If I may, please.
Müsaadenizle bayanlar...
If you'll excuse me, ladies..
Müsaadenizle.
Hold on.
Müsaadenizle burada olmayan kızlarla flört edeceğim.
Well, excuse me while I go flirt with the girls who aren't here.
Pardon, müsaadenizle.
Please, excuse me.
Müsaadenizle.
If you will excuse me.
Müsaadenizle. [Bebek sesi] - Ben Mehmet'i götüreyim.
If you'll excuse me, I will take Mehmet.
Müsaadenizle.
Mawp... Excuse me.
- Müsaadenizle.
- Excuse me.
- Müsaadenizle Dr. Robbins.
Uh, excuse me, Dr. Robbins.
Müsaadenizle Sayın Başkan...
Look, if I may, Mr. President.