Ona aşıktım traduction Anglais
243 traduction parallèle
Ona aşıktım ben.
I fell in love with him.
Evet, Ona aşıktım.
Yes, I was in love with her.
Baban en kötüsüydü, çünkü ona aşıktım.
Your father was the worst, because I loved him.
- Ona aşıktım ben.
- I was in love with her.
Ve ben de ona aşıktım.
And I was in love with her
Ona aşıktım.
I was in love with him.
Ne dedin sen? Ona aşıktım.
I was in love with him.
Ona aşıktım.
I was in love with her.
O zaman ona aşıktım.
I loved him then.
Ve onu elde edebilirdim! Tarih boyunca soylular çok sefer tebaadan kızlarla gönül eğlendirmiştir, lakin ben ona aşıktım.
Oh, I could have taken her as nobles have taken the daughters of peasants since the beginning of time.
Evet, ona aşıktım ve sen onu öldürdün.
Yes, I loved him and you killed him.
- Ve ben ona aşıktım.
- And I loved her.
Ona aşıktım, ben de kabullendim.
I was in love with him, so I accepted it.
Çünkü ona aşıktım.
Because I loved him.
Ona aşıktım.
I loved him.
Ona aşıktım dedim mi?
Did I say I was in love with her?
O zaman ona aşıktım.
I was in love with him.
Grupta benim dışımda herkes onunla yatıyordu. Ben ona aşıktım.
Everybody in the band is banging her except me... and I got a crush on her.
Ona aşıktım da ondan.
Well, I was in love with her.
Ona aşıktım.
And I loved her.
Elli yıl önce, genç bir adamken, bana aşık bir kadınla tanıştım, ben de ona aşıktım.
Fifty years ago, when I was a young man, I met a woman who loved me and whom I loved, too.
Ben ona aşıktım.
I was in love with him.
- Ona aşıktım.
- I loved her.
Ona aşıktım bir dolu çılgın fikir.
I was in love with him, full of crazy ideas.
Ona aşıktım, gerçekten aşıktım.
I was in love with her, I really was.
Bir adamla birlikteydim, ona aşıktım... Onu orda bırakıp sokakta tanıştığım bir yabancıyla gidebilirdim.
I was with a man, I was in love... and I might as well have left him there... and gone off with the stranger we met in the street.
Ben ona aşıktım.
I was in love with her.
Uzun yıllar ona aşıktım.
I was in love with her during years.
Çünkü ona aşıktım.
Because I loved her.
- Oh, Ona aşıktım.
- Oh, I loved him.
Ona aşıktım!
I loved her!
Ben ona çok aşıktım.
I loved him so.
- Ona deliler gibi aşıktım.
- I was very much in love with her.
Ona ümitsizce aşıktım.
I was hopelessly in love with him.
Ona bu yüzden aşıktım.
That's why I loved him.
Tutkuların kölesi olmayan kim varsa gelsin. Ona açıktır yüreğimin derinleri. Yüreğimin seni sakladığım, en sıcak yeri.
Give me that man that is not passion's slave and I will wear him in my heart's core, ay, in my heart of heart, as I do thee.
- Sanırım ona aşıktın.
- I think you were in love with her.
Ona sırılsıklam aşıktım.
I was so plumb crazy about him.
Ona hep aşıktım ve bundan sonra da olacağım.
I've always been in love with him and always will be.
Ona benzeyen bir erkeğe aşıktım.
I was in love with a man like him once.
Sizin yanınıza gelmeden önce ona deli gibi aşıktım.
I was besotted by her long before I came to you.
Ona hep aşıktım.
I forget what she looks like.
Ama çok nazik bir insandı ve ben ona deli gibi aşıktım.
He was very kind and I was madly in love with him.
Ama yaptıklarımdan sorumlu değilim. Ona deli gibi aşıktım.
But I'm not responsible.
Ona delicesine aşıktım.
I was so crazy about him.
Ona çok fazla aşıktım, sevgili Heather.
- I loved her very much, Heather.
Ben ona asıktım.
I was in love with him.
Ona delicesine aşıktım.
I was very much in love with her.
Ona aşıktım.
Oh, boy, I had a crush...
Mahallenin en güzel kızıydı. Ona çok aşıktım.
She was the most beautiful girl in the neighborhood.
Bir hayat vardı, daha iki dakikalıktı ama ona göre ben kocasıydım.
Here was a life not two minutes old and as far as she was concerned, I was her husband.
ona aşığım 44
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41