Physically traduction Anglais
3,011 traduction parallèle
- Hayır. - Fiziksel olarak stresli ya da ya da zihinsel olarak tükenmiş mi görünüyor?
- Does she seem physically stressed or mentally exhausted?
Birbirleriyle savaştıklarını hiç belli etmiyorlar.
What they never admit about physically fighting each other.
Şimdi fiziksel olarak iyi.
Now she's physically well.
Evet, ayrı bir küçük gelen Alnında kontüzyon, onunla fiziksel olarak yanlış bir şey yok.
Well, apart from a small contusion on his forehead, there's nothing physically wrong with him.
Fiziksel olarak iyiyim.
Physically better.
Hem ruhsal hem de bedensel olarak bağlantını göstermen gerekiyor.
You have to make that connection between what you do physically.
Spor salonunda kurulan fiziksel engelleri geçeceksiniz.
You will have to complete. A physically-challenging obstacle course set in a gym.
Azmin bence hem fiziksel, hem de duygusal bir anlamı olmalı. Benim engelli olmam gibi.
Tenacity for me has had to be, like, emotionally and physically, just like from my injury.
Biri daha var ki ödevde de, stüdyoda da iyi iş çıkardı ve en çok emek isteyen rolü her çekimde başarıyla oynadı.
There's someone else who also did well. In the homework assignment, killed it in the studio, and on the shoot, completed the most physically demanding role. Perfectly for 34 takes.
Ona sızabilirim ama seninle buluşup sistemini fiziksel olarak yeniden başlatmam gerek.
I should be able hack it but I'm gonna have to meet you and reboot you physically.
Biz de fiziksel olarak şey yaparız.
We could just do like- - physically, just like...
Evet, fiziksel açıdan iyi. Fakat melankoliden mustarip.
Oh, yes, physically, but he appears to be suffering from melancholia.
Tanrıya şükür sana saldırmaya kalkmamış.
Thank God he didn't physically assault you.
Çok uzun zamandır bedeni ve sözleri hapsedilmiş.
He's been pent up physically and verbally far too long.
Hem ruhsal hem de fiziksel olarak yorgun düşmüş.
She's mentally and physically exhausted.
Charlie, hem fiziksel hem de ruhsal olarak yorgun düştüğünü söylüyor.
Charlie says you're physically and mentally exhausted.
Hayır, fiziksel olarak kötüyüm demek istedim.
No, I mean I feel physically awful.
Elliot, kameralarımız alındı derken, fiziksel bir müdahale mi söz konusu?
Physically, Elliot, when you say your cameras have been taken down?
Bedensel olarak çok eğitimli hissediyorum.
I feel so physically educated.
- Daha çok fiziksel ve oldukça açık bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
- I'm more open to it physically, and I brought you here to talk about something pretty specific.
Siz gördünüz mü?
You didn't physically see them?
Onunla fiziksel olarak birlikte olmam beni iğrendiriyor.
The thought that I was with him physically disgusts me.
Fiziksel olarak iyiyim.
You know what? Physically, I'm good.
Fiziksel olarak değil, ama önümüzdeki şükran günü biraz sorunlu geçebilir.
Well, not physically, but--but next Thanksgiving might be a little problematic.
Birbirimize tamamen açıldık. Sadece fiziksel ya da sadece cinsel açıdan değil... Fakat normal insanların gizli bir şekilde kurduğu ilişki gibi.
We opened to each other so completely - not only physically, not only sexually... but like human beings related... in a secret way.
Fiziksel olarak harika, değil mi?
Physically perfect, right?
Şüphelinin beyaz bir erkek olduğunu düşünüyoruz 30 ila 40 yaşları arasında fit genç kadınları minimum direnişle zapt edebilecek fiziksel güce sahip.
We believe we're looking for a white male between the ages of 30 and 40 who is strong enough to subdue physically fit young women with minimum resistance.
Fiziksel olarak çok zayıf, doğal olarak zekasına, kurnazlığına güveniyor.
He'll be physically weak, so he'll rely on the strength of his intelligence, his cunning.
Ona fiziksel ya da psikolojik olarak saldırmayacak ve tacizde bulunmayacaksınız.
You will not assault or harass him physically or psychologically.
- Kendine gel. - Vay be! - Amma tokat çakarmışsın.
Trust me, Rosie was nearly physically sick when... another boyfriend asked her to do this.
Fiziksel olarak, gayet sağlıklı.
Physically, she's in good health.
Eğer onun orada olduğuna dair bir bağlantı bulamazsak elimizde yalnızca dayanaksız iddialar kalır.
Look, if we can't physically tie him to it, then all we have is speculation.
Şanslıyız ki onları küçümseyebiliyoruz.. - Hem duygusal hem de fiziksel.
We're lucky that we can look down on them, both emotionally and physically.
- Fiziksel olarak.
Physically.
Duyguların hakkında konuşmaya başlarsan daha çabuk iyileşirsin. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak.
I think that if you start to talk about your feelings, then you'll heal faster - - physically and mentally.
Bu kadar kağıt harcayamayız. " dedi. Sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda ekonomik olarak da.
"We can't have the paper wrecked not only physically but economically."
Evet, fiziksel olarak öyleydi.
Sure. I mean, physically, yes.
Tacizci ve ailesini terk etmiş babası olan insanlar ihanete diğer insanlardan çok çok daha hassastır.
And if you have a physically abusive father who abandons you and your family, you're gonna be 1,000 times more sensitive to betrayal than the average person who's already extremely sensitive to betrayal.
Tamamen fiziksel olarak çekici olduğum için mi yani?
Is it because I'm so just baseline physically attractive?
Bakıcılardan biri fiziksel şiddet uygulayan yaşlı bir kadındı.
One of them was an older woman who was physically abusive.
Peki, bak, Caroline beni yıllarca fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak incitti mi?
Okay, sure, look, did Caroline physically, mentally and emotionally abuse me for years?
Duygusal ve fiziki durumunun ne olduğunu anlatmayacaksın yani- -
You're not gonna tell me how she's doing physically, emotionally- -
Fiziksel olarak Melody iyi.
Physically, Melody is fine.
operasyon olarak öldü.
If not physically dead, operationally dead.
Değişiklik istediğimi söylemiştim. Evet ama fiziksel anlamda olduğunu bilmiyordum.
Yeah, but I didn't know you meant physically, that you would change physically.
Adam öldürülmüş, Charlie. Ona fiziksel olarak saldırdıktan saatler sonra.
The man was murdered, Charlie, hours after you physically assaulted him!
Amacımız, bedeninizi eğiterek bazı tetikleyicilerden fiziksel olarak iğrenmenizi sağlamak.
The theory is that we're training your body... to be physically repelled by certain... triggers.
Fiziksel olarak ne olacak?
What is physically going to happen?
Bu yapbozun her bir parçası fiziksel olarak birbirine temas etmese de hepsi aynı büyük mozaiğin birer parçasını oluşturur.
And though individual pieces of this puzzle may never physically touch... they all form part of that same grand mosaic.
Zihinsel ve fiziksel açıdan bunaltıcıydı. Neler olduğunu bilmiyorduk. İnsanlar tanık sandalyesine çıkıyor, kimse "sen yaptın" demiyordu.
Mentally, you know, physically it was draining, not knowing what's going on, seeing these people get on the stand, nobody actually saying you did it.
Spor falan.
I'd get off the computer, be more physically active.