Outlaws traduction Anglais
562 traduction parallèle
Bu anlaşmanın altına imza atan bizler ülkesiz kendi topraklarımızda evsiz bırakıldık, mahkum ve aforoz edildik.
We, the undersigned... are men without a country... outlaws in our own land, and homeless outcasts in any other.
- Hayduduz.
- We're outlaws.
Haydutlar, silahlı birliklerin karşısına çıkamaz.
Outlaws have no face to show themselves against armed troops.
Biz kralın geyiğinden başka yiyeceği olmayan fakir haydutlarız. Sizinse mülkünüz, kira geliriniz ve gümüşünüz var.
We're poor outlaws, with nothing to eat but the king's deer while you have property, rents, and silver.
İngiltere'nin korunmasını benim gibi haydutlara bırakan her şeyi kınıyorum.
I'll condemn anything that leaves the task of holding England to outlaws like me.
Haydutların bir hilesi!
It's a trick of the outlaws!
Kaçaklara karşı burayı koruyamaz mıyız?
Don't they know we could hold this jail against an army of outlaws?
Teksas kanun kaçaklarının olsun.
I'm going to give Texas back to the outlaws.
Kanunsuz zorbalarca asılmak bile yeterken özel düşüncelerimin alay konusu olmasına hiç dayanamam.
It's enough to be hanged by bullying outlaws without having your private thoughts handed round to them for a joke. I said I'm sorry.
Ne hoş, şerif yargıcın karşısında kanun kaçaklarını savunuyor.
Fine state of affairs, when the marshal stands in front of the judge and defends outlaws.
Kimseyi savunmuyorum ama bir şey yapmazsak yeni kanun kaçakları olacak.
I'm not defending any outlaws but this town had better wake up, or there'll be more outlaws.
Kanun kaçaklarının yakalanmasını istemiştin. İşte oradalar.
You wanted a gang of outlaws rounded up, well, there they are.
Tabiki gidebilir.kaliforniyanın sürünen eskiyaları sürgünleri ve asileriyle.
Of course he can. California's crawling with bandits, outlaws and rebel sympathizers.
Ve onu takip eden sürgünleri
And the band of outlaws that follow him.
Sam'in kanun kaçaklarına rağmen seni yalnız bırakması tuhaf değil mi?
Kind of unusual, ain't it? Old Sam leaving you here alone with them outlaws on the loose?
- Kaçaklardan haber yok mu?
- No sign of them outlaws yet?
- Haydutlar mı geldi?
- Was it the outlaws?
Kanun kaçakları.
Outlaws.
Kanun kaçaklarıyla dolaşıp tren soymak için çok gençsin evlat.
You're pretty young, son, to be riding with outlaws and holding up trains.
O haydutlardan biri.
He's one of them outlaws.
Wells Fargo kontratını istiyorsak, o haydutlardan kurtulmalıyız.
If we want the Wells, Fargo contract, we've got to get rid of these outlaws.
Haydutlar istasyon kasasını soydular ve birkaç muhafızı vurdular.
Outlaws robbed the depot safe and shot a couple of guards.
Biz kanun kaçağı değil, askeriz.
We're not outlaws, we're soldiers.
Meksikalı haydutlarla, Amerikalı kanun kaçaklarıyla iş yapar.
Trades with the bandits in Mexico and the outlaws in the States.
ÜIkede senin gibi ve Henderson gibi daha fazla adam olsaydı, Hiç haydutumuz olmazdı!
If there were more men like you and Henderson in the country, we wouldn't have any outlaws!
Ellerine koz verirsen bizi kanun kaçağı ilan ederler.
You give him any excuse, he'll have us declared outlaws.
Yani Parrish2ten ve diğer canilerden kurtulmak için yetki verildi.
That means getting rid of Parrish and every one of them murdering outlaws.
Sueruem telef olurken, kanun kacaklarinin pesine duesemem.
I can't go chasing after outlaws, my cattle dying all over.
Burası, bazı önemli kanun kaçaklarının kullandığı yol.
Through that area where those important outlaws used to ride.
Şu an Sicilya'da 37 haydut çetesi var. 37!
Right now there are 37 bands of outlaws in Sicily. Thirty-seven!
Jandarmalar durmalarını söyledi ama haydutlar kaçmaya çalıştılar.
The carabinieri ordered them to stop, and the two outlaws tried to run.
Söylediklerine göre sokak haydutlarla doluymuş ve jandarmayla 1 saat çatışmışlar.
But they said the street was full of outlaws and carabinieri shooting for an hour.
Havan topları ve ağır makineli tüfekler kanun kaçakları ve ayrılıkçı fanatiklerin küçük ordusunu korurlar.
Mortar fire and heavy machine guns protect the small army of outlaws and separatist fanatics.
Bunlar haydut mu yoksa partizan mı?
Are they outlaws or partisans?
11 ay sonra haydutların büyük bölümü yakalandı ya da öldürüldü ve Giuliano sona yaklaştı.
After 1 1 months, a large number of the outlaws in the band were captured or killed, and Giuliano met his end.
Hanımefendi, ben bir polisim ve aradığım kaçakları canlı yakalarım.
Ma'am, I'm a policeman, and I catch my outlaws alive.
Kaçaklar, polis ve mafya. Şeytani üçgeni kurmuşlar!
Outlaws, police and the Mafia - they were an unholy trinity.
Sayın Hâkim, şahide görüşme esnasında iki kaçağı yani Giuliano ve Pisciotta'yı neden tutuklamadığının sorulmasını talep ediyorum.
Your Honor, I request that the witness be asked why he saw fit not to arrest the two outlaws, Giuliano and Pisciotta, during this meeting.
Jandarma, haydutlarla nasıl bir ilişkilerinin olduğu bilinmeyen Mafya'yla iletişime geçti.
And now the carabinieri contacted the Mafia, whose relationship with the outlaws is hard to define.
İkisinin de aynı şey olup olmadığı ya da haydutların Mafya'nın bir ürünü olup olmadığı kestirilemiyordu.
It's unclear whether they were one and the same thing, or whether the Mafia spawned the outlaws.
Asıl kendilerine dürüst diyenler haydutluk yapıyorlar.
The outlaws are those who call themselves honest men.
Biz gangsterler yasadışıyız, toplumdan dışlanmışız.
We gangsters are outlaws, shunned by society.
Kanun kaçakları için değil mi?
It's a place for outlaws, isn't it?
Benim küçük çetem, tatlı haydutlarım!
Oh, we did it! My little gang of sweet outlaws.
Haydutların kraliçesiydi o
♪ she was the queen of the outlaws
Kanun kaçağı değiliz.
We ain't outlaws.
Kanun kaçaklarını ve haydutları her yerde aramaktadır.
It seeks the outlaws and highwaymen everywhere.
Yöntemlerini uygularken pek de hassas davranmazdı.
The outlaws. He's not particular about his methods.
"İşte eşkıya şerefi!"
"That's outlaws'honour!"
Sizi iğrenç suçlular!
You abominable outlaws!
- Ayrıca
- There's a lot of outlaws riding free with no one after them. - I never said I did.