English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ P ] / Prick

Prick traduction Anglais

4,584 traduction parallèle
Politik bir gösterip de vermeme durumu var bugün.
This is a political prick tease today.
Arabaya, seni gerzek!
Into the truck, you prick!
Mehdi'yi sen öldürdün, hıyar herif!
[FR] You killed Mehdi, you prick!
Kızın doğum günü bugün puşt.
It's your daughter's birthday, you prick.
Kalleş!
What a prick!
Sonrasında da tembol şişko puşt, " Ne olacak be?
And then the lazy, fat prick decides,
Tabii, sonradan herifin bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Of course, it turns out the prick was connected.
O zaman o puştun seni hayal kırıklığına uğratmasına alış.
Then, get used to that prick letting you down.
Richard, bunun senin için zor olduğunu biliyorum ama lütfen pislik olma.
Richard, I know this won't be easy don't be a prick.
- Varsıyorum ki o yavşak kendi çıkarı olmadan iş yapmaz.
And I assume that dirty prick wants something in return for it.
Bayan Çokbilmiş ha?
Miss Marple? The prick.
Çünkü ölüm dediğin şey şerefsizin tekidir.
Cos death's a prick.
- Ne demekmiş?
No? You prick.
O ufaklık, sinir bozucu dalyarağın teki ama ona hayatını geri vermen gerek.
And, hey, he's an annoying little prick, but you've got to give my mate his life back.
Tanrı aşkına Finn. Seni maymun suratlı piç, öyle mi?
Oh, for God's sake, Finn, you monkey-faced prick, does he heck!
Amcık hoşafı seni.
It's because you've got me, you miserable prick.
Pislik.
Prick.
Sana asla aşık olmayacağım, iğrenç herif!
I will never fall in love with you, you creepy, fucking prick!
Amın evladı!
You prick!
Belki de aşağılık küçük bir serseri puştun teki olması kendi suçu değildir.
Maybe it's not his fault that he's a scumbag-lowlife-little prick.
O asağılık küçük serseri puşta "yaparım" diyen kendisiydi.
She's the one who said... "I do" to that scumbag-lowlife-little prick.
Ne olmuş o puşta?
What about him? That prick.
Bu puştu doğramak ister misin?
You wanna cut this prick up?
Sen hiç ödeme almadın mı kendini beğenmiş puşt?
What, you never got paid, you holier-than-thou prick?
İç İşleri'nin şu anda burada bulunan tek puştu.
He's the only prick from IA that's here.
- Ulan puşt, ne cesaretle bana hakaret edersin!
- Little prick, how dare you insult me!
Lan dallama, sen polislik sınavını geçersen, ben de hakimlik sınavını geçerim.
Little prick, If you could pass the police exam, then i could pass the judge exam.
Seni pislik, cüzdanın bende değil!
I don't have your wallet, you prick!
Belki de.. Belki de ben biraz öküzlük yaptım.
Maybe... maybe I'm a bit of a prick.
Pekala, sen öküzün teki olabilirsin, daha buna karar vermedim ama neden özür diliyorsun?
What do you mean? Well, you might be a prick, I haven't decided that yet, but why are you sorry?
Seni hiç affetmeyeceğim ulan, puşt herif.
There's no forgiveness for you, you prick.
Bir intihar davasıyla baş edebilecek kabiliyettesin, serseri.
You're fully capable of handling a suicide case, prick
Lüzumsuz herif.
Yo, useless prick
Tebrikler, hayta herif.
Congrats, prick
Senin gibi işe yaramaz bir serseri olmadan daha iyi çalışırım ben.
I work just fine without a useless prick like you
Bu davada birlikte çalışalım, lüzumsuz herif.
Let's work the case, you useless prick
İşe yaramaz hergele, işini yap sen.
Useless prick, do your fucking job
Bu yarışmayı düzenleyen adam çükün teki.
The guy that runs this event is a real prick.
Şu piçe odaklanmalıyız.
We focus on this prick.
O götveren yüzünden başım ağrıyor.
That prick... is just giving me a headache.
Hakim olan o zengin dallama değildi.
And it wasn't that rich prick. The judge.
- Bilirim! Benim de öldürülen bir oğlum vardı. Tek hatası benim çocuğum olmak olan masum bir öğrenciydi.
I also had a son who was murdered, but he was an innocent school boy whose only fault was to be my child, not a coke-snorting prick with eyes on his father's throne.
Hıyarın tekisin ve benden bu kadar!
You're a prick, and I'm done!
En azından nasıl bir yavşak olduğunu biliyorsun.
Well, now you know how much of a prick he is.
- Nedir? Bence kardeşin tamamen bir hıyar.
I think your bro's a complete prick.
Hıyar değil.
He's not a prick.
Biz üç hafta aldık.
We took the prick for three.
Ne halt için buradayım ben seni garip götveren?
Why the hell am I here, You peculiar little prick?
Senin o dilini alıp götüne sokarım eğri bürü dolaşırsın!
I will nail your tiny little prick to a burning building!
Şerefsiz.
Prick.
Serseri...
You prick!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]