English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ N ] / Nefis

Nefis traduction Anglais

2,149 traduction parallèle
Nefis kokuyor.
Smells good.
Çok nefis, Young-rae!
It tastes so good, Young-rae!
Hem bu Kimchi nefis.
And this Kimchi is delicious.
Nefis gözükmüyor mu?
Doesn't this look delicious?
Yemek çok nefis, Marte.
This really is good, Marte.
Nefis.
SWEET.
Frannie, Dobler'ın şarapları nefis.
You know, Frannie, Dobler's has an exquisite wine selection.
Nefis!
Yum!
Nefis!
Excellent!
Charlotte'ın balıyla nefis olur.
It's delicious with Charlotte's honey.
Nefis kokuyorsun!
You smell delicious!
Nefis olmuş.
This is so good.
İyi bir penceredense daha iyi bir kapı yaptırmalısın 393 00 : 21 : 21,367 - - 00 : 21 : 22,934 Nefis.
You make a better door than a window.
- Börekleri nefis, ha?
- Best spring rolls in L.A., right?
Ayrıca Pinot Nero ve çok nefis Gragnano'muz da.
Also we have the Pinot Nero and a very nice Gragnano.
Bu turta nefis kokuyor.
Your pie smells delicious.
Bu turta çok nefis kokuyor.
This pie smells delicious.
Ne nefis olur biliyor musun?
You know what would be delicious?
Nefis bir ruh hâlim var.
I'm peachy.
Nefis olur.
Yuaay.
Diane. Nefis bir müzikal düzenlemeydi.
Diane, another lovely musical arrangement.
- Nefis.
- Yummy.
Nefis kokuyor.
This smells delicious.
Nefis!
Yummy, yumma!
Şu taşımayı çok sevdiğin nefis alyansı ortaya koymana izin verirdim.
I'll let you throw in that charm of yours that wedding ring you're fond of carrying.
Ancak o nefis son acı anının zevkini tattıktan onları ölmek için yalvarttıktan sonra nihayet öldürürdü.
Only after extracting the last exquisite ounce of agony only when he had them literally begging for death, would he finally kill them.
Bu nefis.
That is delicious.
Görün leziz ve nefis olduğunu
Savory and sweet pies, as you'll see
- O nefis şeylerin tadına bakmıyordu... "
- He's not tasting this dainty.
Arkadaşım ve bu nefis havyarın kaynağı Rusya büyükelçisi Yorish Kaganovich.
My friend and the source of this exquisite caviar Russian Ambassador Yorish Kaganovich.
- Fazla çiğnediğinde... rada onun için nefis bir parça domuz eti var.
- When you diddle a lot... There's a good piece of bacon fat in there for him.
Ayrıca kabul etmeliyim ki en nefis, sıkı, küçük kalçaya da sahip.
And, I must admit, the most delightful, tight little arse.
O şimdi bütün kirli işlerini yapan nefis bir amazon kadını bulmuş.
He's now got this gorgeous Amazonian woman...
Nefis sosisliyi ısırın.
Bite into a nice juicy hot dog.
Manzara nefis.
Great view
Nefis.
It's bliss.
Doğuda, bunlar nefis yiyeceklerdir.
In the Orient, these are a great delicacy.
- Nefis, baba.
- Dad, they're scrumptious.
Onlara büyükbabalarının nefis balıklarını göster.
Show them Grandpa's nice fish.
Kesinlikle nefis.
It's absolutely delicious.
Çok nefis.
Delicious.
Süper nefis.
Super good.
Bu nefis kız sana saksafon çekmek istiyor.
That gorgeous girl wants to blow you?
- Nefis bir şey.
- She's gorgeous.
Nefis kokuyor.
It smells delicious.
Evet, tanımak için geçen hafta bir davet verdi... Onunla birlikteydim, nefis kurabiyeleri vardı.
Yeah, she has given an invitation last week to get to know... and I've been with her, she had baked best cookies.
Çok nefis oldu.
They're fabulous!
Nefis görünüyor.
It looks delicious.
Nefis.
Peachy.
Bunun üzerine o kahrolasının ciğerini söküp nefis bir ezme hazırladım. Laboratuardakiler bayıldı.
and everybody in the lab just adored it.
- Tatlı nefis.
- Yummy dessert.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]