Ne anlamda traduction Anglais
290 traduction parallèle
Ne anlamda?
How do you mean?
- Ne anlamda?
- How do you mean?
Ne anlamda?
What do you mean?
- Yani ne anlamda?
In what way do you mean?
Ne anlamda?
In what sense?
- Ne anlamda?
- Meaning?
- Ne anlamda dedin?
- In what sense then?
Ne anlamda?
By what definition?
- Ne anlamda?
- What do you mean?
- Ne anlamda, efendim?
- How do you mean, sir?
- Ne anlamda?
- In what way?
Ne anlamda?
In what manner?
Tam olarak ne anlamda heyecan uyandırıyordu?
In what way, precisely, was she stimulating?
Ne anlamda?
- In what way?
Ama doğruydu, top kelimesinin iki anlamı vardır. Ne anlamda kullanıldığı durum anında hemen anlaşılır.
But that's true, the word ball is the two-way word, the non and curse variety of ball is the most prevalent in that kind of situation.
Oh, benim tür ne anlamda?
Oh, you mean my kind?
Ne anlamda?
In what way?
- Ne anlamda?
- In what sense?
- Evet. - Ne anlamda?
- In what sense?
- Ne anlamda değil?
- What sense is that?
Ne anlamda efendim?
In what manner, sir?
- Ne anlamda tatlım?
- In what sense, honey?
Ne anlamda, Efendi Bruce?
In what sense, Master Bruce?
- Ne anlamda, baba?
- How do you mean, Da?
Ne demek, ne anlamda?
What do you mean, in what sense?
Ne anlamda?
ln what sense?
Ne anlamda tehlikeli?
Dangerous in what way?
Jackie ve takımı kutuları kullanırlar, ne anlamda derseniz'elma kutuları', güvenli düşüşü sağlamak için.
Jackie and his team use cardboard boxes, which they refer to as'apple boxes', to provide a safe landing.
- Ne anlamda?
- Do?
Burası gerçek anlamda bir oda bile değil gibi. Burada yaşıyor gibi görünüyorsun ama... Artık o okula gitmiyorsan bütün gün burada ne yapıyorsun?
This place isn't much of a room. so what do you do all the time?
Şu an ne düşündüğünü sormuyorum, kasteddiğim genel anlamda.
I don't mean what you were thinking about right now, I mean generally.
- Genel anlamda evet ne?
- "Generally, yes" what?
- O anlamda söylemedim. Ne yapacağımıza karar vermiştik.
We made up our minds what we're gonna do about this thing.
Bizi ne fiziksel ne de ruhsal anlamda etkiliyemiyeceklerini göstermeliyiz.
It's important to show them they can't break us in body or in spirit.
Felsefi anlamda bize ne olursa olsun, biz İtalyanların nasıl katlandığımızı anlayabilirsiniz.
Then you can understand how we Italians can take whatever happens to us philosophically.
ve bir anlamda yaşlı Frank Towns'un... ne olacağını bilmeden öylece durmak istemeyen biri olduğu...
And I guess old Frank Towns... just never could stand being told what to do.
"Bir anlamda öyle" de ne demek?
What the hell do you mean, "In a manner of speaking"?
Genel anlamda ne istediğini bilmek istiyorum.
I would like to know what he wants, in general terms.
Işlevsel ya da sosyal anlamda değil, temelde, aslen burada işim ne?
I don't mean clinically or socially doing, but fundamentally.
Bakın, gerçek anlamda devrimci bir parti kuracaksak Amerikan işçilerinin en çok ne istediğini öğrenip onlara bunu bütün bir işçi hareketi içinde sunmalıyız.
Well, look, if we're gonna have a really revolutionary party, I think what we have to do is to find out from the American worker what he wants the most and then we have to translate it back to him in terms of the labor movement as a whole.
Fakat hala, genel anlamda, ne yaptığımı biliyorum.
But still, in general, I know what I'm doing.
Anne, baba ; bilmenizi isterim ki... herhangi birşey olduğunda ailem için manevi anlamda ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
MOM, DAD, I WANT YOU TO KNOW - IF ANYTHING HAPPENS, COUNT ON ME TO GIVE THE FAMILY THE EMOTIONAL SUPPORT IT NEEDS.
Eğer "yaşam tarzı" kelimesinin ne kadar gerizekalıca olduğunu bilmek istiyorsanız tek yapmanız gereken teknik anlamda Attila Han'ın aktif, dışa dönük bir "yaşam tarzının" olduğunu fark etmek.
If you want to know what a moronic word "lifestyle" is, all you have to do is realize that in a technical sense, Attila the Hun had an active, outdoor lifestyle.
- O anlamda söylemedim. - Kafandan geçen ne? Hiçbir şey.
I just meant...
Dr. Hulme'ın hem sosyal hem de idari anlamda... Canterbury Koleji'ne kattığı sayısız değerleri sayarak bitiremem.
I cannot begin to attempt to measure the inestimable value of Dr. Hulme's contributions to Canterbury College, both social and official.
Aslında söylemek istediğim senin için ne kadar sevindiğimdi, bizim için ama o anlamda çıkmadı.
I wanted to tell you how happy I was for you... f-for us but it didn't come out that way.
Özellikle Jim'e, hem kişisel hem profesyonel anlamda ne kadar değer verdiğini biliyorum Ethan.
I know how much Jim, in particular, meant to you, Ethan, personally as well as professionally.
Babamı hep anacağım bu anlamda Ne tatlı adamdı.
You know, I'll never forget my old man. Sweet guy.
Bu kadersiz ruhlar ne yazık ki, gerçek anlamda sevemezler...
These unfortunate souls cannot love, in the true sense of the word.
Ne de, diğer anlamda, senin ve benim gibi insan da değildir.
Nor is she, by any means, a human being like I was and you are.
- Hangi anlamda? - Duyunca insanlar ne hatırlıyor?
What if it's someone not related to us?