Questioning traduction Anglais
3,711 traduction parallèle
Er geç sorgu için çağrılacaksın.
Eventually, you're gonna be called in for questioning.
Elinde onu sorgulamaya çekecek yeterli bir kanıt yok. Bırak da kendi kendini tutuklatsın.
You don't even have enough to bring him in for questioning, let alone arrest him.
Şimdi de gördüğüm her şeyden şüphe ediyorum.
And now I'm just... I'm questioning everything I saw.
- Siz de sorguya geliyorsunuz.
I'm bringing you in for questioning.
Araştırdılar. Soruşturma memurlarının raporlarını gördüm gayet iyi iş çıkartmış. Tyrus'u sorguya çekmiş, dairesini, arasbasını aramış tam bir adli tıp taraması yapılmış fakat hiçbir sonuç yok.
I've seen the investigating officers report, he did a good job, he pulled Tyrus in for questioning, searched his flat, searched his car, a full forensic evidence sweep and came back with nothing.
Edemem Louis, çok geçerli soruları soruyor.
I can't, Louis, it's a valid line of questioning.
İçeri girip Milankovic alıyoruz ve sorgulama için getiriyoruz.
We go in. Grab Milankovic, bring him out for questioning.
Dolayısıyla sorgulanmak için yakında gözaltına alınacaktır.
Thus, he'll soon be detained for questioning.
Ben de onu sorguluyorum.
I am questioning him
Süvari Muhafızlar sekiz takım oluşturacak ve Güney Şehri'nde Dondoluları arayıp sorgulamak üzere tutuklayacak olan özel kuvvete dahil olacaklar.
The cavalry guards will divide into eight teams Join the special force Searh for Dondoers in South City and arrest them for questioning!
Aranmak ile sorgu için aranmak tamamen, komple, bütünüyle farklı şeyler Gunther.
Being wanted and being "wanted for questioning" are very, very, very different things, Gunther.
- İşimi mi sorguluyorsun?
Are you questioning my process? No.
Sorgulamıyorum.
I'm not questioning.
Tamam, hiç kimse yeteneğinizi sorgulamıyor, ancak siz bir şeyler saklıyorsunuz.
Well, nobody's questioning your ability, but you're hiding something.
Denyimli sorgucular kontrolü ele almak için sorgulama hızını ayarlayacaktır.
Experienced interrogators will establish the pace of questioning to establish control.
Uykusuz bırakma, aşırı gürültü ve duyumsal yüklenme teknikleri kullanılır, sorgulamaya direncin daha fazla kırılması için zihin bulandırılır.
Techniques such as sleep deprivation, noise irritation, and sensory overload are used to disorient you, to make it harder to resist questioning.
Kendini sorguladığını biliyorum ama senin güçlü biri olduğunu biliyorum. Sen olmasaydın... Başaramazdık, tamam mı?
I know you're questioning yourself, but I know you're strong, and- - and if it wasn't for you, we- - we would have not made it, okay?
- Otopsinizi sorgulamıyoruz, doktor.
We're not questioning your autopsy, doctor. Aren't you?
Kendi kendime soruyordum gördüklerimi sahiden görmüşmüydüm.
I was questioning myself um... If I was actually seeing, what I was seeing.
Hecky Nash'in öldüğü gece, Jasmine Fountain'i sorgulamaktaydık.
The night Hecky Nash died, we had Jasmine Fontaine in for questioning.
Polis beni sorgulamak istiyor.
The police want to bring me in for questioning.
Sorgulamaya gönüllü olarak katıldı.
He did come in voluntarily for questioning.
Sorguluyorlar.
Questioning.
Sorgulamaya karşı saldırgandı.
He was combative in response to questioning.
Arthur adalet tarafından sorgulanmak üzere gözaltına alınıyor.
Arthur's being detained for questioning by Justice.
Şu an, hepimiz, neden böyle hassas bir görevi böyle şey birine verdiğinizi sorguluyoruz.Aaa... Ünlü biri.
Now, we're all questioning why you handed over a mission this sensitive to an operative with his, uh... reputation.
Sorgulamamı engellediğiniz çocuk kızımın nerede olduğunu biliyor.
That kid you stopped me from questioning knows where she is.
Üzgünüm ama seni daha fazla soru sorak için merkeze alacağız.
I'm sorry but we're going to have to take you to the precinct for more questioning.
Hemencecik salıverirler!
You'll be back by Happy Hour! I hope the questioning doesn't last all
Umarım sorgulama tüm gece sürmez.
I hope the questioning doesn't last all night.
Mo Kapoor sorgulamaya alındı.
Mo Kapoor was picked up for questioning.
İşkenceye dayalı sorgulama çok detaylı olmalıdırç
Pain-induced questioning should be very specific.
Senden fotoğrafını çekmni istiyor çünkü böylece onu deektiflere verebilirsin ve onlar da olayı soruşturabilir!
He needs you to take a picture of the address so you can give it to the detectives so they can call him in for questioning you boob!
Sorgulama için getirdik.
Brought him in for questioning.
Sorguladığım sen değilsin.
It's not you I'm questioning.
Affedersiniz, Bay Tremblay ile görüşmem gerekiyor.
Excuse me, I need Mr. Tremblay for questioning.
Ajan Siegel sizi sorgulamaya devam edecek.
Agent Siegel will continue questioning you.
Bu tür soruları cevaplamıyor.
She's not answering this line of questioning.
Sorgu için merkeze getirmiştik.
We brought her in for questioning.
Dedektif Wuornos'un Tyler'ı sorgulayışını görmeliydin.
Well, you know, you should have seen Detective Wuornos questioning Tyler in there.
- Ben'i sorgulamayı bitirmemiz gerek.
Hey, we need to finish questioning Ben. What is going on?
T.J. sorgulanmasını engellerse içimiz ferah olabilir.
If T.J. can hold up on the questioning, we should be okay. [Knock on door]
Öyleyse sorgulama için onu neden temsil etmiyorsunuz?
Then why not present him for questioning?
Evi gözetlerken Bay Karsten ile karşılaştık.
Mitchell : While monitoring the residence, we came across Mr. Karsten and asked him to come in for questioning.
- Sorgu bitene kadar kimse bir yere gitmiyor.
- Everyone's gonna stay right here Until we're done questioning them.
Eğer sorular konudan uzaklaşırsa ben araya gireceğim.
I will shut down any line of questioning that veers off course.
Merak etme, ilişkimizi sorguladığım falan yok.
I'm in no way questioning our relationship.
Tanığı kim sorguluyor?
Who's questioning the witness?
Burada soruşturma yapıyoruz sözüm ona bira kutusu yaraklıyla.
We're questioning tasty cakes here with the alleged beer can cock.
- Interpol bilgisayarımdaki bazı dosyalar hakkında sorgulamak için beni ofislerine götürüyorşar.
- Interpol- - they're bringing me down to their offices for questioning about some files on my computer.
Sorguladım...
I was questioning... The clients...