Müzik başlar traduction Anglais
37 traduction parallèle
Orkestra şefi batonunu kaldırır, ve müzik başlar.
The conductor lifts his baton, und we start.
Müzik başlar.
The music will start.
Oraya çıkarsın, müzik başlar ve sen hissetmeye başlarsın.
You go out there, the music starts and you begin to feel it.
Müzik başlar başlamaz güzel bir salkım ağacı şeklini alacaksınız tamam mı?
Now, as soon as the music starts, you ´ re gonna form up into a nice beautiful maple tree, right?
Ve sonra, müzik başlar. Anılar..
Then the music comes in.
# # [Rap Müzik başlar]
# # [Rap]
[Yankı ] [ Müzik başlar]
[Echoes] # Come on #
# # [Rock Müzik başlar! ]
# # [Rock]
[Müzik başlar]
# When I was young #
[Müzik başlar]
# Everybody was runnin but I couldn't hear nothin'except gun blasts #
[Müzik başlar]
# My face to the sky dreaming'aboutjust how high # We're so proud of her.
Ayrıca müzik başlar başlamaz puanlama süreci de başlar.
Also, as soon as the music begins, the scoring process starts.
Oturur oturmaz, müzik başlar.
When you sit down, the music starts up.
Ölü kardeşin arkadaşı, kadın kahramanı diskoya götürür ve müzik başlar, ben kadının hayallere dalışını gösteririm
Death sister's friend took heroine in disco, and while music starts I shows that heroine went in imagination,
Burada kızın yanına gidiyorum ve şimdi müzik başlar.
Here I go to the close up of girl, and now music starts,
Demek istediğim,'Swades'filminde, Shahrukh Khan Hindistan'a geldiğinde kulaklarında bir müzik başlar.
Meaning, in'Swades'when Shahrukh Khan comes to India... he starts hearing music in his ears.
Zafer dolu bir müzik başlar.
Triumphal music begins to play.
Müzik başlar çalmaya.
♪ the music starts playing ♪
Okay, um, müzik başlar veee...
Okay, um, so music starts and...
[Berrak ] Eylül, çık oradan! [ gergin bir müzik başlar]
Sylvie, get out!
Tamam işte istediğim şey, müzik başlar başlamaz...
Okay, here's what I want, as soon as the music comes up...
Daha sonra müzik, hayal gücümüze başka şeyler önermeye başlar.
Then the music begins to suggest other things to your imagination.
Slow müzik kanalını açarsın, mutfakta dans etmeye başlarız.
You'll put on a soft music station, we'll start dancing around the kitchen.
Müzik gürültülü gelmeye başlar.
The music starts to get too loud.
Müzik gelir, isimler akmaya başlar... filmin bitmiş olduğunu anlarsın.
Cos the music comes up, there's credits, and you always know when it's over.
Belki başlarım ama bende müzik kulağı yok.
Maybe I will. But I've got no ear for it.
Şarkı söyleyenlerin sayısı yarım düzineye ulaşabilir ve müzik aleti olmadan şarkı söyleyen gruplar gibi başlarını yaklaştırırlar.
Eventually, half a dozen may be singing, holding their heads together like a barbershop group.
Biraz müzik çalmaya başlar mısınız, lütfen?
Ah, you want to start playing some music, please?
Ve hüzünlü müzik çalmaya başlar.
And cue sad, fallen hero music.
Gurup bu yılın başlarında İngiltere Müzik Ödülleri'nde görülmüştü...
The band, seen here leaving for the Brit Awards earlier this year...
Müzik olsun, sanat olsun... ikisi de insanın ilgisiyle başlar.
Both music and art start with a person'sinterests.
- Beraber bir şarkı söyleyeceğiz Ve müzik genelde "Ben, Brittany, sürtük" dediğimde ya da büyülü dönüşlerimden birini yaptığımda başlar.
We're gonna sing a song together, and the music usually starts when I say something like,
Müzik, öğretmenin ayaklarından başlar!
Music starts from the feet of the teacher!
Belki... Bu Hatecore fanlar biri, müzik kadar pompalanır, gider Padia sonra, öldürür onu ve örtbas etmek için yangın başlar.
So maybe... one of these hatecore fans, pumped up on the music, goes after Padia, kills him and starts the fire to cover it up.
[müzik yükselerek başlar] Tek!
Lone!
Zac'le birlikte sahneye çıkıp müzik aletlerimizi olabildiğince iyi çalmak ve insanların akıllarını başlarından almak istedim. Çünkü aslında ikimiz de oranın yabancısıydık.
I mean, I wanted to get up there with Zac and play our instruments live the best we could and really blow people away, because in a weird way, we're both outsiders there.
Saat on civarı müzik kutusunda Minnie Riperton çalmaya başlar.
And then, around ten o'clock, Minnie Riperton comes on that jukebox.