Pek emin değilim traduction Anglais
2,241 traduction parallèle
Pek emin değilim.
I'm not sure that I can.
Hayır, artık benim tarzım nedir pek emin değilim.
No, I'm not really su what my scene is anymore.
Ondan pek emin değilim.
I am not too sure about that.
Gideceğimden pek emin değilim.
I, um, am not sure i'm going.
Onun hakkında pek emin değilim ama.
Not sure about him, though.
Onun kutsal işi olduğundan pek emin değilim.
I'm not sure about that holy part.
Pek emin değilim.
Well, I don't know about that.
Şey, Rufus'un buna katılacağı konusunda pek emin değilim ama ne pahasına olursa olsun, ona hatalı olduğunu kanıtlamayı planlıyorum.
Well, I'm not sure Rufus would necessarily agree with that, but, uh, for what it's worth, I plan to prove him wrong.
Ben bundan pek emin değilim.
I wouldn't be too sure about that.
Bundan pek emin değilim.
I don't know about that.
Ne olduğuna pek emin değilim.
Well, I'm not sure what it is.
- Değindiğin nokta iyimiydi pek emin değilim.
- I'm not sure that's a great point.
Olduğundan pek emin değilim.
I'm not sure-I'm not sure that happened.
- Pek emin değilim.
- I'm not really sure.
Pek emin değilim.
I am not sure.
pek emin değilim, tamamen reddetme güdüsü içerisinde, sanki devasa borçları olan insanlar gibi.
he's in complete denial, like people in massive debt.
İşlerin böyle yürüdüğünden pek emin değilim.
I-I don't know if that actually follows.
Peter, bu konuda pek emin değilim.
Peter, I don't know about this.
Pek emin değilim ama- -
I'm not really sure, but...
Şu noktada pek emin değilim.
At this point, I'm not sure.
Pek emin değilim.
I'm not so sure about it.
Bundan 12 yıl sonra hayatta olacağımdan pek emin değilim.
12 years from now, I'm not so sure that I'm gonna be around.
Artık burası kimin evi pek emin değilim ama ben burada kalıyorum seni de buraya arabayla getirmek zorunda kaldım.
- I'm not sure, actually, whose house this is, anymore, but this is where I'm staying and I had to take you here.
Pek emin değilim.
I really don't know.
Benzetmeyi doğru yaptığından pek emin değilim...
Not sure you're making the point that you think.
Pek emin değilim.
I'm not really sure.
Şimdi düşünüyorum da, fantezilerimiz nasıl birleşti ben de pek emin değilim.
Although now that I'm thinking about it, I'm not really sure how our fantasies combined.
Evet... aslında bu ikisi birbirine ne kadar yardım ediyor pek emin değilim.
Yeah. Actually, I don't know how much those two help each other.
Gerçi emin değilim, pek emin değilim.
- Although I really doubt it. - I could probably get that flip.
Anladığımdan pek emin değilim.
I'm not sure that I understand.
Pek emin değilim ondan.
That I'm not sure.
Bu konuda konuşmamım iyi bir fikir olduğundan pek emin değilim.
I'm--I'm not so sure this is such a good idea I talk about this stuff.
Ondan pek emin değilim.
That part I'm not so sure about.
Ve senin buna hazır olduğundan pek emin değilim.
And I'm not sure you're ready for that.
Bunun bir cinayet olduğundan pek emin değilim.
I'm not so sure we're dealing with a murder here.
Pek emin değilim.
Well, I'm not really sure...
Bu hikayeyi sevdiğimden pek emin değilim.
I'm not so sure I like this story.
Ben yakalayacağına pek emin değilim.
But I doubt he'll catch one.
Böylesine silahlar yapabilecek kadar zeki olmamıza rağmen o silahları kullanacak kadar zeki olduğumuzdan pek emin değilim.
Although we are clever enough to have designed such weapons, I'm not sure we are clever enough not to use them.
O kadın hakkında pek emin değilim.
I don't know about that woman, you know?
Bundan pek emin değilim.
I'm not so sure.
- Bundan pek emin değilim.
- I understand.
Ben bundan pek emin değilim.
I'm not so sure about that.
- Ona hâlâ inandigima pek emin degilim.
- I don't believe it anymore.
Emin değilim ama pek de anlamadım açıkçası.
Uh, well, I'm not sure. But I don't really understand. I mean, you're...
Pek emin değilim.
I'm not sure.
- Anladığımdan pek emin değilim.
I'm not following you, sir.
Kimden geldiğini bilmediğin bir çiçeği takmanın mantıklı olduğundan emin değilim pek.
I'm just not sure it's smart to go wearing some flower when you don't know who it's from.
Benim karım olduğundan pek de emin değilim.
I'm not entirely certain that you are my wife.
Pek emin değilim. Meksika müziği mi çalıyor?
Is that Mexican music?
Tüm bu yeni şeyleri deniyorum fakat bunun içinde pek bir albenimin olduğuna emin değilim.
I'm all for trying new things, but I'm not sure I'm sold on this one yet.