English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ P ] / Popular

Popular traduction Anglais

6,285 traduction parallèle
Senden farklı olarak, hem lisede popüler olup hem de mezuniyetten sonra büyük işler başarabilirim.
Unlike you, I can be popular in high school and still make it big after graduation.
- Okulda popüler biri olmak istiyorum.
- I want to be popular at school!
Popüler olmayı kafaya takmamak insanların seni sevmesini sağlıyormuş meğerse.
Like, letting go of the need to be popular is what makes people like you.
Tek umursadığın popüler insanların seni sevip sevmediği.
All you care about is having popular people like you.
Görünüşe göre bu hapishanede en popüler kişi ben değilmişim.
I guess I'm not the most popular guy in prison.
Çünkü kadın obez hipopotamlar da obez ve "Tonton Hippolar" adlı popüler masa oyununda misket yiyorlar.
Because she's obese, and hippos are obese, and in the popular board game "Hungry Hungry Hippos," they eat marbles.
Popüler biri.
He's popular.
Popüler olmak için pek doğru bir yol gibi görünmüyor.
Oh, wow. That does not sound like a good way to get popular.
En popüler kızlarımızdan biriydi, çok esnek hatundur.
She was very bendy, one of our most popular girls.
Adı Agnes. En popüler kızlarımızdan biriydi, çok esnek hatundur.
She was very bendy, one of our most popular girls.
* Seni çakal seni. * * Peki sen?
You're pretty popular... aren't you, kid?
Bir Çin çocuk kitabına bile ilham vermiş.
It even inspired a popular Chinese children's book.
- Öğrenciler arasında çok popüler biri.
He's really popular with the students.
Kendimi acayip popüler hissediyorum.
I'm feeling extremely popular.
Bugünlerde karahumma kadar popüler.
Uh, about as popular as the plague these days.
Herkes ne yaptığımı öğrenince yemeklerde çok popüler oluyorum.
I do find that I'm very popular at dinner parties once everyone learns what it is I do.
Emsalleriniz arasında popüler mi?
Is it popular among your peers?
Ve zamanım kalırsa popüler İnternet programımı sunmaya devam etmeliyim.
And if there's any time left in the day, hosting my popular Internet talk show.
Üretim esnasında ses kaydında yapılan bir hata popüler "Arkadaşınız Randi Jenkins" bebeğinin toplatılma kararı alınmasına neden oldu.
A factory mix-up with the voice box of popular Girlfriends doll Randi Jenkins has caused the company to issue a recall.
Popüler kızlar beni kutusuna kilitlediğinden beri bunu çalmamıştım.
I haven't played this since the popular girls locked me inside the case.
Görünüşe göre Colin orada ne kadar popüler olduğunun farkında değilmiş.
Huh. Seems like Colin had no idea how popular he was over there.
- Evet, çok popüler oldu.
Oh, yeah, that's been really popular.
Bu adamın neden bu kadar popüler olduğunu şimdi anladım.
Now I know why this guy's so popular.
Çok popüler olduğunu hatırlıyorum.
I remember it being very popular. Well, no one's here.
En az dördüncü sınıftaki belalım Mackenzie Dickinson-Jones kadar popülerim.
I'm about as popular as your fourth-grade bully... Mackenzie Dickinson-Jones.
Londra'nın en popüler turistik yeri.
One of the most popular of all London's attractions.
Gençlik kültürünün önemli sembollerinden biri olan açık hava sineması ABD'de kaybolmak üzere.
[On TV] Once a popular symbol of youth culture... Drive in theaters have mostly disappeared in the United States.
Hannah, hayatım.... Sen çok popüler bir kızsın. Bir o kadar da güç harcıyorsun.
Hannah, darling, you are a very popular girl, and as such, you wield a lot of power, probably more than you know.
Bazıları parlak kırmızıları çok sever.
Bright red's popular with some people.
Kadınlar arasında her zaman çok popüler olmuştu.
He was always very popular with the women.
Hmm, çok popüler, değil mi?
Hmm, fairly popular, is it?
Ne de ünlü biriymiş!
Popular guy.
Ayrıca ne kadar garip olursan, o kadar popüler olursun.
Also, the more of a freak you are, the more popular you become.
Genelevin epey popüler bir yer olduğu anlaşıldı.
Brothel turns out to be quite the popular place.
Bugün Paris'in popüler çikolata dükkanı L'atelier de Bonheur'dayız.
Today, we're in the popular chocolate shop in Paris, L'atelier de Bonheur.
- Evet. Bunlar partide beğenilirse dükkanımızda da satabiliriz.
If it's popular at the party, I'll maybe sell it in the store.
Bunu yaptım çünkü kendimi yalnız hissediyordum ve stand-up oldukça popüler.
I mean, I just did it'cause I've been feeling kind of lonely, and stand-up seems so popular.
Floransa asilleri arasında oldukça rağbet görmekte.
Very popular amongst the Florentine aristocracy.
Burada oldukça popülersin.
You're pretty popular.
Gıpta edilen 5 ile 10 yaş demografiğindeki en popüler oyuncak bu.
It's only the most popular toy amongst the coveted 5-to-10-year-old age demographic.
Bu, 5 ile 10 yaş demografiği arasındaki ikinci en popüler oyuncak.
This is the second most popular toy amongst the coveted 5-to-10-year-old age demographic.
En popüleri hangisi peki?
Well, what's the most popular?
Neden zeki, popüler ve seksi olan hep o oluyor?
Why should she be the one that's clever, and sexy and popular?
Yani, sen... sen şu okuldaki en popüler kız falan mısın?
So, then... are you, like, the most popular girl at your school?
dedi, popüler olmak için lezbiyen olma numarası yapan kız.
Said the girl who's faking being a lesbian, so she can be popular.
Bunu yapmamızın tek sebebinin popüler olmak olduğunu sanıyordum.
I thought the only reason we were doing this was to be popular.
ve popüler insanlar, diğer popüler insanlarla seks yaparlar.
And popular people have sex with other popular people.
Demek istediğim, popülerim, gizli bir erkek arkadaşım var.
I mean, I'm popular, I have a secret boyfriend,
Popüler olduğumuzu unutma. İlgileniyormuş gibi yapman çok önemli.
Don't forget we're popular now, so it's really important to pretend like you care.
Ya popüler öğrenciler popüler olmayanlarla yemek zorunda kalırsa.
What if the popular kids were forced to each lunch with the less-popular kids.
Amma popülermiş bu Adalind de.
Popular, this Adalind.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]