Of tanrım traduction Anglais
8,396 traduction parallèle
Tanrım, sana yalvarıyorum, sen Jimmy'e ve ailemin geri kalanına göz kulak ol.
Dear God, I want to say a prayer that you watch over Jimmy and the rest of my family.
- Günün sonunda, Tanrım.
- At the closing of the day, oh Lord.
Tanrım, verdiğin nimetler için, şükürler olsun sana.
Dear Lord, Thank you for this meal that you have placed in front of us on this night.
Tanrım, verdiğin nimetler için, sana şükürler olsun.
Dear Lord... Thank you for this meal that you have placed in front of us on this day.
Bu yüzden ailemizin, arkadaşlarımızın ve en önemlisi senin önünde duruyorum. Ve Tanrı'nın huzurunda ömür boyu sana sadık bir eş olacağıma yemin ediyorum.
That's why I'm standing in front of our family and our friends... but most importantly, in front of you... and in the presence of God to vow... to be your faithfully committed... lifetime companion.
Ben bir ebeyim ve Tanrı'nın yardımıyla bu satırları sana yazıyorum Johannes.
I am a midwife, by the grace of God - and I write these lines to you, Johannes.
Tanrı'nın bir evlâdıydım.
I was - A child of God.
Ben de onun üzerindeyim. Aman Tanrım!
I'm on top of her, Jesus!
Torunlarımı düşünüyorum da. Tanrım!
Keep thinking of my granddaughters, Jesus.
Tanrı'yı bu işin dışında tutalım.
Let's keep God out of this.
Yüce Tanrım, lütfen bu yumurta... peynirli sandviç ve ekmek için dualarımızı kabul et.
Dear Lord, please bless this egg and cheese sandwich. And the hash brown, of course.
Bak, altında olduğun baskının farkındayım John, ama Tanrı aşkına, o benim hastamdı.
Now, look, I understand you're under a lot of pressure, John, but, Jesus, that was my patient there.
Tanrım, Tanrım... Tüm bunlar ne zaman başladı?
Lord, Lord, how long ago all of it started!
Tanrım, şu an bana bakan, sahiden Binbaşı Marquis'in başı mı?
My lord, is that really the real head of major marquis, lookin'at me now?
Aman Tanrım, çok korkuyorum.
Oh my God, I'm so afraid of it
Doğmamış çocuklarımızın gerçek tanrılar olması biz zavallı, cahil ölümlülerin kaderlerini yönlendirmeleri.
That our unborn children are the real gods dictating the fates of us poor clueless mortals.
Yüce Tanrım! O dilini uzatmadan duramaz mısın be adam?
Sweet Christ, man, can you not keep that tongue of yours from wagging?
Işık tanrıçası. Dualarımı duy.
Goddess of light, hear my prayer.
Bakalım Tanrı annenle ilgili nasıl planlar yaptı.
I think... it's time you found out what your Mama thinks of God.
- Tanrım, elbette verirdim.
- God, of course I would.
Bu polisler, Tanrı onları korusun. Bana polisten kaçtığım günleri hatırlatıyorlardı.
These officers, God bless them, they remind me of my days when I had to run from the police.
- Tanrım, pisliğin tekiyim.
- Gosh, I am such a fucking piece of shit.
Hükmünde ona merhametli davran, Tanrım.
- Be merciful in your judgement of him, O Lord, and grant him...
Tanrım, ilk günleri seviyorum. Olasılıklarla dolu oluyorlar.
They are so full of possibility.
Tanrım, misk kedisi gibi bir şeysin.
God, you are like some kind of civet.
Tanrım, kulağa ne kadar hoş geldiğini fark ettiniz mi?
- Gosh. Don't you just love the sound of that? - I, um...
- Tanrım, lütfen bana bunun lanet bir müdahale olduğunu söylemeyin.
- Please, God, don't tell me this is some kind of inter-fucking-vention.
Tanrım, Kardinal bir grup şebek yerine Kızıl Muhafızları gönderseydi ya.
Dear God, why didn't the Cardinal send the Red Guard instead of a troupe of performing monkeys?
Kraliçe yaşayacaktı ancak geri kalanımızı Tanrı kurtarsın.
The Queen would survive, but God save the rest of us.
Yüce Tanrım, Frances ve Reginald için ettiğimiz duaları kabul et... Kutsal Ruh onlarla olsun ve görkemini efendimiz İsa aracığıyla onlara göster.
Gracious God, accept our prayers for Frances and Reginald, that they may reap the harvest of the spirit and reflect your glory through Christ Jesus, our Lord.
Tanrım, Frances... Aklından ne geçiyor senin?
Jesus Christ, how many of these things are you on?
Tanrım, Amerikan Dışişleri Bakanı'nın ziyaret tarihi, nükleer antlaşma.
Oh, God, the date of the Secretary of State's visit, the nuclear treaty.
Tanrı'nın her günü bunun için üzüntü duymadığım tek an bile yok.
And there isn't one minute of every day that I'm not sorry for that.
Hepsi Tanrı'nın planının bir parçası mı diyeceksin?
Are you going to say it's all part of God's plan?
Burada köpek başlı tanrıların diyarında, bizim yazıtımızı öğrenmesi için büyük çaba gösterdim,
Here in this land of dog-headed gods, I made great efforts teaching my son our scripture, dreaming he might become a man in the land given us by God.
Tanrı'nın sevgi olduğunu bilerek, ve Tanrı'nın krallığında, düşmanlarımızı seveceğiz.
Knowing that God is love, and in a kingdom of God, we will love our enemies.
"Tanrı'nın ulu ve görkemli günü gelmeden önce, size İlyas Peygamberi yollayacağım."
"Before the great and dreadful day of the Lord comes, " I will send you the prophet Elijah. "
Ev halkımız Tanrı kelimesi ile yaşıyor.
We of my house live by the word of God.
Size doğruyu söylüyorum ki Tanrı şahidimdir asilzadelerimden bazıları bu yaptığım şey konusunda benim hemfikir değiller.
Let me tell you the truth, as God is my witness, some of my nobles do not agree with what I have done.
Tanrım, Peter, orada gecenin bir yarısı olmalı.
Jesus, Peter, it must be the middle of the night there.
Tanrı mı insanların malını mülkünü çalın diyor?
And since when is stealing people's possessions the call of God?
Tanrım, en azından birimiz eğleniyor.
God, at least one of us is having fun.
Aman Tanrım, sonunda erkek bir fahişenin ilk kez cinselliğini keşfedişinin hikayesini anlatan filmimizi mi çekiyoruz?
Oh my God, are we finally making our movie about a young rent boy's sexual coming of age?
Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın, Rab benim.
I am thy Lord, thy God, which have brought you out of the land of Egypt. Out of the house of bondage, thou shalt...
Ve Hristiyan Tanrısının galibiyeti hepimiz için ölüm ve yıkım demek olur.
And the triumph of the Christ-God will mean the death and destruction of all of ours.
Lakin bu konuşmayı yaptığımız için mutluyum ve ayrıca Kont Odo, bu meseleden iyi bir netice çıkaracağımız konusunda Tanrı'nın olduğu kadar sizin de güveninizi kazandığım için mutluyum.
But I am glad we have had this conversation. And I am also very glad that I have placed my faith in you, Count Odo, as well as in God Almighty, for the successful outcome of this matter.
Onun yerinde olsam, tanrılardan daha az sabırlı bir adamın gazabından daha çok korkardım.
If I was him, I would worry less about the gods and more about the fury of a patient man.
Bu küstah iddialarını tanrıların hükmüne bırakır mısın?
And will you subject your bold assertions to the judgment of the gods?
İki bakış açısını da anlıyorum. Fakat tek başıma dua etmeli ve Tanrı'nın arzusunu anlamaya çalışmalıyım.
I understand both these points of view, but I must pray alone and try...
Cömertliğin ve sevgin tüm hayatım boyunca ardımdan gelecektir ebediyete kadar Tanrı'nın evinde yaşayacağım.
Surely Your goodness and love will follow me all the days of my life and I will dwell in the house of the Lord evermore.
Patetesin var, Mısırın var, birazcıkta yengeç yağı, biraz sarımsak, ve kajun baharatın da var, ve Tanrı sana yardım edecek.
You got your potatos, you got your corns, little bit of crab oil, some garlic, then you got your Cajun spices, and God help you if you get this in your eyeball.
tanrım 20459
tanrim 140
tanrım bana yardım et 28
tanrım bize yardım et 16
tanrım yardım et 29
tanrım hayır 21
tanrim 140
tanrım bana yardım et 28
tanrım bize yardım et 16
tanrım yardım et 29
tanrım hayır 21