Pagoda traduction Anglais
125 traduction parallèle
Sizin durumunuzda olsam kendimi taşıtırdım.
- I like it. If I had a condition, I'd be carried like a Chinese pagoda.
Pillaji tapınağında.
The pagoda of Pillaji.
Savaş gemisine doğru pike yaptım.
Well, I dived straight down on the battleship's pagoda.
Kullanılmış kitaplar alıp Pagoda Park'a gidiyorsun tüm gününü orada geçiriyorsun.
You just keep buying used books keep going to Pagoda Park all day
Adı Pagoda Park bile değil.
It's not called Pagoda Park.
Pagoda'ya bak.
Just look in the pagoda.
Japon fenerleri, kırık mangal, ve kağıt pagoda için 325 $.
$ 325 worth of Japanese lanterns, broken hibachis, and papier-mâché pagodas.
Jingang Pagodasındaydım!
At the Jingang Pagoda
O nedenle Onu Jingang Pagodasında saklıyorduk!
He has suppressed it underneath the Jingang Pagoda
Kasabanın Çin mahallesinde "Cehenneme Git Salonu" adında bir mekan vardı,... ve üst katta, arada sırada beni Çin böreği için davet eden... gerçek bir Çinli Prensesi yaşıyordu.
In the Chinese section of town was the Pagoda Hell Saloon, and upstairs there lived a real Mandarin princess who invited me over occasionally for a little egg roll.
Louise'in fıtığı doğrulandı. Bob'un kardeşi Jim Lancet'in editörünü ezdi serbest pagoda tasarımcısı Jenny'yi görmeye giderken.
Louise's hernia ( bråck ) has been confirmed - and Jim, Bob's brother, has run over the editor of The Lancet, on his way to see Jenny, a freelance pagoda designer.
Çavuş, Arminde, Pagoda genelevinin sahibi olan değil mi?
Sergeant, isn't Aminda the proprietor of the whorehouse "Pagoda"?
Altı hafta sonra, Pagoda'dan Lola isminde bir kız geldi ve... beni kurtarıp kaçmama yardım etti.
After six weeks, Lola, a girl from the Pagoda, helped me running away from there.
Ben, Pagoda sayesinde yeterince para kazandım.
I earned enough money with the "Pagoda".
Ordayken hergün turistleri yoluyordum,.... Pagoda'ya her gece yüksek sosyeteden insanlar gelirdi.
I used to rip off tourists during the day, whereas I welcomed the high-society in my Pagoda at nights.
Pagoda, legal bir gece kulübüydü.
Officially, the Pagoda was a night club.
Pagoda'ya yeni kızlar toplamak için her gün şehir plajına gidiyordum.
Every day I headed downtown or to the beach to hunt new girls for the Pagoda.
Ama hala Pagoda'ya getirmedin.
And she's not yet in the Pagoda?
Onu uzun süre Pagoda'ya yollamaya kıyamamıştım.
It took quite a while until I sent her to the Pagoda.
Pagoda'daki bütün kızlar, Arminda tarafında dehşet verici travmalara maruz kalıyorlar.
The girls in the Pagoda are all terribly traumatized by Arminda.
Ben Pagoda'da ilginç bir şey keşfettim.
I discovered something very interesting in the Pagoda.
- Pagoda'da kimi gördüğümü biliyor musun?
Do you know who I saw in the Pagoda?
Martine Radeck, Pagoda'da mı çalışıyor yani?
Martina Radeck is working in the Pagoda?
Eğer o Pagoda'daysa mutlaka birileri onu arıyor olmalı.
If she's in the Pagoda they will miss her somewhere else.
Rock'un sabahın köründe Pagoda'ya gittiğini öğrenince kafama dank etti, ve Martine'yi kurtarmak için hemen denize gittim.
I immediately went down to the sea to liberate Martine, when it dawned on me why Roc went to the Pagoda.
Pagode'a, "Bazıları Sıcak Sever" i görmeye gideceğim.
I am going to Pagoda now.
Pagode'ta "Lubitsch" in bir filmi var.
There's a Lubitsch movie in Pagoda.
Bu Pagoda fabrikasının oradaki bir şey etrafımı sarıyor.
But somewhere around this pagoda factory something is closing in on me right now.
Golden Pagoda Restoranı'nın dostlarıyız. Verdiğiniz hasarı tahsilata geldik.
Friends of the Golden Pagoda Restaurant... here to collect what you owe for damages.
Golden Pagoda'yı onardıktan ve etrafta parasını çaldığınız insanlara ödeme yaptıktan sonra artan olursa geri getiririz.
If there is anything left after we repair the Golden Pagoda... and pay back all the people you've been stealing from around here... then we'll get it back to you.
Golden Pagoda Restoranı içindeki insanlarla birlikte tamamen yok edilmeli.
The Golden Pagoda Restaurant must be destroyed... as well as all the people who own it.
Külünü alayım.
I go and get the golden pagoda.
Küllerini yere at ve yanımda kal.
Break the golden pagoda and be my companion.
Tsing, kül biblosuna geri dön!
Tsing, come back to the golden pagoda!
Eski kitaplara göre burada binlerce Buda heykeli ve binlerce pagoda taşı var.
According to an ancient book, there were a thousand stone Buddha statues and a thousand stone pagodas.
Bu kemiği bin parçaya bölüp seyahatimde yolum nereye düşerse bir parçasıyla pagoda yapacağım.
I'll split this bone into a thousand pieces, and wherever I stop during my journey, I'll make a pagoda with this bone.
İnsanların yüreklerini aydınlatacak bin tane pagoda yapmayı düşünüyorum.
I intend to build just one thousand pagodas that will light up the heart of the people.
Tapınağa git.
Go in the pagoda.
Merapi Dağı'ndaki gölgelerin arasında bir tapınağa.
In a pagoda in the shadow of Mount Merapi.
Bağırsağımda kendi sarayını inşa etmişti.
It was building its own pagoda in my colon.
Şanghay'daki Çiçek Pagodası.
The Flower Pagoda, in Shanghai.
- Pagodanın çatısına getir! Hemen!
- Bring it to the top of the pagoda now!
Himeyuri pagoda ( kuleye benzeyen çok katlı yapı )'sına gideceğiz, bu yüzden...
We're going to the Himeyuri pagoda, therefore...
Himeyuri pagoda'sına ne zaman varacağız?
When will we arive at the Himeyuri pagoda?
Herşey son pagoda'ya kadar sayıldı.
Everything's kosher, down to the last pagoda.
Mücevherler ve renkli porselenlerle dolu güzel bir yerdeydim.
I was in a beautiful pagoda, all jeweled and plated with colored porcelain.
Eğer pagodanın içi öylece çatlaksa.
It was like that, as if the pagoda had a crack in it.
Bu korkunçtu, kase çatladı, ve ben sandım ki - " O benim nasıl bir tehlikede olduğmu bilmiyor bile..
I was trapped in this... terrible, cracked pagoda, and I thought, " He mustn't know - he must not ever know of my danger,
Her dolunayda, Seni Shao Xing'deki Yu Hua Pagoda'da bekleyeceğim.
Every full-moon day, I'll wait at Yu Hua Pagoda in Shao Xing.
Yu Hua Pagoda!
Yu Hua Pagoda!
Demek Yu Hua Pagoda'nın sözü bu?
So this was the Yu Hua Pagoda promise?