Nester traduction Anglais
844 traduction parallèle
Güneyde yaşayan bir Hinkleman ailesi hatırlıyorum.
It seems I recollect a nester family that lives south of here named Hinkleman.
Hayvan yetiştiricileri ne zamandır toprak yağmacılarına iş veriyor.
Since when do cattlemen hire nester brats to do their riding for them?
Toprak isteyen herkesi Parrish'in müttefiki yaptı.
He's put every nester on the side of Parrish.
Birinindi işte ama öldürüldü.
It belonged to a nester but somebody shot him.
Nester'lar çamurla kaplı çukurda saklanıyordu ve kötü çiftçiler onları dışarı çıkarmak için Sam Bass'ı tutmuşlardı.
The nesters were putting up mud huts and Sam Bass was hired by the bad rancher to get them off.
Muhtemelen Frank Nester eski misyon bölgesindeki.
Probably Frank Nester over in the old Mission District.
Git buradan Nester.
Back off, Nester.
Nester.
Nester.
Şu piç kurusu Lao en az Nester kadar adi biri.
Come on! That humper Lao is the biggest asshole this side of Nester.
Nester, Braddock'ın rakibi olacaksın ve onu yeneceksin.
Nester, you will be Braddock's opponent... and you will win.
Nester, o seni kullanıyor.
Nester, he's using you.
- Nester, Nester.
Nester, Nester.
Nester, seni öldürecek.
He's gonna kill you, Nester.
Seninle dövüşmek istemiyorum Nester.
I don't want to fight you, Nester.
Yapma Nester! Aptallık etme dostum!
Come on, Nester, don't be a fool, man!
Nasılmış Nester?
How's it feel, Nester? !
Nester'ı ve tüm tutsakları kilit altına alın!
Lock up all the prisoners and Nester!
Komutanım, Nester'a ne olacak?
Sir, what about Nester?
Nester bizden yana döndü.
Nester... he came back to us.
Bu Nester için.
This is for Nester.
Neşter dahisi ama yön konusunda berbat.
Brilliant with a scalpel, lousy with directions.
Küçük eğlencemize neşter atılacakmış gibi konuştu.
He spoke of our little gathering as though it needed lancing.
Yanımızda neşter olmaması ne ayıp.
What a shame we haven't a scalpel with us.
Neşter.
Scalpel.
Kötülüğü bir neşter ile insanın içinden söküp alabilecek misin Henry?
Will you cut evil out of man with a scalpel, Henry?
Böylesi bir ameliyat, hastaya neşter vurmadan önce pek çok deneme gerektirir.
Before you put a scalpel to one, an operation like this needs testing under every condition.
Neşter!
Scalpel!
- Neşter, doktor.
- Scalpel, doctor.
Neşter.
Suture.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- Hot Lips, let me have a sterile knife.
Derin bir neşter atmalıyız.
We've gotta go deep with that scalpel.
Neşter.
Skin knife.
Elbisenizi ancak bir neşter ile kesip, bozabilirsiniz ve bir cerrah da bunu yapmaz sanırım.
The only way you might possibly break your suit is with a scalpel, and a surgeon isn't likely to do that.
Karen, bana bir neşter ver.
Karen, get me a scalpel.
Her komünistin gözü ve aklı neşter gibi keskin olmalı.
- Mm-hmm.
- Neşter nerede?
Where's the lancet?
Nerede şu kahrolası neşter? Benim de beynim ağrıyor.
Where's the bloody lancet?
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- [Door Slams Shut]
Köpekbalığı, barakuda, ne yakaladığını umursamayan balıkçılar... Ve bir hayvanın beynine giden en kestirme yolun neşter olduğuna inanan beceriksiz bilimadamları.
Shark, Barracuda the fisherman who doesn't care what he catches, and certain, clumsy scientists who believe that the easiest path to an animals brain is made with a scalpel.
- Neşter.
- Scalpel.
Neşter mi?
- Knife?
Ama neşter ile...
A scalpel actually.
Dr Hook diye tanınan McCracken, sopayı neşter gibi kullanma becerisiyle ve bir bilek fiskesiyle adamın gözünü oymasıyla biliniyor.
McCracken, also known as Dr Hook for his scalpel-like prowess with the stick, has been known to carve a man's eye out with a flick of the wrist.
Neşter, lütfen.
Scalpel, please.
Neşter çok keskindir.
The scalpel is very sharp.
- Neşter. - Sütur.
- Scalpel.
O neşter bırak.
Drop that scalpel.
On numara neşter.
- Ten-blade scalpel. - Ten blade.
Benim yöntemim elime bir neşter almak ve yarmak.
My way is to take a scalpel and hack
- Neşter.
Scalpel.
Benim gibi bir adama neşter verip saygınlıkla örtmezler.
Don't give a man like me a knife and cloak it in respectability.