Ortadoğu traduction Anglais
379 traduction parallèle
Kendisi şu an Ortadoğu'da, çocuklar da yatılı okulda.
He's in the Middle East, and the kids at boarding school.
Beyler, Ortadoğu kuvvetlerinde görev yapan tüm subaylara, General Auchinleck'in emirleridir.
Gentlemen, the following order from General Auchinleck... is to all commanders and chiefs of staff of the Middle East forces.
Ortadoğu Kuvvetleri Komutanı.
Commander-in-Chief, M.E.F.
Ortadoğu'nun anahtarı.
Suez - the key to the Middle East.
Ortadoğu'dan çekip gitsenize!
Why don't you get out of the Middle East?
Ortadoğu'da bulundu.
Been in the Middle East.
Çöldeki isyan Ortadoğu Cephesi için kritik önem taşıyordu.
The revolt in the desert played a decisive part in the Middle Eastern campaign.
- O dağların altında gömülü metalleri biliyordu.Ortadoğu parfümleri
He knew about metals buried under mountains, Oriental perfumes,
Teksas ya da Ortadoğu'da olsaydık sana katılabilirdim.
If we were in Texas or the Middle East, I might agree.
Ortadoğu'da Arapların Yahudilere ya da Yahudilerin Araplara bakışının.
or Arabs looking at Jews, or vice versa in the Middle East.
Düşmanla savaşabileceğimiz tek farklı yer olarak Kuzey Afrika çölleri yani Ortadoğu coğrafyası mevcuttu.
We decide that the only place where we could face the enemy it was the desert of the North of Africa.
Ortadoğu'yu bombalamak ve orada savaşmak.
They were not alternative, were possibilities. To bomb... e to fight in the Average East.
Ve bu nedenle o günlerde Ortadoğu'ya baskı yapıp onları savaş için tahrik etmeye çalıştık. Alman birliklerini İngiltere sınırlarından uzaklaştırmak zorundaydık.
Therefore, we start since soon to force, to pressure and to ask for more armament in the Average East e we had to take off the armament daqui, of the British defense.
Malaya, Britanya, Ortadoğu ve Rusya'nın ardından geliyordu.
They were in room place, after Great-Britain, Average East and Russia.
Asker takviyesi bakımından da, Ortadoğu'dan sonra ikinci sırada geliyorduk.
In what it says respect to the men, the first priority it was the Average East e Malaysia it was in according to place.
Daha gerçekçi ve önemli bir fırsat yakalanmış olan ortadoğu cephesi daha şüpheli ve gerçekten uzak bir başarı olan uzakdoğu cephesine feda edildi.
We lose a chance to gain something that it was real and important in the theater of war of the Average East, to go to conquer something that it was sufficient improbable doubtful and in the Extreme East.
Bu yöntemin Çin'e, bronzun MÖ 1800'lerde keşfedildiği Ortadoğu'dan geldiği neredeyse kesindir.
It had come to China almost certainly from the Middle East, where bronze was discovered about 3800 BC.
Doğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu İngiltere kesimlerine gelince çoğu bölgelerde sisli bir gün bekleniyor.
Now for Eastern England, Central Northern England and Northeast England. A foggy start in most places and a mostly dull misty day with rain and drizzle at times.
Ortadoğu'dan gönderilmişti ve şimdi elindeki yetersiz kaynakla zorlu bir rakiple karşı karşıyaydı.
Transferred from the Middle East, he now faced a formidable foe with scanty resources.
- Ortadoğu.
- Middle East.
Ortadoğu'da yine bir bombalı saldırı...
There's been a bombing in the Middle East...
Üç gün basın bülteni yayınla, üç hafta bakanlık bildirisi yayınla birden Ortadoğu'da bir kriz yaşansın, her şey eski haline dönsün!
Three days of press releases, three weeks of memos, a crisis in the Middle East and back to normal?
Fourier, bir çok bilim insanı gibi,... yakın zamanda Napolyon'un Ortadoğu seferine katılmıştı.
Fourier had recently participated, as one of many scientists in Napoleon's expedition to the Middle East.
Ortadoğu'daki durum hakkında hiç bir tartışmaya müdahil olmak istemem ama eyaletin kıdemli senatörü olarak, bence seçmenlerim adına, yani tüm Amerikalılar adına konuşabilirim. Ve şöyle derim : "Si.. ir edin hepsini!"
I don't wanna get involved in any controversy... on the situation in the Middle East... but as senior senator from my state, I think I can speak for my constituents... indeed all Americans, when I say, "Fuck'em!"
Ortadoğu'daki deprem hakkında ayrıntılar.
More on the Mideast earthquake.
Ortadoğu'daki insanları devrime teşvik etmek için Bakü'de düzenlenecek kongrede Amerikalı işçileri temsil edeceksiniz.
Now you'll be able to represent the American workers at the forthcoming congress at Baku to inspire revolution among the peoples of the Middle East.
Ve Ortadoğu krizi hakkında neler yapardım, onları konuşabiliriz.
And we could talk about what I'd do about the crisis in the Mideast.
Yani, bu ay ışığının altında,.. ... Ortadoğu'da bulunan ve bu güzel dünyanın üstüne sadece deli bir adama komşularını havaya uçurma şansı vermek üzere kurulmuş olan yepyeni bir nükleer arıtma tesisindeyim.
So, here I am on a moonlit night staring'down the throat of a brand-new Middle Eastern nuclear refining plant put on this good Earth for no other reason than to allow some crazy strong man to blow up his neighbors.
Yeni Ortadoğu elçisi sen misin?
Are you the new Mideast ambassador?
- Larry, ortadoğu problemlerini tartışıyor. Omar Khadaffi ve Şarl ile.
larry is discussing the middle east crisis with qaddafi and charo.
- Ve Ortadoğu krizi için de özür dilerim.
And I'm sorry about the crisis in the Middle East.
Bildiğiniz üzere Ortadoğu'da büyük bir kriz yaşamaktayız.
As you know, we have a major crisis in the Middle East.
- Ortadoğu'daki filomuza ulaşın.
- Get Sabre Squadron to the Middle East.
Kaçırılan uçak hala bilinmeyen bir yönde tahminen Ortadoğu'ya doğru ilerliyor.
The hijacked plane is still in the air heading for an unknown destination presumably somewhere in the Middle East.
Ortadoğu'daki en yakın dostumuz İsrail, hem de Beyrut'a 20 dakikalık bir mesafede.
Israel is our best friend in the Middle East, and it'only 20 minutes from Beirut.
Ortadoğu'nun Las Vegas'ıydı.
It was the Las Vegas of the Middle East.
Bu akşam, Ortadoğu Restaurantta görüşürüz.
See you tonight at the Middle East Restaurant
Ortadoğu Restauranta gel, yemek yiyelim.
Come for dinner at the Middle East Restaurant
Onları kullanmıyoruz, ortadoğu yemeği parmaklarla yenir.
We don't use utensils ; Middle-Eastern food is eaten with your fingers
Ortadoğu restauranttaki polisin Michael'ın adamları tarafından öldürüldüğüne dair bazı rivayetler duydum.
I heard rumours that... the cop at Middle East Restaurant... was killed by Michael's men
Ayrıca, ortadoğu restauranttaki olayla ilgili bazı şeyler duydum.
Also, I heard about... the incident at Middle East Restaurant...
Bugün Libya'da, Albay Gaddafi'nin önderliğinde, Ortadoğu'da, siyonist ve Amerika emperyalizmine karşı olan mücadeleyi uzun ölçekli değerlendirme amacıyla toplandılar.
In Lybia today progressive Arab leaders invited by the Lybian leader, Colonel Gaddafi met to discuss further measures in the cntinuing struggle against American and Zionist imperialism in the Middle East.
"Kap, milyonlarca yıl önce, Ortadoğu'da gömülmüş..."
"The container was buried somewhere in the Middle East eons ago by..."
- Akdeniz'de güç savaşları Ortadoğu'da sorunlar, silah tüccarları.
- Mediterranean power struggles... ... the Mideast problems, arms deals.
Çalışmak için Ortadoğu'ya kadar gittim.
I then try to go to Middle East to work.
Hiç Ortadoğu atamaları oldumu?
You ever had any Mideast assignments?
Elveda Ortadoğu Afrika'nın incisi.
Goodbye, you pearl of Central East Africa.
Sadece insanları etkiliyorlar ve Neptün'den gelmişler izlenimi vermiyorlar. Şimdi sıra, ortadoğu krizini konuşacağımız özel konuğumuza geldi. Aktivist, yazar ve profesör Noam Chomsky.
You write in Manufacturing Consent that it's the primary function of the mass media in the United States to mobilise public support for the special interests that dominate the government and the private sector.
.. Ne yazık ki biz de kaybolduk şimdi.. Ve yazar çok net bir şekilde Philip'in babasının.. .. Ortadoğu'ya sık seyahatler yapan genç bir adam olduğunu vurgulamış..
In this, it's clear that Philip's father, as a young man, travelled in the Middle East.
Londra ve İrlanda'da bombalamalara karışmış. Ama Ortadoğu'daki bağlantıları sayesinde dokunulmaz biri.
He's linked to bombings in London and Ireland but because of his ties to the Middle East, he's been untouchable.
Ortadoğu'daki küçük çarpışmalar mı?
About that limited skirmish in the Middle East?