English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Ortaya çıkacaktır

Ortaya çıkacaktır traduction Anglais

349 traduction parallèle
Gazetelerde bunu okuyunca ortaya çıkacaktır.
I know he'll turn up when he sees this in the papers.
Zaten bu problemler er ya da geç ortaya çıkacaktır.
After all, one would find them out soon enough.
Pazarda ortaya çıkacaktır.
It'll turn up in the market.
Muhtemelen ortaya çıkacaktır.
He'll probably turn up.
- Ortaya çıkacaktır.
- It'll show up.
Her neredeyse, er ya da geç mal almak için ortaya çıkacaktır.
Wherever he is sooner or later, he's gotta come out for a fix.
Ortaya çıkacaktır.
He'll turn up.
YıIdızlar ortaya çıkacaktır. Nöbeti devralma vaktin geldi.
Stars'll be showing, time it's your turn to take the guard.
Bay O'Finn bir yanıtla ortaya çıkacaktır.
Mr. O'Finn will come up with an answer.
Ve belki sadece bu gece dışarı çıkacağımız zaman ortaya çıkacaktır.
And maybe it'll show up tonight just when we're leaving.
Ernst Janning suçlu bulunacak olursa,.. ... bazı tartışmalar ortaya çıkacaktır.
If Ernst Janning is to be found guilty, certain implications must arise.
- Joe, ortaya çıkacaktır, merak etme.
- Come on, Joe. She'll turn up, honest.
Duygusal sorunları varsa ortaya çıkacaktır.
If she has emotional problems, they will show.
Gerçek eninde sonunda ortaya çıkacaktır!
The truth will be out one day
Eninde sonunda tekrar ortaya çıkacaktır.
But I guess... He'll come to us sooner or later
Gerçek ortaya çıkacaktır
The truth will come out
Şimdilik bulamadık fakat ortaya çıkacaktır.
- Not yet, but he'll turn up sooner or later.
Evet. Shurayuki, şüphesiz, ortaya çıkacaktır.
Shurayuki will, without a doubt, soon show up.
"Gök Baba ağladığında kötü olan ortaya çıkacaktır."
"When the evil one shall be exposed, the Sky Father shall weep."
Endişelenme, eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
Don't worry, it's bound to turn up.
Bu, soruşturmada ortaya çıkacaktır ama o zamana kadar, olaya karışan herkesin ruhsatına el koyulacak.
That will come out in the investigation, but until then, everybody involved will not be issued licences.
Gerçek mahkemede ortaya çıkacaktır Şimdi lütfen herkes dinlesin
The truth will be known the day after tomorrow please rest now, heroes
Yalnızca bunlardan bir kısmının üzerinde zeka ortaya çıkacaktır.
On only some of those worlds will intelligence arise.
Beni öldürebilmek için, Ortaya çıkacaktır
For the sake of killing me, he will show up
Ama kim olursa olsun... çok yakında ortaya çıkacaktır
But no matter who he is I will find out very soon
Bahse girerim herkes gittikten sonra ortaya çıkacaktır.
I bet he'll show up when everyone's left.
Böyle bir şey ortaya çıkacaktır.
Something like this is bound to get out.
Ortaya çıkacaktır.
That will emerge.
Eminim ortaya çıkacaktır, onu görmem ve ayrılığı sonuçlandırmam gerek.
I'm sure that he will turn up, and I'll have to see him and finalise the separation.
Buralarda bir yerde ortaya çıkacaktır.
He's gotta be out here somewhere.
Ortaya çıkacaktır.
He'll show.
Bu konu gözden düşer düşmez, modası geçer geçmez... karakterlerin yalan söylediği... ve o öpüşmenin bir rüya olduğu ortaya çıkacaktır.
SOON AS IT BECOMES UNPOPULAR AND UNCHIC AGAIN, IT'LL TURN OUT THE CHARACTERS WERE LYING... AND THE KISS WILL BE REVEALED TO HAVE BEEN A DREAM SEQUENCE.
Ortaya çıkacaktır.
He dives safely back.
Ama eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
But he'll show up eventually.
Ortaya çıkacaktır.
She'll- - She'll turn up.
"Eminim ki, masumiyetim hiçbir şüpheye yer bırakmadan ortaya çıkacaktır."
" I'm confident it will establish my innocence beyond any shadow of a doubt.
"Eminim ki, masumiyetim hiçbir şüpheye yer bırakmadan ortaya çıkacaktır."
"This will establish my innocence beyond any shadow of a doubt." Blah, blah, blah.
Sonunda çok basit bir sebebi olduğu ortaya çıkacaktır.
It must be something of simple much.
Kim bilir, belki de tamamen masum olduğu ortaya çıkacaktır.
Who knows, maybe it'll turn out he was innocent all along.
Babanın ölümünde hiç bir suçum olmadığı... ve büyük acı duyduğum gün gibi ortaya çıkacaktır... Herşeyi öğrendikten sonra kendi yargın buna karar verecek.
That I am guiltless of your father's death... and am most sensibly in grief for it... it shall as level to your judgment appear as day does to your eye.
Önemi ortaya çıkacaktır.
Its importance will become obvious.
Eninde sonunda, ortaya çıkacaktır... Ölmeden önce en büyük düşmanın sana görünür!
The wish of everybody, is to meet the strongest enemy before his death.
Şimdi işi bittiğine göre, bazı şeyler ortaya çıkacaktır.
Now that his business is gone, there will be disclosures.
General Stuart'ın geldiği ortaya çıkacaktır.
It would appear that General Stuart has returned.
Kanunlar sessiz kalmazsa eğer, gerçekler er geç ortaya çıkacaktır.
If the law isn't silent, the truth will be revealed.
Beverly, cevaplar ortaya çıkacaktır.
Beverly, the answers will come.
Hava şartları çok çetin olmazsa su kaynaklarında sıkıntı olmayacak ve Noel'deki su sıkıntısı 24 Aralık ile 6 Ocak arasında ortaya çıkacaktır geçen sene olduğu gibi Kasım'da değil.
We mustn't have a hard winter or flooding, the Christmas spate must come between 24th December and 6th January and not like last year in November, which was in fact atypical.
Yeteneklerimizle ilgili gerçek bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır.
The truth about our abilities always emerges one day.
Ortaya çıkacaktır ve kendini gösterecektir.
Then we expect to nail him.
Bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır.
One day the entire truth can be told.
Sanırım Mademoiselle Pauline'in parasının yok olup, harcayanın da siz olduğu ortaya çıkacaktı.
I think it will be discovered that the money of Mademoiselle Pauline, it is gone, and that you have spent it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]