English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Olaylar

Olaylar traduction Anglais

14,218 traduction parallèle
Benzer olaylar şurada da yaşanmış.
Similar incident occured in,
Bugünkü gibi olaylar sürdükçe, ülke benim faturamı seve seve onaylayacaktır.
As events like today continue, the country will pass my bill willingly.
İnsanın ancak bir video oyununda rastlayabileceği gibi, bir dizi garip olaylar zinciri sonucunda Sentinel yönetim kurulu bu genç adamı oybirliğiyle yönetim kurulu başkanı olarak seçmiş bulunmaktadır.
After a very bizarre chain of events that one might only find in a video game, the sentinel board unanimously voted in this young man and their new ceo.
- Bu hackerin kimliğini tespit etmek... belki de bütün bu olayların arkasında kimin olduğunu bulmanın tek yoludur.
- Identifying that hacker might be the only way that we find out who's behind all this.
Bunun gibi durumlarda, Olayların bir adım önünde olmak zorundasın.
In a situation like this, you have to stay ahead of the events.
Olaylar böyle geliştiği için çok üzgünüm.
I am so sorry how this unfolded.
Bir şeyi açıklığa kavuşturmalıyım ki olaylar karşısında herkes gibi ben de şok oldum.
I must make one thing perfectly clear : I am as shocked as anybody is at this turn of events.
Geçmiş olayların genelinde, polis önce ateş ediyor sonra saçma bir özür diliyor.
Time after time, the police shoot first, and offer sloppy apologies afterwards.
Olayları daha net anlıyorum.
S-Saw things more clearly.
Çok fazla S ve S olayları olurdu, değil mi?
Lot of hacking D and D's?
Dış dünyadaki olaylar, mahkemeye girdiği zaman kamuyu lanetliyor.
But they want it to be entertainment.
- Ne sorunu var? - Muhtemel olaylar.
What's with him?
Aynı zamanda, 17 belge daha sunacağız ki bunlarda... Dedektif Fuhrman'ın kendi tecrübelerine dayanarak açıkladığı, görev suistimali kanıt yerleştirme, yalan yemin ve mahkeme devam ederken, olayların üstünü örtme ve yalan ifade verme bulunuyor.
And we will also present an additional 17 extracts where Detective Fuhrman speaks, with personal experience, about police misconduct, planting of evidence, commission of perjury, and the presentation of cover-ups and false testimony in court proceedings.
1992'deki Rodney King davasının tekrarı gibi olan LAPD korkusu sonucu ortaya çıkan şiddet olayları ve sonucunda verilen kararlar şu ana kadar hayata geçirilmedi.
repeat of the 1992 Rodney King trial, the scenes of violence the LAPD feared might result from the verdict have failed to materialize thus far.
Bizi bu âna getiren olaylar asırlardır örülüyor.
The events leading us to this moment have been unfurling for centuries.
Gündemdeki haber ile başlıyoruz. FBI, Clayton'daki cinayetler ve 1971'de kaybolan Arizonalı Emmet T. Openshaw olayları arasında pozitif DNA eşlemesi olduğunu doğruladı.
Repeating tonight's top story, the FBI has confirmed a positive DNA match between that of the Clayton County murders and Emmet T. Openshaw, the Arizona man who disappeared in 1971.
Davetler, yemekler, balolar ama asıl olayların içinde olan sendin.
The receptions, the dinners, the balls. But you've been in action. - Come and sit and tell us all about it.
Olaylar durduk yere büyümesin.
Let me--we don't want things to get dramatic.
Ben ilerisini düşünüyorum, her bir olasılığı gözden geçiriyorum, olayları aklımda tutuyorum.
I'm thinking ahead, thinking of every possibility, remembering everything that is happening.
Ben olaylar hakkında fazla bilgisi olmayan bir araştırmacıydım sadece.
I was just a researcher with no knowledge of that until it was too late.
Bakın, olayların biraz saçma olduğunu biliyorum son değişikler falan.
Look, I... I know things have been crazy, you know, with all the recent changes.
Olaylar farklı olsaydı diye diliyorum.
I wish things were different.
Olayların üzerinden 11-12 sene geçti biliyorum ama davadaki baş dedektif sizdiniz.
I know this all happened 11, 12 years ago, but you were the lead detective on her abduction.
Sen ışık ihlali yapan yayaları 3. kordon caddesinde kovalayıp gereksiz tutuklamalar yaparken şehrimizde tahmin edemeyeceğin ciddi olaylar dönüyor.
While you're chasing jaywalkers down the 3rd Street Promenade and making your chicken-shit collars some real heavy shit is going on right here in our city.
Ve olaylar gelişecek. "
Events to come. "
Tüm bu olaylar Susan'ı küplere bindirdi.
Whole thing's got Susan worked up into a lather.
Bu olayların nasıl ilerlediğine bağlı.
Depends on how this goes.
Biz olayların ayrıntılarını bulanık hatırlıyoruz ama sen hatıraları net hatırlıyorsun.
When we remember things, the details are hazy, imperfect, but you recall memories perfectly.
Tanrı olaylarını falan yapalım demiyorum ama tanrı karşıtı şeyler de yapmayalım hani.
You know, I'm not saying we got to do the God stuff, but let's not- - let's not do a bunch of anti-God stuff either, okay?
Hayat, anlamsız ve amaçsız olaylar dizisinden ibaret.
Life is just a series of events with no meaning or plan, you know?
Çünkü bilirsin bazen sette olaylar derinleşir.
It's just because, you know, it gets a bit intense on-set sometimes.
Sadece olaylar çok hızlı gelişti. Hepimiz en iyi sonucu istiyoruz, tamam mı?
It's a very dynamic situation at the moment and we all want the best possible outcome, OK?
- Charlestown'daki olaylar ve öncesinde olanlar beni deli ediyor.
That the events of Charlestown and everything since is driving me mad. Is it?
Bundan bir ay sonra, Cornwall'da biryerde, katibin birine, Charles Vane'e, olayları onun açısından anlatmasını isteyen bir mektup yazdıracaklar.
A month from now, somewhere in Cornwall, a clerk will be asked to draft a letter to Charles Vane, asking for his version of events.
Anlıyorsun ya sana ortak demeden önceki endişelerim Londra'daki hücrene ilk girdiğim andan beri Nassau'nun cazibesine katlanıp katlanamayacağındı geçmişindeki olayların ciddiyeti seni basit düşmanlıkları kovalamaya itebilir ve sana pahalıya mal olan hatalarını tekrarlatabilirdi bu da burada inşa etmeye çalıştığım geleceğe yönelmeni engelleyebilirdi.
You understand... my concern about calling you a partner, from the moment I first walked into your cell in London, was whether you'd be able to resist Nassau's temptation, the gravity of your personal history urging you to resume petty rivalries and repeat the costliest of your mistakes, preventing you from ever truly moving into the future I wanted to build here rather than gravitating back into your past.
Kenarda durup bizim işimizi yapmamak için olayları kiritize eden politikacıları ve mızmılarıda biliyorum.
I know the politicians and the crybabies that want to stand around the sidelines and criticize how we do our job never had to do our damn job.
Dediğim gibi, bu uluslararası olayların Askeri bir sorun olarak görüldü.
Like I said, I can confirm that these international events treated as a military problem.
Polisin anlattığı hâliyle olayların ve suçlamaların vahametinin farkında mısın?
Do you understand the police's version of events? The severity of the charges?
Olaylar ayrıntılarıyla ortaya serilirken takip edebilecek misin?
Do you think you would be able to keep track of events as they unfolded?
Yaşanan son olaylar yüzünden benim bir ürün olarak... yaşayabilirlik değerlendirmemi yapmak için.
To assess my viability as a potential product stream... In light of recent events.
Bence bu olaylar önceki tahminlerimi acı bir şekilde haklı çıkarttı.
I think these events make it punishingly clear what I had already predicted.
Yeni şeyler öğrenip yapılan tıbbi işlemleri takip edebiliyor ama yaklaşık son altı yılda olan olayları hiç hatırlamıyor.
It seems he can acquire new information and keep track of his medical procedures, but that he has almost no recollection of the events that have taken place over the last six years or so.
Fakat ben fark ettim. Silahlı şiddet olaylarından etkilenen binlerce kişinin Ayağa kalkmalı ve sayılmalıdır.
But I've come to realize that the thousands of people affected by gun violence need to stand up and be counted.
Olaylar yaşandığında sen neredeydin peki?
So, where were you when it happened?
Olayların içine sıçışlara karşı toleransım olmayacak.
I will have zero tolerance for fuckups.
Siz de doğaüstü olayları saplantı yapmış bir profil çıkarma uzmanı mısınız?
- Oh. - And you're a profiler, - obsessed with the paranormal?
Kısa süre sonra Mulder'ın doğa üstü olaylar üzerine çalışmalarının bana anlatılan gibi olmadığını anladım. Gizli Dosyalar Mulder'ın ve benim araştırmalarıma değerdi. Bilimin kabul ettiği sınırların dışında bir dünya vardı.
I quickly came to understand Mulder's work on the paranormal wasn't such as I'd been led to believe, that the X-Files were worthy of Mulder's investigations and of mine, that a world existed on the far fringes
Her geçen saniye olaylar daha gerçekçi oluyor.
One that grows more and more real with each passing moment.
Olabilir ama hakikaten orada olanlar tarafından anlatılan hikâyeler düşman ateşi altında, olayların tam göbeğinde olanlar tarafından...
Perhaps.
Olaylar kritik bir noktaya ulaşıyor.
Things are reaching a critical point.
Ama birtakım olaylar kısa süren kayboluşum sırasında üzerimde deneyler yapıldığı ve bunun sonucunda tedavisi de kendisi kadar gizemli ölümcül bir hastalığa yakalandığıma inanmamı sağladı.
But intervening incidents have led me to believe that during my short disappearance,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]