English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Oeuvres

Oeuvres traduction Anglais

326 traduction parallèle
Bu ordövrler iştahımı açıyor.
These hors d'oeuvres are making me hungry.
Ordövr.
Hors d'oeuvres.
- Matmazel, muhteşem ordövrler yapıyor.
- Madame makes wonderful hors d'oeuvres.
Yedi çeşit yemek, ordövrler hariç.
Seven courses, not including the hors d'oeuvres.
Ordövr, çorba, biftek, patates graten kuşkonmaz, baharatlı armut ve tabii kremalı Bermuda soğanı.
I'll have my hors d'oeuvres, soup, double rib sirloin, potatoes au gratin asparagus, spiced pears and, of course, the creamed Bermuda onions.
Yiyecek sorumlusu ordövrler için geri dönmek zorunda kaldı.
The caterer had to go back for the hors d'oeuvres.
Bu arada, ordövrleri kontrol edebilir misin Eve?
Meanwhile, would you check about the hors d'oeuvres, Eve?
Ordövrler geldi.
The hors d'oeuvres are here.
- Ordövr alalım.
- We'll have the hors d'oeuvres.
Mezelerden çoğu yendikten sonra, şirket müdürümüzü aslanların önüne atacağız.
After most of the hors d'oeuvres have been eaten, we're going to throw our company director to the lions.
Günün çorbası, bonfile, d'oeuvres,.. ... tek biftek,.. ... salata ve şu harika Chablisten'den biraz alalım.
I'll take the hors d'oeuvres, clear soup... fillet of sole... salad... and some of your very good Chablis.
Ordövrler berbat, yatak odamsa buz kutusu gibi.
Hors d'oeuvres are dreadful and my bedroom is an ice box.
Önceki yemek nasıl yapılmıştı? Ordövrdü galiba, nasıl telaffuz ediliyor?
What was it we had before the sort of, Hors d'oeuvres, so to speak?
Tatlım, sen mutfağa gidip bize o hoş mezelerinden getirebilir misin?
Honey, why don't you go out to the kitchen and bring us some of those... fancy little hors d'oeuvres.
Ayrıca küçük bir ordövr tabağı...
And some hors d'oeuvres first.
- Aperatiflerde.
- Hors d'oeuvres.
Ordövr tabağı, biftek, rokfor peyniri ve kahve.
Hors d'oeuvres, beefsteak, Roquefort, and coffee.
Sen de 7'de gelip, kanepeler için bana yardım edecektin, 7 : 30 da onlar gelecekti, içkiler ve kokteyllerden sonra
You were going to be here at 7 : 00, help me with the hors d'oeuvres, then at 7 : 30 they get here, and we have drinks... cocktails.
Kanepelerin üzerine oturmayın da.
Don't sit on the hors d'oeuvres.
- Alır mıydınız, efendim?
Hors d'oeuvres, sir?
Çok açım. Niye şuradan ordövr almıyoruz?
Why don't we go in and have some hors d'oeuvres first?
Şimdi de ekibin menüden ordövr olarak seçtiği ilk parçaya geçelim... Bunun sıradan bir parça olmayacağı kesin. Ekibin yayından önce dediğine bakılırsa her şey olabilirmiş.
And now for the first item this evening on the Menu, the team have chosen as a little hors d'oeuvres an item and I think we can be sure it won't be an ordinary item in fact the team told me just before the show that anything could happen, and probably would
Mezeler masa 12'ye.
Hors d'oeuvres for table 12.
Elbette, salatalarınızı getireyim... emir salata zincirine... her daim sorgusuz şekilde uyulmalıdır.
- Certainly, I'll just get your hors d'oeuvres. Hors d'oeuvres which must be obeyed at all times without question.
Sanırım, sıcak mezeleri oturma odasına koymalıyız.
I think we should put the hot hors d'oeuvres in the viewing room.
Mezeler burada.
Well, the hors d'oeuvres are here.
Sizin için biraz atıştırma istedim.
I've ordered some hors d'oeuvres for you.
Önce biraz aperatif getirin.
Bring hors d'oeuvres first.
Önce aperatifleri ve yanında bölgenin şarabından bir şişe getiriyorum.
I'll bring the hors d'oeuvres and a bottle of the local wine.
Başlangıç için biraz ordövr...
Some hors d'oeuvres to start with...
Ordövrler o kadar kötü ki gördüğünüz en kötü yemekler.
The hors d'oeuvres are so bad the worst dishes you have ever seen.
Bunlar bizim ordörvlerimiz mi?
These our hors d'oeuvres?
Jerry planları kontrol etmek için uğrayacak bu gece onun için ordövr ve saçma bir şeyler yap.
Yeah, 12 : 00 is fine. Jerry's stopping by tonight to check over the plans, So make some hors d'oeuvres and crap, okay?
Çorba istemiyorum, meze ve özel yemek.
No soup, hors d'oeuvres and the special.
Eşim Arlette... ve mezeler.
My wife, Arlette... and the hors-d'oeuvres.
Kendine iki tane meze alıp, misafirlere bir tane veriyorsun.
Two hors d'oeuvres for you and one for the guests?
Ben biraz aparatif alacağım.
I'm getting some hors d'oeuvres.
Misafirler için daha ordövr hazırlamamı ister miydiniz, efendim?
Would you like me to prepare some more hors d'oeuvres for the guests, sir?
Buraya barı koyacağız, ordövler şuraya, ve peynirli çörekleri vereceğiz.
We'll put the bar here, the hors d'oeuvres over there, and we'll pass the cheese puffs.
Dorothy, biraz ordövr ister miydin?
Dorothy, would you like some hors d'oeuvres?
Bilgi almaya geldim. çerez yemeye değil.
I came for information, not hors d'oeuvres.
Leni'nin kalbi öyle hızlı atıyor ki, muhteşem göğüsleri, gümüş tabaktaki mezeler gibi, neredeyse elbisesinden dışarı fırlayacak.
Leni's heart was beating so fast, that her swelling breasts leapt out of her low-cut gown, like luscious hors d'oeuvres on a silver platter.
Aperetiflerde yani!
On the hors d'oeuvres!
Aperatifler dedim!
I said hors d'oeuvres!
Aperatifler demek istedim!
I meant hors d'oeuvres!
Karides mezesi istermisin?
would you like some shrimp hors d'oeuvres?
Mezesi.
hors d'oeuvres.
Cliff, bu akşamki hizmetine ordövrleri oturma odasına götürmekle başlar mısın?
CLIFF, SINCE YOU'RE SERVING TONIGHT WOULD YOU PUT THESE HORS D'OEUVRES IN THE LIVING ROOM?
Hayır, hayır. Burada ordövrümüz var.
BUT WE HAVE HORS D'OEUVRES HERE.
- Sen ordövrler içinmi sızlanıyorsun?
You're worrying about hors d'oeuvres?
Ordövr? İkramımız.
Hors d'oeuvres, on the house?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]