Norval traduction Anglais
128 traduction parallèle
- Merhaba Norval.
- Hello, Norval.
Çok özür dilerim Norval, ama bu gece gelemem.
I'm awfully sorry, Norval, but I wouldn't be able to make it tonight.
- Aynen öyle Norval.
- That's right, Norval.
Bundan şüphem yok Norval.
I'm sure they do, Norval.
Çok üzgünüm Norval.
I'm awfully sorry, Norval.
- Memnuniyetle Norval.
- I'd be glad to, Norval.
Özür dilerim Norval.
I'm sorry, Norval.
- Bu kadar heyecanlanma Norval.
- Don't get so excited, Norval.
- Ben de seninle gittiğime memnunum Norval.
- I'm very glad to go with you, Norval.
- Hadi Norval.
- Come on, Norval.
Hemen gelip beni alman büyük incelikti Norval.
It was certainly very sweet of you to come and get me right away, Norval.
- Teşekkür ederim Norval.
- Thank you, Norval.
- Bunda ciddi misin Norval?
- You really mean that, Norval?
Başım büyük belada Norval.
I am in a lot of trouble, Norval.
Norval, kanımca kalpsizin tekisin.
Norval, I think you're perfectly heartless.
- Lütfen Norval.
- Please, Norval.
Merhaba Norval.
Hello, Norval.
Harika zaman geçirdik Norval.
We had a wonderful time, Norval.
Aracı kullanıyordum ve birdenbire "Norval" dedim.
I was driving down the street and all of a sudden I said, " Norval.
"Norval beni bekliyor olmalı."
"Norval must be waiting for me".
- Çok özür dilerim Norval.
- I'm awful sorry, Norval.
Haliyle Norval, sonuçta dışarıya seninle çıktım.
Naturally, Norval, since I'm out with you.
Norval, beni bu saate kadar dışarıda tutmamalıydın!
Norval, you shouldn't have kept me out so late!
- Babam sana çok kızacak Norval.
- Papa will be very cross with you, Norval.
Bunlar senin sözlerin değil Norval.
That doesn't sound like you, Norval.
Çok teşekkür ederim Norval.
Thanks a million, Norval.
"Kendi başıma girebilecek miyim?" Söylesene, derdin ne senin Norval?
"Can I get in all right?" Why, what's the matter with you, Norval?
Norval, dur!
Norval, you stop!
- İyi geceler Norval.
- Good night, Norval.
Kaybol Norval!
Beat it, Norval!
- Günaydın Norval.
- Good morning, Norval.
Sonrasındaysa hatırladığım tek şey, Main Street üzerinde araç kullandığım ve Norval'in beni bekliyor oluşu.
The next thing I remember, I was driving down Main Street... and Norval was waiting.
Sadece yön değiştirip Norval'i vuracak, İsviçre peyniri gibi delik deşik olacak.
He'll just haul off and shoot Norval so full of holes, he'll look like Swiss cheese.
- Norval mi?
- Norval?
Zavallı Norval.
Poor Norval.
- Böyle olduğu için özür dilerim Norval.
- I'm sorry I didn't, Norval.
Bazen insan doğal bir şekilde böyle hissedebiliyor Norval.
Sometimes you just naturally feel old-fashioned and domestic, Norval.
Norval, tansiyonun olduğunu unutma.
Norval, remember your blood pressure.
Norval, bu çok ani oldu!
Norval, this is so sudden!
- Norval!
- Norval!
- Norval sadece ufaktan düştü.
- Norval just took a little fall.
- Evet, öyle yaptın Norval.
- Yes, you did, Norval.
- Sana bunu yapamam Norval!
- I can't do it to you, Norval!
- Bunu yapamam Norval!
- I can't do it, Norval!
Başımda berbat bir bela var Norval ve bir şekilde olayı sana döndürdüm.
I'm in terrible trouble, Norval... and somehow I just naturally turned to you.
Norval, bana evlilik teklifi yaptığında bu gerçekten kalbinden mi geldi?
When you asked me to marry you, Norval, did you really mean it?
Bunu sana yapamam Norval!
I can't do it to you, Norval!
- Norval, sır tutabilir misin?
- Norval, can you keep a secret?
- Norval, biraz sakin ol.
- Norval, take it easy.
- Norval, konuya odaklanmaya çalış.
- Norval, try to focus.
- Beni eve götürsen iyi olur Norval.
- You better take me home, Norval.