Permanent traduction Anglais
3,482 traduction parallèle
Bu şehirde kralın kızına sulanmanın cezası tahtalı köyü boylamaktır.
The penalty for poaching the king's deer in this town... is still a permanent vacation in a pine box.
Ve zaman uyku kral erik için sonunda geldi. Onunla taç ve tohum aldı. Tutmak kalıcı için.
And when time came at last for King Erik to sleep he took crown and seed with him for permanent keep. "
Belki de sen... Marie'nin bodrumunda kalabilirsin... Kalıcı bir yer bulana kadar.
Maybe you could, uh, stay in Marie's basement, you know, till you find something more permanent.
Gerçek şu ki, bu evrende değişmeyen tek şey değişimdir.
Truth is the only thing permanent in this universe is change.
Anne olmuştu. Sanırım çocuğun doğması bu ilişkide kalıcı bir tesir yarattı.
And I think the birth of that child had a permanent effect on their relationship.
Bir kaç kalıcı ilişki sonucu düşük kendine güven.
Low self-esteem resulting in few permanent relationships.
Yakın zamanda ona evinin anahtarlarını vermiş. O günden beri sürekli endişe içinde.
Recently she gave him the keys to her house... and ever since he's been in a state of permanent anxiety.
Alejandro Jodorowsky'nin yaşadığı aşağılanma acısının... tercih edilmemekten çok... aşırı orjinal ve aşırı gerçeküstü olduğu için... elimine edilmekten kaynaklandığını düşünüyorum. Bu kalıcı bir hasardır.
I think that the humiliation that Alejandro Jodorowsky suffered, in not having been chosen in having been eliminated for being too original, being too surrealistic that is a permanent injury.
Bu konuda bir şeyler okudum ve bence çok ilginç... Geçici bir halüsinasyon bazı kişilerde kalıcı bir etki yapıyor. Bilinç düzeylerinde yani.
I've read about it though, and I thought it was interesting how... just a temporary hallucination can have a permanent effect on some people, on their... on their consciousness, just chemically.
Wikipedia'da ölüm diye aratırsanız, yaşayan organizmaları hayatta tutan biyolojik işlevlerin kalıcı olarak sonlanması der. SALI
if you Wikipedia death, it says it is the permanent termination of all biological functions that sustain living organisms.
Bütün bunların kalıcı olduğunu düşünüyorlar.
They think all this is permanent.
"Kalıcı körlük."
"Permanent blindness."
Kalıcı körlük.
Permanent blindness.
Kalıcı.
Permanent.
- Bu, sicilinde kalıcı olacak.
This is going on your permanent record. No.
Burada kalıcı misafir mi olmak istiyorsunuz?
Do you want to become a permanent guess here?
Sürekli yanımda olacak bir eşe.
Permanent wife.
bugün kalıcımı bu?
- Is it a permanent today?
Doktor dedi ki, eğer o kuş ikinci makyaj tabakasını da delip geçseymiş cildime kalıcı hasar verebilirmiş.
You know, the doctor said if that bird had gotten through my second layer of makeup, it could've done permanent damage to my skin.
Yapısal veya daimi değil.
It's not structural or permanent.
Aklımda daha kalıcı olmayan bir şey vardı.
I had something less permanent in mind.
Acele etsen iyi olur, çünkü 1 saat içinde Felç kalıcı olur.
Well, you better hurry,'cause in the real word, the paralysis becomes permanent after an hour.
Kazara Mantis'i felç ettim, Ve bir saat içerisinde kalıcı olacak,
I accidentally paralyzed Mantis, and it's gonna become permanent in an hour,
Kazara Mantis', felç ettim. Ve bir saat içinde kalıcı olacak. Şimdi de onu kaybettim.
I accidentally paralyzed Mantis, and it's going to become permanent in an hour, and now I can't find him.
Kalıcı yara açmadan bir akrabanı mı korkutacaksın?
You want to scare a relative without causing permanent injury?
Silince kalıcı olarak gitmiyor ne yaptğını biliyorsan tabi.
See, delete doesn't mean permanent, not if you know what you're doing.
Yaşayan veri bulutunda daimi bir şekilde koruyoruz.
We're preserving living minds, in permanent form in the data cloud.
Harper, üçüncü doz kalıcı yapıyor.
Harper, the third dose is permanent.
- Kalıcı mı?
Permanent?
Geçmişim hakkında açık davrandım. Sorunlarımı da sağlam ve kalıcı biçimde halletmek için her şeyi yaptım.
I've been very open about my past, and I've done everything I can to overcome it in a responsible, permanent way.
Bulduğumuz kadarıyla bu işaret kalıcı ve çıkartılamıyor.
The mark as far as we've been able to discover is permanent and cannot be removed.
Hep yanımda olan seyahat dostum.
He's my permanent travelling buddy.
Temelli Londra'ya taşındım.
I'm in London, permanent.
Uzun vadeli planlarından haberim yok.
Um, I don't-I don't know his permanent plans.
Bu şeyler oldukça kalıcı biliyorsun.
I mean, these things are pretty permanent, you know?
- Artık oldukça kalıcı oldu.
Well, it looks pretty damn permanent now.
Kalıcı bir şeye ihtiyacım var gibiydi.
I kind of needed something permanent.
Zaman Lordu mühendisliği. Yıldızı yörüngesinden söker,... sonsuz bir çürüme halinde dondurursun.
Time Lord engineering - you rip the star from its orbit, suspend it in a permanent state of decay.
Kalıcı bir uygulama değil.
This isn't a permanent arrangement.
Evet ama kalıcı bir durum değil bu Bobby.
Yes, but this can't be a permanent arrangement, Bobby.
Kalıcı birini bulana kadar vekil öğretmen çağırabiliriz.
We can get a sub for you until we find someone permanent.
Kalıcı bir çözüm bulana kadar güvenli bir yer.
A safe place until we can figure out something permanent.
Seni mezunumuz olarak anmaktan gurur duyuyoruz Frank, ve kampüsümüzde adını ölümsüzleştirmekten de.
We're so proud to call you an alumnus, Frank, and to have your name as a permanent fixture on our campus.
Hiçbir şey kalıcı değildir.
Nothing is permanent.
Süreklilik ya da sonsuzlukla değil,
It's not about what's lasting or permanent.
Durumu kalıcı.
That's a permanent condition.
Burası tehlikeli projeler için geçici bir steril oda olarak kullanılırdı ancak yıllar içinde benim daimi laboratuvarım haline geldi.
This was used as a temporary clean room for dangerous projects, but it's become my permanent lab over the years.
- Peki evliliğiniz sağlıklı mı?
And your marriage is a picture of permanent joy?
Kalıcı bir hasar olmadı.
There was no permanent damage.
Artık havadaki geçici olarak havayı değiştirdiğimize göre çocuklardan kurtulmak için bunu nasıl kalıcı hale getirebiliriz?
So, now that we've temporarily caused these changes in the weather, how do we make them permanent so we can get rid of these bikers and surfers for good?
Tur rehberi :
Now, after the crown jewels were stolen from Westminster Abbey in the early part of the 14th century, the English government recovered them and brought them here to the Tower of London for permanent safekeeping. TOUR GUIDE :