Oyalanma traduction Anglais
336 traduction parallèle
- Bay Cruncher, oyalanma.
- Mr. Cruncher, don't daily.
Çığlık atarak oyalanma.
Don't hang about here screaming.
- Sen de fazla oyalanma, Zan.
- Don't be long, Zan.
Oyalanma.
Don't wait.
Oyalanma sakın, duyuyor musun?
Don't stall, you hear!
Oyalanma!
Quit stalling!
Oyalanma! Suyu boşalt!
Don't mess about!
İşin bitince maç izleyeceğim diye orada oyalanma.
When you finish, don't hang around to see any ball games.
Hadi! Oyalanma!
Quit stalling!
Tavsiyeyi dinleyip git, Haifa'da oyalanma, başın belaya girer.
You take my advice and go there. Don't hang around Haifa. You'll get in trouble.
Şimdi hemen git. Sakın oyalanma.
Go away and do not waste time.
Hadi, oyalanma.
Come on, stop stalling.
Ve sakın yolda oyalanma, tamam mı?
Don't stop to play stickball.
Lütfen çok oyalanma, baba.
Please don't be long, Dad.
Etrafta oyalanma.
No playing around.
Haydi, çocuk, oyalanma!
Come on, boy, move up!
Ofiste biraz oyalanma.
Some time at the office.
Nestor Patou. Tüm gece orada oyalanma, Nestor Patou.
Well, don't take all night, Nestor Patou.
Çok oyalanma.
Just hurry up.
Sakın çok fazla oyalanma.
Don't take too long.
- Sakın oyalanma anladın mı?
And look, no joyriding, understand?
Bu her ikimiz içinde sadece bir oyalanma olurdu.
This was just a diversion for both of us.
Tono, oyalanma!
Tony, don't just dance around!
Görünüşe bakılırsa bu küçük oyalanma yakında bitecek, komutan.
Well, it would appear that this li... little diversion will soon be over, Commander.
Oyalanma, kafanı kullan.
Don't waste time, use your head! Break a leg!
Ben her şeyi ayarlarım. Haydi oyalanma.
I'll make all the arrangements.
İçeride oyalanma.
And hurry back out.
Bak seni sağ sağlim eve getirdim, kılına zarar gelmedi dışarıda fazla oyalanma, bu düşündüğünden daha tehlikeli
See, I got you home safely. I didn't bother you. Stop roaming around.
Oyalanma geçiyor zaman Didinip uğraşırken sen
Your days away don't piddle At every season strive
Oyalanma demedim mi sana?
I've told you not to waste time.
Buna "Oyalanma Saati" denir.
It's called the "Stacking Hour".
Söylemeleri gerekir. 1 saat 20 dakika uçuş, 30 dakika oyalanma.
They should tell you. An hour 20 minutes flying, 30 minutes stacking.
Oyalanma.
Don't hang about.
Oyalanma.
Now, don't dawdle.
"Oturağında oyalanma."
"Stop fiddling in your seat."
Bak, oyalanma.
Look, don't hang back.
- Sakın oyalanma.
- Don't fool around.
Sakın oyalanma.
Don't take too much time.
Hadi Basil, oyalanma.
Come on, Basil, don't hang about.
Artık oyalanma vakti geçti.
We can no longer dilly-dally...
Oyalanma, gel!
Come on, I said!
Ve çok da oyalanma.
And don't wander.
Şu bizim eski tüfeği getir, oyalanma sakın!
Bring that old shotgun down here, and don't be all day about it!
Sağda solda oyalanma.
Don't mess around
Oyalanma.
Don't dilly dally.
Hadi tatlım, oyalanma.
Come on, honey.
Ellerini başının üstüne koy dedim, hadi oyalanma.
I said put your hands on your head and don't move!
Sakin oyalanma, tamam mi?
So don't stop to smell the roses, okay?
Hadi ama, bunlarla oyalanma.
come on, get on with this.
Oyalanma.
Don't mess around.
Oyalanma.
Paula! Quit stalling.