Onsekiz traduction Anglais
156 traduction parallèle
Onsekiz sent benim için sorun değil, Charlie.
Eighteen pence ain't no object to me, Charlie.
Onsekiz yıl.
Eighteen years.
Cola şurada otururdu, büyükbaba da şurada... Vanni ve Alfio da şurada. Onsekiz kişi binerlerdi kayığa.
There's where Cola used to sit, and Grandpa... and Vanni, and even little Alfio, the boat boy.
- Şey, onsekiz... neredeyse.
- Well, eighteen... going on eighteen.
Onyedi, onsekiz, ondokuz.
Seventeen, eighteen, nineteen.
Onsekiz.
Eighteen.
Toplamda Çin'in onsekiz bölgesinden onüçü... yabancıların egemenliği altına girdi.
In all, thirteen of the eighteen provinces of China are under foreign control.
Babam onunla evlenmemi istediğinde onsekiz yaşımdaydım.
I was 18 when my father said, "Marry him."
- Onsekiz yaşındayım.
- Eighteen years old.
- Onsekiz mi?
- Eighteen?
Onsekiz yaşımdaydım. O gece hakkında hiç kimseyle asla konuşmadım.
You see, I've never told anybody about it.
Alissa onsekiz yaşındaydı.
Alissa was eighteen.
Onsekiz yaşında.
At eighteen years.
- Onsekiz.
- Eighteen.
İki-onsekiz.
Two-eighteen.
" Onsekiz.
" Eighteen.
Sonra, uyuşturucu satmaktan onsekiz ay mahkumiyet.
Later, I8 months imprisonment for drug pushing.
- Haftalık onsekiz dolar.
- Eighteen dollars a week.
On da onsekiz.
Eighteen out of 10.
- Onsekiz bin dolar.
- Eighteen thousand.
- Onsekiz inç.
- Eighteen inches.
Onsekiz santim.
Eighteen inches.
Onyedi buçuk, Yunanistanda onsekiz.
Seventeen and a half. In Greece, it was eighteen.
Hissedin, Onsekiz inç ayar doğru yerde.
Feel it. Eighteen inches, right where it counts.
Onsekiz!
Eighteen!
İcraatsız geçen onsekiz yıldan sonra, bir günde iki kez.
18 years ofnothing and now twice in one day.
Onsekiz sahtekarlık, otuz yedi tecavüz,
18 counts of fraud. 37 counts of rape.
Siyah onsekiz.
Eighteen black.
- Siyaz onsekiz kazandı.
- Eighteen black is the winner.
Üzerime beni beş yıl boyunca hiçliğe gömen onsekiz tekerlekli bir kamyon gönderdi.
He threw a truck at me, bounced me into nowhere for five years!
- Onsekiz dakika.
- Eighteen minutes.
dinle çocuğum onsekiz yıl önce sen annenin karnındayken...
Hmm... My good child! 18 years ago while you were still inside your mum
Onsekiz yıldan sonra minik ayakların pıtır pıtır adımları.
The pitter-patter of little feet after 18 years.
Aradan onsekiz yıl geçmişti.
18 years have passed.
Onsekiz Devirli Tekme!
Eighteen Topple Kick!
Onsekiz aylık deneysel araştırma!
18 months of experimental research gone!
- Neredeyse onsekiz.
- Almost eighteen.
Onsekiz kişi oldürdü!
He's killed eighteen!
Saatler beşi onsekiz dakika yirmibir saniye geçiyor...
The time now is 21 seconds and 18 minutes passed 5...
Onyedi, onsekiz....... Ondokuz, yirmi....
- 17,18, 19 - 20!
Onsekiz yaşından fazla görüneceksin.
You know you gotta be 18 and older.
Onyedi, Onsekiz, Ondokuz...
Seventeen, eighteen, nineteen...
Onsekiz?
Eighteen?
Onsekiz, yirmi, elli tane alabilirim.
I could buy eighteen, twenty, fifty!
Yirmi dakikan olsa sen iki dakikada biterdin. Onsekiz dakika da artardı.
Out of 20 minutes, you'd have 18 left over
Onsekiz yaşında ajanlarımız bile var!
We've got people who are eighteen!
Onsekiz yıl önce "Ecel Meleği" Bostalk diye korku salardı.
He was feared as Bostalk "The Grim Reaper" 18 years ago.
Yukarıdan aşağıya onsekiz.
Eighteen down.
ONSEKİZ AY.
Eighteen months.
Onsekiz Devirli Tekmemi görmedin mi yoksa?
Didn't you see my 18 Topple Kick?
Ondört... onbeş... onaltı... onyedi... onsekiz... ondokuz... ondokuz... yirmi- -
Fourteen. Fifteen. Sixteen.