Okumadım traduction Anglais
1,667 traduction parallèle
Bilmiyorum çünkü kitabını okumadım.
I don't know, because I haven't read the book.
Hiçbirini okumadım!
I haven't read any of them.
Tecavüzü gazetelerde okumadım.
I didn't read about the rape in the papers, Andy.
- İkisini de okumadım.
Didn't read either.
Ben öyle okumadım.
I just read otherwise.
Hayır, daha okumadım...
not yet...
Gazetede banka soygunuyla ilgili Hiçbirşey okumadım.
I didn't read anything in the paper about a bank robbery.
Islahevinde Shakespeare'i çok okumadım.
I didn't read a lot of shakespeare in juvie.
Onu okumadım.
I never read it.
- Hayır.Kitaplarını bile okumadım
- No. I've never even read his books.
Bayan editör, niçin bu hikâyeyi Hearst Gazetesinde okumadım?
Madame Editor, why didn't I read this story in the Hearst paper?
Bugün haberleri okumadım.
I DIDN'T READ THE NEWS TODAY.
Ben onu kolejden beri okumadım.
I, uh, I haven't read him since college.
Ben de okumadım.
Me, neither.
Ben işletme okumadım. Tek sahip olduğum şey, içgüdülerim.
I didn't go to business school.
- 6 yaşımdan beri okumadım. - 6 mı?
- I haven't read it since I was 6.
e-mail'ın tamamını okumadım ama önemli bir şey ve hepimiz gidiyoruz.
Well, I didn't read the whole email, but it's important, and we're all going.
Daha okumadım.
I haven't read it.
Beni bağışlamalısın, içimden gelerek okumadım.
You've got to forgive me, I don't know it by heart.
Bilmiyorum daha hepsini okumadım.
I don't know, I haven't read the whole thing yet.
Tamam, psikolojide okumadım ama bence bu, kekle ilgili değil.
This is hardly a toy. Okay, I didn't major in psychology, but I'm gonna guess this doesn't have anything to do with the cake.
Senin hikâyelerinden birini bile okumadım.
I haven't even read one of your stories.
Okumadım, ama babalık sezgilerim hayli özel olabileceğini söylüyor.
- Oh, wow, yeah. Yeah, I haven't read it, but my father's intuition says it's probably pretty special.
Sana "kitaplarını okumadım" derken yalan söyledim.
" I said I never read your books, but I lied.
- Henüz okumadım ki.
- I haven't read it yet.
- Hayır, okumadım.
- No, I didn't.
Tamam, Amerikan Bilim dergisinin son sayılarını okumadım, ama bildiğim kadarıyla Nanite'lar teorik bir teknoloji.
Okay, so I haven't read the last couple issues of scientific american, but as far as I know, nanites are a theoretical technology.
Okumadım.
I haven't.
Önemsiz kurallara uymak için tıp fakültesinde okumadım.
I didn't go to med school to check boxes and push paper.
En iyi arkadaşımı kaybettim. Ve o günden sonra bir daha senin çizgi romanlarını okumadım ve oğlumun da okumasına izin vermedim. Senin oyuncaklarınla hatta diğer çocuklarla bile oynamasına izin vermedim.
I lost my best friend and I swore that I would never read comic books again or let my own son read comic books or play with toys or play with other kids, so I kept him in the house around the clock.
Bildirimi okumadın mı?
Or didn't you receive the memo?
Ahır'da canını okumadılar mı?
Didn't they kick your ass out of the Barn?
İmzaladım, ama okumadım.
Signed it, didn't read it.
Soruyorum çünkü kimse bana 31. fıkradaki haklarımı okumadı.
I only ask because no one has informed me of my Article 31 rights yet, sir.
Sen okumadın mı?
Didn't you?
Dört yıldır mektuplarımı okumadınız mı?
You been reading my letters the past four years?
Bana haklarımı okumadılar, avukat tutmamı önermediler.
They didn't read me my rights. They didn't offer me a lawyer.
"Kayıp Saplantılar" ı okumadın mı?
Haven't you ever read lost delusions?
- Kimse bana haklarımı okumadı.
No one read me my Miranda rights.
Okumadın mı daha?
Haven't you read?
126. sayıyı okumadın mı?
Didn't you read issue 126?
Geçen yılki kardiyoloji dergisindeki, makalemi okumadın sanırım.
You didn't read my article in the... "cardiothoracic monthly" last year.
Kimse davetiyeleri okumadı mı? Evet, evet.
Didn't anybody read the invitation?
Okumadın mı bile?
Didn't you even read it?
Yoksa sabah verdiğim notu okumadınız mı? - Nereye koydun?
Or did you not read the schedule I gave you this morning?
Bir hafta içinde gidecek ve sen daha bir tane özgeçmiş bile okumadın mı?
He's gone in less than a week, and you haven't even read a résumé. Doesn't even need to.
- Kitaplarımı okumadın değil mi?
- You haven't read them.
Mirageman, seni bulmaya çalıştım. Şu anda her neredeysen içinde imajını zedelediğim için affını dilediğim gözlerinin içine bakmama izin verdiğin için teşekkür ettiğim mesajımı sanırım okumadın.
I tried to find you Mirageman, and wherever you may be perhaps you didn't read the e-mail I wrote where I asked for your forgiveness for having tarnished your image
Kitap okumadığımı mı ima ediyorsun?
You suggesting I don't read?
Yazıyı okumadın mı?
Skipping?
Kitabımı okumadın, değil mi?
You haven't read my book, have you?