English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ P ] / Prensim

Prensim traduction Anglais

640 traduction parallèle
Prensim, işte dünyadaki en nadide şey : uçan halı.
My Prince, here is the greatest rarity in the world,... the flying carpet.
"Şimdi, benim cesur prensim, kız kardeşinin yanına dönmem gerek"
"Now, my brave Prince, I shall return to your sister"
Prensim bir gün gelecek
Some daу mу рrince will come
Nereden başlayacağını sen daha iyi bilirsin. Ama artık sabrımız tükendi, prensim!
You know better where to start but our patience is at its end, Prince!
Prensim!
Prince!
Düşman yakın Prensim.
The enemy is near, Prince
Öksüzlere merhamet edin, Prensim.
Have pity on the orphans, Prince.
Savaşçılarınız, Cermenlerden daha aşağı değil Prensim.
Your warriors are not inferior to the Germans, Prince.
Novgorod ordusuna komutanlık edin, Prensim!
Lead the armed hosts of Novgorod, Prince!
Canınızı seviyorsanız kaçın Prensim!
Run for your life, Prince!
Benim için hükmünüzü verin, prensim.
Give my judgement, Prince.
Niçin eskiden olduğu gibi benim prensim olmuyorsun?
Why aren't you my prince like we said long ago?
İyi geceler, canım prensim. Meleklerin ninnileriyle uyu en son uykunu.
Good night, sweet prince, and flights of angels sing thee to thy rest.
- Prensim.
- My prince.
- Evet prensim?
- Yes, my prince?
- Bu sizin göreviniz prensim.
- It is your duty, my prince.
- oh, hayır, hayır, prensim.
- oh, no, no, my prince.
Tabi prensim.
Yes, my prince.
Geri çağırın onu, aziz Prensim. Dileklerini kabul edin.
Call them again, sweet prince, accept their suit.
Üstelik çok fazla, sevgili prensim. Hem de çok.
They are high this time, my dear prince.
Prensim, halatlar dolasti, ve bu adamlar direge çikmayi reddediyorlar.
My prince, the ropes are fouled, and these men refuse to climb the mast.
Hayir, prensim, siz olmaz.
No, my prince, not you.
Hayir, prensim.
No, my prince.
Sakin olun, prensim.
Take your ease, my prince.
Kimbilir ölümsüz prensim?
Who can say, immortal prince?
- Kendim için hiçbir şey Prensim.
- Not for myself, Lord Prince.
Taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar Prensim.
They use the old ones to do the work of greasing the stones, Lord Prince.
Prensim, onu idam ettirin.
- An old woman. Lord Prince, send him to his death.
Önce kaleye geri dönün Prensim.
First, back to the castle, Prince.
Beni dinleyin Prensim.
Hear my story, Prince.
Saygıdeğer prensim.
My regards, prince.
Günün birinde damadım gelecekti, prensim tıpkı ninemin hikayelerindeki gibi.
My groom would come one day, my prince like in grandma's stories
Prensim, bataklık canavarı buradan çok uzakta değil.
My prince, the swamp monster isn't far from here.
Bu son, Prensim.
This is the end, my prince.
Prensim.
My prince!
Soyluluk, insanın içinde yatar prensim. Havluda değil.
Nobility lies in the man, My Prince, not in the towel.
Ben de unutmuştum prensim.
So had I, My Prince.
Teşekkürler prensim.
Thank you, My Prince.
Buradayım prensim.
I'm here, My Prince.
Çünkü hülyalara dalmamalısınız, prensim.
Because you should have none, My Prince.
Nedir o prensim?
What is that, My Prince?
Dinliyorum prensim.
I'm listening, My Prince.
Hangi görevle prensim?
On what mission, My Prince?
Prensim.
My Prince.
Bir oyun yok prensim.
No game, My Prince.
Başpiskopos benim, prensim.
I am the Archbishop, My Prince.
Eninde sonunda bu gerçekle yüzleşmelisiniz prensim.
You must learn to face that eventually, My Prince.
Güç aramıyorum prensim.
I do not seek power, My Prince.
Siz de öyle prensim.
So do you, My Prince.
Prensim,
My Prince,
Asla unutmadım bunu, prensim. Sizin yapacak farklı bir işiniz var. Siz, gemiyi idare etmek zorundasınız.
Never forget it, My Prince, you have a different task to do, you have to steer the ship.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]