Powerless traduction Anglais
1,041 traduction parallèle
Ona bulaşma ; sen sadece bir kişisin. Lütfen gitme.
Alone one is powerless... against the violence.
Roket konusunda bir şey yapamayız, bunun gerektiğinden emin de değiliz.
We're powerless to stop Mr. Seven or prevent the launch, or even be certain if we should.
İşin bitik, hakkında her şeyi biliyoruz ve oyun oynamak istemiyoruz.
You're a dead duck here, you're powerless. We know about you and we don't want to play.
Evet, gittim. Ama polis bu kadına kovuşturma açamıyor. Çünkü onunla yasal olarak evlendim.
But the police, I'm afraid, are powerless... to act against her because I'm married to the woman.
Bana karşı hepiniz güçsüzsünüz.
You're all powerless against me.
Onlara karşı güçsüzüz, hiç bir şey yapamayız.
We are powerless against them. We can't hurt them.
Bizim karşımızda güçsüzsünüz.
You are powerless against us.
Evrim karşısında güçsüzsünüz.
You are powerless against evolution.
Bunlar karşısında Kont Drakula aciz kalacaktır.
Against them Count Dracula is powerless.
Bu tip kızların yanında kendimi oldukça yetersiz hissediyorum.
I feel absolutely powerless around girls like that.
Her nasılsa, sesin güçsüz geliyor.
Somehow, your voice sounds powerless.
O zaman o kadar güçsüz hissediyorum ki.
I'd be so powerless then.
Gücünüzün yettiği her insana sayısız baskı uyguluyorsunuz.
You're oppressing the people who are powerless in the country
Bu doğru, güçsüzdüm.
That's right. I was powerless.
Eğer geçmişe saplanıyorsak, bundan güçsüz olduğumuz anlamı çıkar.
If we're obsessed with the past, we are powerless.
Amerikalı'ya karşı güçsüzüm.
I'm powerless against The Americano.
Elimden hiçbir şey gelmiyor, aciz durumdayım.
I can't do anything, I'm powerless.
Birbirimize olan sevgimiz yeterince güçlüyse onlar bize karşı güçsüz olur.
If our love for each other is strong enough, they'll be powerless against us.
Güveniniz olmazsa güçsüz kalırım.
Without your complete confidence, i am powerless.
"Kötülüğün Çocuğu ona zarar veremesin."
"And the Son of Iniquity be powerless to harm her."
Yani bu bir çok insanın kendini güçsüz hissetmesini sağlamak için yapıldı.
Well, that was a way for a lot of people to feel powerless.
Tablodaki adam bitap bir halde döner durur.
" The man spins around and around, powerless,
Seni incitemeyecek kadar güçsüzüm.
I'm powerless to hurt you.
Bir dahaki dönemeç, "Kudretsiz" Kasabasına gidiyor.
The next turning goes to the village "Powerless"
Böylece bir kere sapmıştım "Kudretsiz" e de.
So I did a detour to "Powerless"
"Kudretsiz", "Huzursuz", "Ölü Adam"
"Powerless", "Peaceless", "Dead Man"
Fu Hung-hsueh'i bile güçsüz ve deli yapıyor
Even Fu Hung-hsueh will be powerless
- Ne yapayım, sen iktidarsızsın!
- And you are powerless!
Hükümet etkisiz görünüyor.
The government seems powerless.
Sadece basit ve güçsüz kör bir adam.
Just a powerless and simple blind man.
Çünkü şu andan itibaren kendi kaderimizi kontrol edemeyeceğiz.
Because we'd be powerless to control our own destinies.
Etkisi sadece... baş dönmesi ve halsizlik olacak ayrıca Ölümünüz çok yavaş olacak
When you are hit, you'll feel powerless and be in a daze You won't die too quickly
Partiden istifa edenler hakkında bir şey isteyecekseniz bu konuda ben dahi yardımcı olamam.
But if it's about shutting stable doors afterhorses have bolted, even I am powerless to help.
Bizim konumuza yardımcı olabilirsin.
You won't be powerless in this case.
Batıl inançlar zayıf insanların bir doğal sığınağıydı.
Superstition was a natural refuge for people who were powerless.
Egemenliğin yıkıldığı söylentileri ve korkusu bütün ülkeyi baştanbaşa dolaşıyordu.
Rumor and paranoia swept through the countryside enveloping especially the powerless.
Acımasız tanrılarla dolu ritüeller ve efsaneler türeten atalarımız batıl bir dünya kurdular.
Powerless before nature they invented rituals and myths some desperate and cruel others imaginative and benign.
Şartların zorlaması sonucunda etkisiz mi kaldı... yoksa kendini kurtarabilir mi?
Was he powerless in the grip of circumstances... or could he have helped himself?
- Etkisiz mi?
- Powerless?
Evren'in tarihindeki sebep sonuç ilişkilerini araştıranlar, bunun hep meydana geldiğini ama önlemenin bir yolu olmadığını söylerler.
'Those who study the interplay of cause and effect'in the history of the Universe say this goes on all the time,'but that they are powerless to prevent it.
Çaresizlerin, güçsüzlerin... ve masumların hakkını savunmak için... suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
Michael Knight, a young loner... on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the law.
Bu şeye karşı düşüncelerin zayıf kalır. Bir dağ karşısında bir tüy gibi.
Against the thing, your thought is powerless a feather against a mountain
Zengin olan kazanır, fakirler güçsüzdür.
The rich win, the poor are powerless.
Michael Knight, çaresizlerin, güçsüzlerin ve masumların hakkını savunmak için suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
michael Knight, a young loner on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the law.
Çaresizlerin, güçsüzlerin... ve masumların hakkını savunmak için... suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
Michael Knight, a young loner, on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the law.
Sen ayrıldıktan sonra kendimi öyle güçsüz hissettim ki.
I - I felt so powerless after you left.
O olmadan güçsüz kalırım.
Without that, I'm powerless.
Çaresizlerin, güçsüzlerin... ve masumların hakkını savunmak için... suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
michael Knight, a young loner, on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the law.
Çaresizlerin, güçsüzlerin ve masumların hakkını savunmak için suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
michael Knight, a young loner on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the Iaw.
Çaresizlerin, güçsüzlerin ve masumların hakkını savunmak için suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
michael Knight, a young loner on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless, in a world of criminals who operate above the law.
Çaresizlerin, güçsüzlerin... ve masumların hakkını savunmak için... suçluların dünyasına karşı kutsal bir savaş veren yalnız bir genç.
michael Knight, a young loner on a crusade to champion the cause of the innocent, the helpless, the powerless in a world of criminals who operate above the law.