Noel traduction Anglais
25,927 traduction parallèle
Eğlence düşkün beyazlar Noel zamanı gerçek bir müzisyeni yani beni dinlemeyi sever.
Fancy white folk like to hear a real musician around Christmastime. Me.
Ben de Noel için midilli istiyorum ama alamayacağım.
And I want a pony for Christmas, but I ain't gonna get it.
Noel'de, Şükran Günü'nde?
Christmas Eve, Thanksgiving Day?
Bu yüzden müdür yardımcısı Noel'de ve tatillerde çalışıyor zaten.
That's why the assistant manager works Christmas and holidays.
Böylece ben para kazanacağım ve Karl da güzel bir Noel geçirecek.
It's just this way, I get paid and Karl gets a nice Christmas.
Noel sabahında bir çocuk gibi hissediyorum kendimi.
I feel like a child on Christmas morning.
Bu sıkacağı Noel için kızım aldı.
My daughter got me a juicer for Christmas.
- Noel'den beri duruyor.
- It's from Christmas.
Mutlu Noel'ler.
Merry Christmas.
Murasaki Noel kutlamaz.
[speaking Japanese] Murasaki doesn't do Christmas.
Tanrım, Noel'i, müziği :
Gosh, I love Christmas :
Hepinize Mutlu Noel'ler!
Merry Christmas to all of youse!
Noel Baba?
Santa?
Noel Baba.
Santa.
Umursadığı tek şey yeni karısı ve doğum günüydü, ve onunla ve ailesiyle Noel,
All he cares about is his new wife, and her birthday, and Christmas with her and her family,
Goulet, Noel albümü.
Goulet, the christmas album.
Asıl konu Noel'in ertesi günü.
It's about the day after christmas.
Noel'de.
Christmas.
Bu bir Noel albümü.
It's a christmas album.
Robert Goulet'in Noel Albümü gibi bir şey.
Something like "robert goulet's christmas album."
Bob ile Noel'e ne dersin? Daha canayakın olmaz mı?
How about something in a neighborhood of "christmas with bob"?
Noel'den sonra mı?
- After Christmas? - Mm-hmm.
Lütfen. 500 dolar veririm. Lütfen, bugün Noel.
I'll, I'll, I'll give you, I'll give you 500.
Noel primini o kıç yalayıcı yeğeninden çok benim hak ettiğimi söyledim.
I mean, I deserve that Christmas bonus a hell of a lot more than that do-nothing, kiss-ass nephew of his.
Ed, bel bağladığımız Noel primini vermedi.
Ed didn't give me the Christmas bonus that we were counting on.
Ailesi için ne kötü bir Noel hediyesi.
Hell of a Christmas gift for his family.
Lanet Noel.
Fucking Christmas.
Öyleyse çocuklarının Noel partilerini konuşuyor da olabililrler.
So it's possible they were discussing their children's Christmas parties!
Noel arifesiydi.
It was Christmas eve.
Moralini bozma. Noel geliyor.
Don't be cast down - Christmas is coming!
Ona zulayı vermeyeceğim ve böylece Noel zamanında Nassau artık ne haldeyse, en azından İngiliz adası olmamasını sağlayacağım.
I will deny him the cache, and in doing so, I will ensure that whatever Nassau is come Christmas, English will be not it.
Belki Noel mucizesi bekliyorsun.
Maybe you'll pull off a Christmas miracle.
Bu bizim Noel kartımız mı?
Is that our Christmas card?
Herife noel kartını vermiştim.
I gave the guy the Christmas card.
O benim için gerçekten önemli olmasaydı... buraya gelmenizi... ve Michigan'da ki Noel kutlamalarını ilk kez... kaçırmanızını istemezdim.
I wouldn't have asked you to come out here and miss Christmas in Michigan for the first time ever, if he wasn't really important to me.
Evinizde nasıl yapıyorsanız Noel'i aynı öyle kutlayacağız.
And we're gonna do Christmas just like you do at home.
Bu sebeple Noel günü...
Which is why on Christmas Day...
Laird'in Noel partisi hakkında düşünüyordum.
I was thinking about Laird's Christmas party.
Büyük Cheese ile Noel Ağacı Dükkanında.
Christmas tree shopping with the Big Cheese.
Noel ağacı almak için erekte mi olmaya ihtiyacın var?
You need an erection to buy a Christmas tree?
Bizde konuyu açmak için Noel'in... bitmesini beklemeye karar verdik.
So we decided to wait until after Christmas to bring it up.
Noel arefesi başlamak üzere.
Christmas Eve is about to start.
Neler oluyor? Sadece uzan, sana erken bir Noel hediyesi vereceğim.
You just lie back, and I'll give you an early Christmas present.
İşte Noel Baba.
Here comes Santa.
Noel'deyiz.
It's Christmas.
Küçük bir noel çorabı.
It's a little stocking stuffer.
Ned, Noel hediyesi olarak bütün borçlarını ödedim.
Ned, I purchased all your debt as a Christmas present.
Bak, Noel'de aramayı sevmiyorum.
Look, I hate to call on Christmas.
Noel mucizesini sana denk geldi.
You pulled off the Christmas miracle.
Steph, biliyorum, fakat Noel'deyiz.
Steph, I know, but it is Christmas.
Benim istediğim bizim için Noel'i Californiya'da... r benim planladığım gibi geçirmekti... taki sen herşeyi batırana kadar.
What I wanted was for us to spend Christmas in California together like I planned, before everything went to shit because you made it all about yourself.