English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ N ] / Nearby

Nearby traduction Anglais

3,947 traduction parallèle
Yaşadığı yerin yakınındaki bir restoranda yedikten sonra düştü.
He fell down after eating at a restaurant nearby where he lived.
Yukarıdakiler bir günah keçisi bulmak isteyecektir.
The people from above tend to look for a sacrificial lamb nearby.
Ama işin iyi yanı eğer adamımız bir ihtimal buraya geldiyse hiçbir şey bulamamıştır. Bu da demek oluyor ki hâlâ bu civarlarda ve aç.
But on the plus side, if our guy did by chance come here, he's got nothing, which means he's nearby and he's hungry.
Kaskını tak ve aynaları kontrol et, polisin yakınımızda olmadığından emin ol.
Wear a helmet and check your mirrors, make sure the police aren't nearby.
Belki yakınlarda bir yerdedir. Tamamına güç veriyordur.
Maybe it's somewhere nearby, distributing juice to the entire thing.
Bu civarda bir yerdeydi...
Just a meeting nearby.
Artı, oralarda güzel bir taco restoranı olacaktı.
Oh, plus, there's supposed to be a good taco place nearby for after.
Massapequa yedi davadan biri ben de civarındaki şehirlerde özel detektif var mı diye bakıyorum.
One of the seven cases is in Massapequa, so I'm seeing if one of the cities nearby might have a private investigator.
Hızlı tanışma tarzı bir yerde ortadan kaybolmuş ertesi gün ağaçlıklı bir yolda öldürülmüş halde bulunmuş.
She disappeared from a speed-dating function thing and she was found in a nearby alley the next morning.
Belki yakınlarda yaşayan biridir.
Maybe someone who lives nearby.
Hasim Sara'nın dairesini gözetliyordu ve onu kaçırıldığında yakınlardaydı.
Hasim was surveilling her apartment and he was nearby when she was kidnapped.
Kraang gemisi oldukça yakın!
The Kraang ship is nearby!
Veya yakınlarımızda büyük bir kötülük var olabilir.
Or it could be that great evil is nearby.
Yakınlarda güvenlik ya da bankamatik kamerası yok.
No security cameras, no ATMs nearby.
Şahinlerin yakınlarda bir yuvası olmalı.
Falcons must have a nest nearby.
Yakınlarda halk merkezi var.
Hey, there's a community center nearby.
Çocuğun cesedi ise bakım merkezi yakınındaki parkta üç hafta sonra bulunmuştu.
Her body was discovered in a nearby playground 3 weeks after she was reported missing
Yakındaki polis ekiplerini konumunuz hakkında bilgilendirin.
Nearby patrol cars please report Confirm your location
Jasper Tudor bu kalede değil, yakınlarda da değil.
Jasper Tudor is not in the castle, nor nearby.
Arabasının yanında olduğunu söyledi.
Said he was nearby, in his car.
- Yakınlara park etmiş bir araba falan?
- Maybe someone parked in a car nearby?
Fırtına yakınlardaki bir baz istasyonuna zarar vermiş olmalı ve Long Beach'deki Mike'tan son gelişmeleri almam gerekiyor.
Storm must have knocked down a nearby cell tower and I've got to get an update to Mike in Long Beach.
Hayır, yakınlarda bir işim vardı, uğrayayım dedim.
No, I had some business nearby, so I thought I'd look in.
Yakınlarda olmadığını bildiğimde kendimi güvende hissetmiyorum.
I don't feel safe unless I know you're nearby.
86. Cadde'deki sinemaya gidiyordum. Yakındaydım yani.
I went to the movies on 86th, so, I was nearby.
Sincap ile Sessiz Olan yakınlarda mı?
Hey, the Squirrel and the Silent One nearby?
Hedef yalnız ama mutlaka yakında adamları vardır.
Target is alone, but he's gotta have some muscle nearby.
Bunu unutmadığını gördüğüme sevindim.
Always keep a beautiful woman nearby.
Bak, yakında oturduğun için, canın istediği zaman böyle uğramalısın.
Look, since you live nearby, you should drop by occasionally whenever you want.
Şu köşede çok güzel bir yer biliyorum.
I know a good place nearby.
- Yatağın kenarında mızrak mı?
"A spear near the bed" ( Danger nearby ) That's right!
Quahog'a yüksek miktarda metamfetamin giriş yapıyor. Kaynağınınsa yakınlardaki Farmton kırsal topluluğu olduğu düşünülüyor.
Methamphetamine is flooding into Quahog in epidemic amounts, and is believed to be originating from the nearby rural community of Farmton.
Yakınlardaki bir toplantıdaydım ve bir macera yaşadığınızı duydum.
I was in a meeting nearby, and I heard you had some excitement.
Burada dediğine göre, Tanrı rüyalarına girerek ona buraya gelmesini ve yakınlarında bir yetimhane kurmasını söylemiş.
Apparently the Lord came to him in these dreams and called him here and told him to open an orphanage nearby.
Muhtemelen yakındaki bir bebek telsizi parazit yapıyor.
Most likely interference from a nearby baby monitor.
- Tüm yakınlarda toplayanları bul. - Efendim.
Find all those whose collections pass nearby.
Yakında sıcak yemekler yiyebileceğiniz ve soğuk bir şeyler içebileceğin yerler var.
There are places nearby where you can get a hot meals and a cold drink.
Yakınlardaki volkanik bacalardan yükselen buharların analizi beklenmedik bir şeyi gözler önüne serer.
Analysing the steam that emerges from volcanic vents nearby reveals something unexpected.
- Yakınlarında bir panel var.
- There's a panel nearby.
Charlie'nin telefonu, ki bunu izler ve... herhangi bir baz istasyonundan sinyal verisine bakarak yakındaki kulelerin alanlarını hesaplayarak takip edebilirsin.
Tapping into any L.B.S. and inputting signal strength and coverage radii of nearby towers.
Oranın yakınlarında herhangi bir dere ya da nehir var mı?
Are there any streams or rivers nearby?
Frontload Teknoloji, ARGE şubelerini yakına taşıdı.
Frontload Tech just moved its RD offices right nearby.
Yıllar sonra, bölgeye sık hale gelen uçak seyahatleri aracığılı ile artan hava trafiği ; 100'e yakın motifin bulunduğu manzarayı ortaya çıkardı.
Years later, as airplane travel to the region becomes more frequent, aerial flyovers reveal nearly 100 other designs in the nearby landscape.
Ama yakınlardaki en pis striptiz kulübü Yengeç Ambarı'dır.
the dirtiest one that's nearby is The Crab Shed.
Sonradan anladım, belli ki yakınlarda bir yere park etmiş ev sahibi, zengin bir adam arıyordu.
Afterwards, though, I... I decided he must have been parked nearby, looking for a guy with a nice house.
Köşedeki Williamsburg Restoranı'nda garsonluk yapıyoruz.
We're waitresses nearby at the Williamsburg diner.
Parc Monceau'ya çok yakın.
Parc Monceau is nearby.
Yakınlarda bir ATM var.
There's an ATM nearby.
Burada mahsur kaldık. Kızımızı, meşru kızımız Norrie'yi yakınlardaki bir özel okula bırakıyorduk.
We got stuck here on our way to drop Norrie, our daughter, our legitimate daughter, off to a nearby private school.
Yaşarken yakınlarda mıymış?
She live nearby?
Tanrı, her zaman yanımızda -
My Lord is always nearby...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]