Phillipe traduction Anglais
164 traduction parallèle
Teşekkür ederiz Mösyö Phillipe.
Oh, thank you, Monsieur Philippe.
İyi geceler Mösyö Phillipe ve bizi bu kadar sevdiğiniz için sağ olun.
Good night, Monsieur Philippe, and thank you for liking us so much.
Phillipe'le bir gösteri anlaşması imzaladık.
We've signed with Philippe for a show in Paris.
- Daha iyi. Paris'ten şu Bay Phillipe. Ne kadar iyi bir adam.
That Mr. Philippe from Paris - such a nice fellow.
- Efendi Phillipe.
- Master Phillipe, sir.
Sanki onu ihmal etmişiz gibi duruyor.
- Any message for your mother, Phillipe?
Annene bir mesajın var mı, Phillipe? Ona göstermek istediğim bir şey olduğunu söyleyin.
Tell her I've got something to show her!
Efendi Phillipe, babanız birkaç günlüğüne gitti diye evin içinde oraya buraya koşturabileceğinizi sanmayın.
Master Phillipe, you mustn't think you can run wild all over the house. No, Mrs Baines.
Söylediğimi yaptınız mı, Efendi Phillipe?
- Have you done what I told you to do?
Öğünler arasında bir şey yemenize izin veremem, Efendi Phillipe.
I won't have you eating between meals.
Hadi, Efendi Phillipe. Oturun şuraya.
Master Phillipe, get on to that salad.
Öğün aralarında atıştırdığınız belli oluyor, Efendi Phillipe.
Easy to see you've been eating between meals.
Yine mi yalan söylüyorsunuz, Efendi Phillipe?
- Lying again, Master Phillipe?
- Hadi, Efendi Phillipe.
Master Phillipe, what are you waiting for?
Efendi Phillipe, söyleneni yapın ve yiyin.
Master Phillipe, eat it up. Go along.
Efendi Phillipe, bunun için özür dileyeceksiniz.
You'll say you're sorry for that.
- İştahınız yok mu, Efendi Phillipe?
- Not much appetite, have you?
Önce öğle yemeği ve ve şimdi de akşam yemeği, Efendi Phillipe.
No lunch and... And now no supper, Master Phillipe.
Demek bu yüzden iştahınız kaçtı, Efendi Phillipe.
So that's why you've lost your appetite, Master Phillipe.
Bana yalan söylemeyin, Efendi Phillipe.
Don't lie to me!
Bayan Baines'i ciddiye almamalısınız, Efendi Phillipe.
You mustn't mind Mrs Baines, Master Phillipe.
- Teşekkür ederim, Phillipe.
- Thank you.
- Baines'e çok düşkünsün, değil mi Phillipe?
- You're very fond of Baines, aren't you? - Of course.
- Ben de gelebilir miyim, Phillipe?
- Can I come too? - Show her Macgregor.
Eminim istemedin.
I'm sure, Phillipe.
- Phillipe.
- Where are you? - Phillipe.
Bu hiç hoş değil, Efendi Phillipe.
That's not nice, Master Phillipe.
Efendi Phillipe, biz daima arkadaş olduk, değil mi?
Master Phillipe, we've always been friends, haven't we?
Phillipe.
Phillipe.
Phillipe mi?
Phillipe.
Phillipe ne?
Phillipe what?
Phillipe ne?
Phillipe what, eh?
Phillipe, değil mi?
Why, it's Phillipe, isn't it?
Phillipe'i tanırım.
I know Phillipe.
Dinle Phillipe, seni korkutan bir şey mi oldu?
Did anything happen to frighten you?
Buraya gel, Phillipe.
Come here, Phillipe.
Neden kaçtın Phillipe?
- Why did you run away, Phillipe?
Bildiğin her şeyi anlat, Phillipe.
Tell me everything you know, Phillipe.
Sana niye sinirlenmişti Phillipe?
Why was she angry with you, Phillipe?
Neydi bu sırlar Phillipe?
What were those secrets, Phillipe?
Phillipe'i görebilir miyim?
Oh, could I see the little boy, Phillipe?
- İsmin Phillipe, değil mi?
- Your name is Phillipe, isn't it?
Phillipe, daha önce bir dedektif ile tanıştığını sanmıyorum.
Well, Phillipe, I don't suppose you ever met a detective before.
Biliyor musun Phillipe, benim de senin gibi bir oğlum var.
You know, Phillipe, I've got a boy at home very like you.
- Phillipe, neden kaçtın?
- Phillipe, why did you run away?
- İşte mendilin, Phillipe.
- Here's your handkerchief, Phillipe.
Efendi Phillipe, derhal oradan uzaklaşın.
Master Phillipe, come away from there at once.
Evet, Phillipe.
Yes.
- Phillipe.
- Phillipe?
Phillipe mi?
Phillipe?
Değil mi, Phillipe?
Do you, Phillipe?