Pistols traduction Anglais
540 traduction parallèle
- Tabancalar iki kişi içindir.
Pistols for two. Oh, yes.
Vitrindeki silahlara bakıyordum da.
I was looking at some of the pistols in the window.
- Tabanca.
- Pistols.
Bir dediğimde, silahın horozunu çekeceksiniz. İkide, silahı kaldıracaksınız.
At the count of one, cock your pistols.
Ne kullandığımızı sanıyorsun, su tabancası mı?
What do you think we use in war, water pistols?
Silahını al.
Get your pistols.
Bıçak, silah yoksa yumruklarınla mı?
Knives, or pistols, or your fists?
Güldü ve sonra da "neyle kavga etmek istersiniz bıçakla mı, silahla mı yoksa yumrukla mı" dedi.
Well, he just laughed some more... asked them what they wanted to fight him with - knives, pistols or fists.
Bir yıl önce geçen ay sabah saat 3'te Freidank ve ben iki eski tabancayla Konstanz'da gestapoların elebaşısının evini bastık.
A year ago last month, 3 : 00 in the morning Freidank and I, with two elderly pistols raided the home of the Gestapo chief in Konstanz.
Babamın sahip olduğu tüm silahlar müzeye bağışlandı.
All the weapons my father had, pistols or guns, went to the museum.
Sana tabancayla mı yoksa askeri mahkemeyle mi cevap vereceğime daha sonra karar vereceğim.
I will decide whether I will answer you with pistols or a general court-martial.
- Evet, hepimiz şüpheliyiz.
- Yeah. We're all as hot as pistols.
Bu bölgede göreceğin ilk Colt tabancalar, Şerif.
The first Colt repeating pistols in this territory, sheriff.
Bu yeni Colt hakkında çok şey duydum, bay Farrell.
I heard a lot about these new Colt repeating pistols, Mr. Farrell.
" Savaş bakanı ve Başkan Polk Bay Colt ile 2000 tabancalık bir anlaşma imzaladılar.
"The Secretary of War and the President Polk has contracted with Mr. Colt for 2000 of his pistols."
Meksika savaşında zafer bu silahlar sayesinde kazanıldı ki biz sayıca onlardan azdık.
During the war with Mexico, these pistols were responsible for our victories, even though we were outnumbered.
Tüm Birlik Meksikalılar tarafından pusuya düşürülmüş....... bir çoğu öldürülmüş ya da esir alınmıştır ama Yüzbaşı Farrell elinde bir çift yeni yapım Colt tabanca ile..... ateş ederek kendine bir yol açmış ve sağ kurtulmuştur.
Ambushed by the Mexicans, the entire detachment was killed or captured and only Captain Farrell escaped by shooting his way to freedom with a pair of the new Colt repeating pistols. "
Sakın o süslü tabancalarla bir haltlar karıştırmaya kalkma.
And don't figure on doing much with them fancy pistols.
- İngiliz düello tabancaları.
- English dueling pistols.
Silahlarınızı bırakın, gençler.
Shuck your pistols, boys.
- Şu tabancaları alın!
Take out those pistols!
İkisi de silah çekti, ama yeni adam çok hızlıydı, çok.
The two of them reach for pistols, but the new man is quick, terribly quick.
Sizler tetikçileri biliyorsunuz.
Now, listen, you know who the pistols are.
İki silahtan başka bir şeyimiz yok.
Got nothing to fight back with but two pistols.
Bir çift tabanca.
A brace of pistols.
- Tabanca mı?
- Pistols?
Silahlarına boya koyup tuvallerine ateş ediyorlar resmen.
They load pistols with tubes of paint and fire them at the canvas.
Orada karın içinde tüfeklerle birbirimize karşıydık.
There we were, in the snow, facing each other with pistols.
Şu eski tabancalar.
Those old pistols.
Tabancaları bir kaç kez kullanmak zorunda kaldı, Pickering adınıto savunmak için.
He was forced to use the pistols several times to defend the Pickering name.
Onların tank ve uçaklarına karşı... tüfek ve el bombalarımız.
Our pistols and grenades against their tanks and airplanes.
Şu tabancalardan birine bakayım.
Let me see one of those pistols.
- Düello tabancaları.
- Duelling pistols.
Tabancalar ve kahve.
Ugh! Pistols and coffee.
Tabancaları geri getirmek için geldim.
I just came to return these pistols.
Bak, baba, oyuncak silahlar.
Look, Pa, toy pistols.
10 yıldır hiçbir silahla ateş atmedim.
I haven't fired any pistols for ten years.
Tabanca mı, kılıç mı?
Pistols or swords?
Ayrıca Paris'teki şu klinikte dünyanın onu yiyip bitirdiği, düello tabancaları taşıyan bir adamın tecavüz ettiğine ilişkin sanrılar.
And from that Paris clinic delusions that the world was devouring her that she was raped by a man with dueling pistols.
Taarruz başlamadan ateş etmeyin.
Don't fire your pistols until the charge strikes.
- Tabanca çek!
- Draw pistols!
Bir atış, tabancayla olsun, o zaman.
I hear you're a good shot, so let's choose pistols.
Peki ama tabancaları mantar mı atıyor?
And I suppose those were cap pistols they had too.
Evet, evet, top, tüfek, tabanca... barut, patlayıcılar ve sair şeyler üretiyoruz.
Yes, yes, and we manufacture cannons, rifles, pistols, powder, high explosives, and the like.
Siz, bir grup serseri değil, bir grup beyefendisiniz.
Dude, you gotta make'em stop with the pistols.
Geçen sene Colorado Eyalet şampiyonu oldum.
Actually, last year, I was Colorado state champion. Pistols.
- Anlarsın ya, tabancaları vardı.
- You see, they were his pistols.
Oymalı inci kabzalı kelepçeli iki tabanca.
A matched brace of pistols with carved pearl handles.
Gördüğüm en iyi düello silahları.
Finest duelling pistols ever made.
Ve hepsi saklanıp şöyle derler :
Then I could sail right up to town with my cutlass and horse pistols, and they'd all hide and say,
Bu bilinen bir şey.
They carry pistols in their hats, it's been known.