English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ P ] / Princeton

Princeton traduction Anglais

893 traduction parallèle
- Babanız Princeton'da mı okumuştu?
- You say your father was a Princeton man?
Bir gün Princeton, Yale ile karşılaşıyormuş... Princeton'un yarı sahasına çok az kala Yale topu kaybetmiş.
It seems Yale was playing Princeton one day... and with the ball on Princeton's two yard line, Yale fumbled.
Babamın Princeton'daki günleriyle ilgili bir hikaye anlatıyordum.
I was just telling a story about when Father was at Princeton.
Peder Princeton'a bayılırdı.
Pop loved Princeton.
Princeton'dan mezun olduğumda 13 yaşındaydım.
I graduated from Princeton when I was 13.
Karakterim hakkında bilgiyi Rockefeller Vakfı ve kendi üniversitem olan Princeton'ın başkanı ile bağlantıya geçerek alabilirsiniz.
Well, as character references, you might get in touch with the head of the Rockefeller Foundation, and the President of Princeton, my own university.
Rockefeller Vakfı ve Princeton Üniversitesi'ni kim yolundan çevirebilir?
Who's gonna stop the Rockefeller Foundation and Princeton University?
Harvard? Harvard, Yale, Princeton, Cornell, İsviçre.
Oh, Harvard, Yale, Princeton, Cornell, Switzerland.
Princeton kataloğum.
It's my Princeton catalog.
Evet, efendim, Princeton harika bir okuldur.
Yes, sir, Princeton's a peach of a school.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
I've got to worry about money, with Lon in Princeton and Rose going to college.
13 yaşımda Princeton'dan mezun oldum.
I was graduated from Princeton when I was 13.
Kişiliğime dair referanslar için Philadelphia'daki Curtis Enstitüsü'nün başkanını ve Princeton Üniversitesi'ni arayabilirsiniz.
Well, as character references, you may call the head of the Curtis Institute in Philadelphia and the president of Princeton, that's my university.
Curtis Enstitüsü ve Princeton Üniversitesi referanslı birini kim sorgular ki?
Who's going to question the Curtis Institute and Princeton University?
Karın ve üç çocuğun var. Oğlun Princeton'a gidiyor.
You've got a wife and three kids, and your boy goes to Princeton.
Princeton'da kullanırım.
I'll use it at Princeton.
- Herkes Princeton olduğunu sanıyor.
- Everybody thinks it's Princeton.
1941 Princeton mezunu...
Princeton, 1941...
- Bu Princeton Kaplanıyla diğer Teğmene gemiyi gezdirsin.
- And have Tom show this Princeton Tiger and the other ensign the ship.
Princeton mezunusun, değil mi?
Didn't you go to Princeton?
Ben hukuk öğrencisiyken, bay Keefer hikayeler yazarken, ve Willie henüz Princeton'da vasat bir öğrenciyken bu ülkeyi bizim için kim bekliyordu dersiniz?
When I was studying law, and Mr Keefer was writing his stories. - - And Willie was tearing up the playing fields of Princeton. - - Who was standing guard over this country of ours?
Bugün dersim yoktu, ben de Princeton'dan Kay'i aradım...
Well, I didn't have a class today, so I phoned Kay from Princeton ─
Akıl verme işleri nasıl gidiyor?
How's Princeton'28 and old eight for the stump?
Princeton'da okuyan bir oğlum var.
I've got a son at Princeton.
Princeton'da havacılık ve pratik Fransızca öğrenirken.
It was when I studied aeronautics and conversational French at Princeton.
Çok doğru. Aynı Princeton'da yaptıkları gibi.
That's right, the way they do at Princeton.
Şey... Princeton'daki ilk yılımdı.
Well... lt was my freshman year at Princeton.
Herkese oğlunun Princeton'da okuyacağını ilan edebilirsin.
So you can tell everybody that your son is going to Princeton?
Princeton'da saygın ama alçakgönüllü bir ekonomi profesörüydün.
You were a humble but respected professor of economics at Princeton.
Ancak belli bir noktaya gelirsem kendimde yeniden Princeton'a dönme cesaretini bulabilirim.
Just when I'm reaching a point where I'll have the courage to go back to Princeton.
Roger, Princeton'a gidecek bir mektubun yok muydu?
Roger, don't you have a letter to get off to Princeton?
Princeton Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dekanı'na yazılacak.
To the Dean of Economics Department, Princeton University.
Hatırla, onları birbirimize Princeton'daki çiftler turnuvasını kazandıktan sonra vermiştik.
Remember, we gave them to each other after winning the doubles at Princeton?
Princeton mezunu olduğumu biliyor muydun?
Did you know I graduated from Princeton?
Princeton'da bir çalışma yürütülüyor.
They're conducting a study at Princeton.
Princeton'da yaşarmış, biliyor muydun?
Did you know he used to live in Princeton?
Sanırım o Princeton'a gitmişti.
I think he went to Princeton.
Princeton'dan Jerry Berman diye biri.
A guy named Jerry Berman, from Princeton.
Bob Blair, Princeton'daki büyük adam.
Bob Blair, the big operator from Princeton.
Jack Prescott.
From Princeton.
Princeton'dan bir paleontolog.
- Dept. Of Primate Paleonthology.
Princeton Üniversitesi tarih kürsüsünde bir sandalyesi var.
He has a Chair in History at Princeton.
- Princeton'da Doğu Karmasına mı girdin?
- At Princeton you were all-Eastern?
Sanırım artık hiç kimse Princeton'a gitmek istemiyor.
I guess nobody wants to go to Princeton any more.
Bence bu Princeton'ı reddedişleri olabilir.
- No, Carter. I'd say that was a reflection on Princeton.
Cambridge'den doktoralı, Princeton'da İleri Araştırma Enstitüsü'nde çalışıyor.
Ph. D., Institute of Advanced Study, Princeton, via Cambridge.
Yarım kıçlı Princeton münazara topluluğu mu?
Some half-ass Princeton debating society?
Eğer bi daha uzaklaştırma alırsan, Princeton bursuna elveda dersin ona göre.
But if you get suspended again, you'll never get that scholarship to Princeton.
Princeton.
Princeton.
Evet Princeton, haklısınız.
Oh yeah, Princeton that right.
Princeton'da ve Hollywood'da starlar var.
There's stars at Princeton just like in Hollywood.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]