Peep traduction Anglais
954 traduction parallèle
Ne pip pip'miş arkadaş!
Enough of your "peep peep."
# Pip, pip, pip
Peep, peep, peep The dickey bird sings
# Pip, pip... Minik kuş ötüyor.
Peep, peep, peep The dickey bird sings
Bip, bip!
Peep, peep!
Tatlı hanım, tatlı don!
Pretty lady pretty pants, peep peep!
Ben gene geldim!
Me come again, peep peep!
Yatağına geri dön ve ortalıkta dolanma.
Get back to bed and not another peep out of you.
Sesiniz çýkarsa doktor kurţunu yer.
One peep out of you two and I'll let the Doc have it.
Şimdi kımıldamadan yat, sakın gıkın çıkmasın.
Now lay there still and don't let me hear a peep out of you.
Orada yaşamayı bilemiyorum, ama içeriye bir göz atmak isterdim.
I don't know about living there, but I would like to get a peep inside.
Hiç ses yok.
Not a peep.
Gıkını çıkarma, yoksa burnunu kırarım.
One peep out of you, and I'll break your nose.
Tashiro, duyduğuma göre röntgencilik hikâyeleri anlatmakta iyiymişsin.
Tashiro, I hear you're good at peep story telling
Röntgencilik mi?
Peep?
Fuarlardaki dikiz şovlarını hatırlıyor musun?
Remember the peep show at fairs?
Satılık ikinci el dikiz şovu alet edevatı yok mu?
Isn't there secondhand peep-show gear for sale?
Ses çıkartma anladın mı?
Not a peep out of you, you understand?
Sen de gel karanlık gece. En kara cehennem dumanlarına sarın da gel. Gel ki, görmesin keskin hançerimin gözü bile açacağı yarayı.
Come, thick night, and pall thee in the dunnest smoke of hell, that my keen knife see not the wound it makes, nor heaven peep through the blanket of the dark, to cry'Hold, hold!
Sesini bir daha duyarsam seni pişman ederim.
One more peep out of you, wisenheimer, and I'll butter your necktie.
Küçük Bo-Peep'sin koyunlarını bulamamasına şaşırmamalı.
No wonder Little Bo-Peeps couldn't find her sheeps, heh.
Ona görünmedim.
Not a peep out of her. - Good.
Baksana!
Take a peep!
- Bir bak!
Take a peep!
- Bakamayacak kadar yorgunum.
I'm too popped to peep.
Ağzından bir ses daha çıksın, bir ses!
One more peep out of you, one!
Onu götürmeyi denedik, ama tek kelime etmedi.
We tried to get him to, but he won't peep.
Sizin tarihsel dikiz şovunuzun üstüne 20 bin dolar koydum.
I've put $ 20,000 in this historic peep show of yours.
Adam bir Kolossus gibi almış altına ufacık dünyamızı bizse, minnacık yaratıklar gibi, koskoca bacakları arasında dolaşıp bakınıyoruz ürkek ürkek, şerefsiz bir kubur arayarak kendimize.
And we petty men walk under his huge legs and peep about to find ourselves dishonorable graves.
Sen koğuşlarda kalacaksın, gözetlemek yok!
You'll stay in the barracks, and not a peep out of you!
Ben içeriye gizlice bir bakayım.
I'll just take a peep in there.
Dün geceden beri sesi hiç duyulmadı.
There hasn't been a peep out of him since that fight last night.
Bu şekilde daha fazlasını alamam zaten.
If you'll peep one more time in other's note-book you'll get 2.
Yaşlı tüfek..
The old peep sight.
Ama önce senden biraz içebilir miyim?
Bo-peep. May I drink of you first?
Aldırmadı bile. Parasını ödeyen herkesin seyretme hakkı varmış.
If you pay, you can peep.
Dikizlersen böyle olur işte!
That way you learn to peep!
Şafakla birlikte, her zaman olduğu gibi, içmeye başlardık ve, kasabada zamparalık yapardık.
At the peep of dawn and as usual we'd been drinking and wenching in the town.
Benim nik'im Koca Hain Kurt, Stebbings'inki Bo Pip ve seninki...
I'm Big Bad Wolf, Stebbings here is Bo Peep, and you're...
Üzüldüyse, Koca Hain Kurt ve Küçük Bo Pip Kaz Ana için bir şey yapabilirler.
Because if he is, Big Bad Wolf and Little Bo Peep can do something for Mother Goose.
Bo Pip konuşuyor.
Bo Peep speaking.
Peep boo!
Peep boo!
Gustave Minda isimli birinin hiç lafını duymadım.
I haven't heard a peep about a certain Gustave Minda.
Küçük Bo Peep kuzusunu kaybetti.
Little Bo Peep has lost her sheep.
Küçük Bo Peep maceraya hazır mı?
Little Bo Peep is ready for action.
Çıtı çıkmadı.
Nary a peep.
Küçük Bo Peep.
Little Bo-Peep.
- En ufak bir şey yok.
Not even a peep.
Bir daha benden tek kelime bile duymayacaksın.
You're not going to hear another peep out of me.
Anladım.
Mr. Peep Peep.
- Kimmiş delikten bakacağım.
- I'll take a peep.
Ben Bo Pip.
Bo Peep here.