Persembe traduction Anglais
5,264 traduction parallèle
Persembe günü dünya umurumda olmaz.
And this Thursday I'm not working.
Perşembe gecesi Becca Fisher'la olduğunu neden bize söylemedin?
Why didn't you tell us you were with Becca Fisher on Thursday night?
Perşembe gecesini canlandıracağız, bir hafta içinde.
Reconstruction, Thursday night, one week on.
Geçen perşembe... yaptığımız.
Last Thursday... us.
Perşembe günü yönetim kurulu toplantısı var o ne olacak?
What about the board meeting Thursday?
Normal bir perşembe günü işte.
It's just a regular Thursday.
Perşembe öğlen döneyim mi?
Should I come back Thursday afternoon?
Çarşamba günü oldukça bulutlu bir hava bekleniyor. Perşembe günüyse...
And then a lot of clouds start coming in on Wednesday and Thursday.
Pazartesi, Salı, Çarşamba yanımdaydın Perşembe günü, ondan önceki hafta da ondan önceki hafta da...
I mean, like, you were there on Monday and Tuesday and Wednesday and then- - and then Thursday and then- - and the week before, and then, um, the week before... that... you- -
Perşembe günü giriş yapmış isimsiz bir hasta arıyorum.
I'm looking for a John Doe - - Would have come in Thursday night,
Vera ile birlikte, Perşembe günü müsait olup olmadığımızı sordular.
He and Vera want to know if we're free for dinner on Thursday.
Perşembe gecesi müsait olduğumuzu mu söyledin?
You told him we were free Thursday night?
Perşembe günü, ayın 18'i.
Thursday is the 18th.
Perşembe günü uğrayacak mısın yoksa...
Are you going to come by on Thursday or...?
Perşembe, ben ve büyükannenle.
Thursday you're with me and Grandma.
Perşembe saat dört nasıl?
How does Thursday at 4 : 00 sound?
Kevin Baig, Fetlar'da yaşayan biri ayın 14'ünde, Perşembe günü Rus Gribi'nden ölü olarak kayda geçti.
Kevin Baig, resident of Fetlar, listed dead from Russian Flu, Thursday the 14th.
Bir bakalım. Perşembe akşamı.
Let me see, Thursday night.
Perşembe günleri sular kesilir.
There is a water cut on Thursdays.
Bu nedenle sana bir iyilik yapıyorum ve perşembe gecesi olan tüm hastalarımı sana devrediyorum.
Which is why, on Thursday, I am going to do you the favor of giving you all of my patients for the whole night.
Perşembe günü hastalarına ben bakarım.
I'll look after your patients on Thursday.
- Sevgililer Günü perşembe miydi?
Oh, is Thursday Valentine's day?
Ve perşembe günü yumurtluyorum.
And I'm ovulating on Thursday.
Çünkü geçen Perşembe biraz ileri gittim, aslında bu kadar fazla içmem.
You know, because last Thursday, I was a little forward, and I don't normally drink that much. I'm flattered.
- Birileri, şık bir hayır gecesi yemeğinde bir sürü fareyi salıvermiş. Perşembe gecesi. - Dur, biraz.
Ah, somebody set free a bunch of rats in a fancy charity dinner on Thursday night.
Geçen perşembe gecesi senin partini de farelerin bastığı gece.
Late Thursday night, the same night the rats crashed your party.
Perşembe günü Ventura Bulvarı'ndaki El Tostada'da margaritalar yarı fiyatına.
Thursday, El Tostada on Ventura Boulevard, half-price skinny margaritas.
İki perşembe önce.
Two Thursdays ago.
New York'a ilk geldiğimde her perşembe akşamı oraya giderdim.
When I first came to New York, I used to go there every Thursday night.
Perşembe sabahın 6 : 20'sinde mi?
At 6 : 20 on a Thursday evening?
Perşembe günleri ödemeni yaparsın.
I like to be paid on Thursdays.
Perşembe, dinlenirim. Çünkü ben bir insanım. Ama cuma, yeni büyük fikirlerle geri dönerim.
Thursday, I rest because I'm human, but Friday, I'm back fresh with big ideas.
Dördüncü yılda yağmurlu bir perşembe günü kendine gidecek yer bırakmıyorsun.
You're leaving yourself nowhere to go on a rainy Thursday in year four.
Bu hafta Salı ve Cuma haftaya ise Pazartesi ve Perşembe.
Tuesday and Friday this week, Monday and Thursday next week.
Vasiyetname onayı perşembe günü yapılacak.
Probate hearing is on Thursday.
Bu perşembe mi?
This Thursday?
Konu açılmışken, perşembe akşamı izin alabilir misin?
Oh, yeah, speaking of work, do you know if you have Thursday night off?
Perşembe, inceleme labarotuvarında.
Thursday, in the A.V. lab.
Ama bugün perşembe.
But it's thursday.
Öldüğü sırada 25 yaşında olan ve doktorluk okuyan Bayan Mullen'in en son Perşembe sabaha karşı bir gece kulübünden çıktığı görüldü. "
Miss Mullen, who was 25 at the time of her death and studying to be a doctor, was last seen leaving a night club in the early hours of Thursday morning.
Perşembe harikaydı.
It was nice on Thursday.
Evet, papazımız önerdi. Böylece her perşembe işten eve geldiğimde eşim, deri maskenin üzerinden martiniyi her yudumlayışında işte, olaya başlıyoruz.
Yeah, our minister suggested it, so now I know that every Thursday when I come home from work and she's sipping a martini through that leather mask, well, by gosh, it's on.
Perşembe gecesi dolaşmıyor muydun?
You weren't out wandering that Thursday night?
Perşembe gecesi.
Thursday night.
Bobby S her Perşembe bilardo oynar.
Every Thursday, Bobby S has the guys over to bet on pool.
Perşembe sabahı.
Thursday morning.
Perşembe raketbol'a geliyor musun?
Racquetball Thursday?
Sen bana rövanş fırsatı ver ben de sana sağlık hizmetinin gelişen pazarları hakkında bilgi vereyim. Perşembe günü kulüpte.
You give me a rematch, I'll pick your brain about some emerging markets in the health care industry.
Perşembe günü gecenin ikisinde Oyster Körfezinde olmanın bir nedeni var mı?
Any reason you were in Oyster Bay at 2 : 00 AM on a Thursday?
Perşembe günü beni adliyeye götürmeden önce karar vermeliyim.
I really have to figure this out before you take me to the courthouse on Thursday.
Oymak, Perşembe günü yeniden buluşacak ve Donny'yi de götüreceğim.
And you know what?