English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ N ] / Necks

Necks traduction Anglais

904 traduction parallèle
Tüm kurbanların boyunlarında kaynağı hekimler için hâlâ meçhul olan aynı tuhaf yaralar beliriyor.
All victims appear to have the same strange wounds on their necks, the origin of which is still a mystery to doctors.
- Bütün polisler ensemizde olacak.
- Got the cops on our necks.
- Buna inanmıyorum.
I don't believe it. You'll believe it when we all pay for it with our necks. JONES :
Başkanın istifasını talep ediyorsunuz ve yeni bir başkan seçmek için riske giriyorsunuz.
You demand the president's resignation and break your necks to elect a new president.
Çalışmalarını kapabilmek için birbirlerini yiyecekler.
They'll be breaking their necks to get hold of your work.
Ama bu bizim de boynumuzu riske attığı için, itiraz ediyoruz.
But it's our necks you're risking now, and I say no.
Çocuklar, kırın boynunuzu ve ağlayın.
Lads, bow your necks and weep.
Boyun kırmaya vaktim yok.
I got no time break necks.
Ben Rogers, kızların arkasına koymak için bütün solucanları getirecek.
Ben Rogers is gonna bring a whole lot of fishing'worms to put down girls'necks.
Christine, 12 yaşında bir çocuk gibi insanların boynuna atlıyorsun.
You fling yourself at peoplés necks like a 12 year old.
Bu çocukların kellesini kurtarmaya çalışmıyordun.
And you weren't trying to save these boys'necks, were you?
10 yıl oldu, yüzlerce arenada hayatlarımızı riske attık.
For 10 years now, we've been risking our necks in a hundred arenas.
ilk hatırladığım müzik the clanging of the bells... müziği duyduğumda Cabestros boynundan asılıyordu.
The first music I remember was the clanging of the bells... that hung from the necks of the cabestros when they led the herd.
Çaylaklar ateş etmeye başlayacak.
Pull in your necks, soldiers. Those rookies are gonna start shooting.
- Ben de öyle. Widgeon, Cutler'ın adamlarıyla burada ve bu da Jubilee'yi bir enkaza Jack'in çevirmediğini gösteriyor.
Widgeon being here with Cutler's men... should prove to your Charleston stiff necks that Jack didn't wreck the Jubilee.
Kendimizi ateşe attık, bunun ceremesini çektik.
We stuck our necks out, we got clipped.
Bir kahraman olmak istiyor. Boynumuza ip bağlayıp geri götürmek istiyor.
He wants to be a hero, to lead us back with a rope around our necks.
Aileyi serbest bırakın, baştan başlayacağız Berlin tepemize çökmeden....
Release the family, start from scratch... before Berlin comes down on our necks.
Belki boynumuza kaya falan bağlayabiliriz.
Maybe we could tie rocks around our necks.
İnsanların boynunu kırdığın için polisler tarafından el üstünde tutulmayabilirsin.
You might get unpopular with the police here, breaking guys'necks.
Ayrıca treni yakalamak için de koşturmamız gerekecek.
Besides, we have to break our necks anyway to catch the train.
Evet, şimdi annem gelip, dini bir törene katılmamız için sırtımızı sıvazlayacak sanki.
Yeah, with Ma scrubbing our necks to go to camp meeting.
Kellelerini kurtarmak için hala bir şansları varken anlaşmaya yanaşmayacak kadar aptal olan öteki heriflerin yanına seni gömecek olan delikanlılar da çakacak.
So will the boys who bury you alongside the others who were too dumb to make a deal while they still had a chance to save their necks.
Boynumuzu kurtarmak için bırakalım seni öldürsünler mi?
So wel let him shoot you, just to save our necks.
Onun boynunu kurtarmak için buradan dışarı çıkamazsın.
You ain't going out there just to save our necks.
Bu malı almak için herşeyi göze alacak bir düzine adam tanıyorum.
I know a dozen guys who'd break their necks to get this shipment.
Avluda, Philip iki üç tavuğun boğazını sıkıyordu.
In the yard, Phillip was doing likewise to the necks of two or three chickens.
Burada şansımızın dönmesini beklemekten riskli değil. Orada altın külçeleri bizi bekliyor. Yerden çıkarılmayı, paraya dönüşmeyi, güzel kadınların... parmaklarında ve boyunlarında parıldamayı bekliyorlar.
It ain't any riskier than waiting around here for a break... and this is the country where the nuggets of gold are crying for you... to take them out of the ground, make them shine in coins... on the fingers and necks of swell dames.
Birkaç kilo çıkardıktan sonra... çantaları boynumuzda taşımak sıkıntılı olacak.
After we got a couple of hundred ounces... it'll be a nuisance carrying bags around our necks.
Benim hastalarımın boynuna tasma geçirmek gerekmiyor.
My patients don't need leashes tied around their necks.
Onların kaybedecek sadece kelleleri var.
They're grown men with nothing to lose but their necks.
Yöneticilerimizden birisinin dediği gibi, böyle bir riski göze almamızı bekleyemezsiniz.
As one of our directors said, "You can't expect us to stick our necks out."
Eğer istemezsen ip boynuna geçer.
And if you don't, well, they're your necks.
Bunun neler yapabileceğini gördüklerinde size iade-i itibar yapmayı isteyecekler.
They'll break their necks to get you back when they see what this can do!
Onlar da kendi kellelerini korumaya çalışıyorlar.
There trying to protect their own necks.
Niçin kendimizi riske atalım ki?
Why should we stick out our necks?
- Boyunlarını geriye kaçıracak bişey, ne koyabiliriz ekrana?
What do we put on the screen that'll make the backs of their necks crawl?
- Boyunlarımız borç içinde Bütçeyide aştık zaten
We're in hock up to our necks. We went way over budget.
Hayır, elimizde çok büyük bir şey vardı. Bizi kurtaracak kadar büyük.
No, we had something big, big enough to save our necks.
Benim adamlarım günde iki kez canını riske atıyor.
Our people risk their necks twice a day.
Bölüşmek için toplanıyorlar ve boyunlarını yağIı ilmeğe sokuyorlar.
They get together for a split and put their necks right into a noose.
Ve 500 mil içindeki herkes bizi haklamak için peşimize düşsün, öyle mi?
And have every man within 500 miles stamping on our necks?
İnşallah boynunuzu kırarlar!
I hope they break your necks.
We're still sticking our necks out.
We're still sticking our necks out.
Zincir izleri hala boyunlarında.
The chain marks are still on their necks.
Yakalanırsak, boyunlarımız bir dal gibi kırılacak!
If caught, our necks will snap like twigs!
Gırtlağımızı sıkmaya karşı bir kuralı yok muydu?
Hasn't he got a built-in rule against wringing our little necks for us?
Yani sizi de kurtarmak zorunda kalacaksam, öyle olsun.
So if I gotta save your necks too, that's the way it is.
Her zaman merdivenlerden düşen boyunlarını, kollarını, bacaklarını kıranlar için söylenir.
It means people who are always falling down stairs... breaking necks, arms, or legs.
Artık para değil, kellelerimiz söz konusu.
It's our necks.
Boğazınıza kadar borcun içine batardınız.
You're up to your necks in IOUs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]