Quickies traduction Anglais
23 traduction parallèle
- Herşeyden biraz ; Poverty Row'da yardımcı yönetmenlik, kısa filmler ve senaryolardan birkaçını sattım.
Bit of everything : assistant director on Poverty Row, four-day quickies sold a couple of story ideas.
Tatmin olmaya ihtiyacım var, böyle sonuçsuz seksler yetmiyor.
I need satisfaction, these unfinished quickies aren't enough.
Bu şipşak seks için harika bir alternatiftir.
This makes it a great option for quickies.
Küçük kaçamaklar ve gizli randevulaşmalar için 650 kilometrelik yakalanma mesafesinde.
HE'S OUTSIDE THE REQUIRED 400-MILE LIMIT FOR EXTRA-MARITAL QUICKIES AND ANONYMOUS ASSIGNATIONS.
Akşamüstü masa kenarı şipşaklarına gerçekten alışkın değilim.
I'm not really into afternoon quickies on the corner of the desk.
Oh, hey, Donna, şu seks-yok kararınla ilgili, hızlıca biten sekste buna dahil mi, çünkü ben işimi çok çabuk bitirebilirim?
Oh, hey, Donna, about this little celibacy kick we're on, does that cover quickies,'cause I could be really quick?
- Kısa kaçamaklar mı?
Quickies?
Bir daha gündüz oynaşmaları yok.
No more afternoon quickies.
Yurt odasındaki acele seksler ile dernek partilerindeki romantik cumartesi akşamlarının aşkı öğretebileceğini hiç sanmıyorum.
L highly doubt that quickies in the dorm room and a romantic Saturday evening by a frat keg qualify.
Kısa işler azaldı, uzun dakikalar çoğaldı.
Fewer quickies, more longies.
Noel günü geldiğinde salonumun çam ormanına benzediğini söylememe gerek yok herhâlde.
Mega-ultra quickies. Like, I'd order breakfast and I'd have sex with the delivery guy.
not just mindless quickies, either.
not just mindless quickies, either.
Sadece Küçük Quickies.
Small QUICKIES only.
Bak, Queens'de hızlı iş pişirmek isteyen ucubeleri tutuklamakla bunun arasında biraz fark var.
Look, with all due respect, busting creeps from Queens while they're chasing quickies is a little bit different than what we're talking about here.
Ofisindeki kanepede, iki şipşak arasında Profesör Patches mi sana bunu öğretti?
Did Professor Patches teach you that one in between quickies on his office couch?
Çocuğunuz olduktan sonra, hep şipşak yapmak zorunda kalacaksınız.
After you have kids, all you get are quickies.
2 çabuk posta için yeteri kadar vaktimiz var..
We got enough time for two quickies.
Çünkü şipşak dediğin hızlı olur.
- Because quickies are supposed to be quick.
Evet ama bulunduğu yer ayaküstü sevişmelerle ünlü.
Yes, but he was found in an area known for blow pops and backdoor quickies.
Çabuklar benim uzmanlık alanım.
- Quickies are my specialty. - [chuckles]
Bak, bunu gizli tutmaya karar verdiğimizi biliyorum ama bazen merak etmeden edemiyorum biz sevgilimiyiz. yoksa sadece sevişip yemek mi yiyoruz?
Look, I know we agreed to keep it discreet, but at a certain point, I got to wonder are-are we boyfriend and girlfriend or just quickies and takeout?
Sevişmek ve yemek yemenin kötü bir şey olduğunu söylüyorsun.
Well, you say quickies and takeout like it's a bad thing.
Sonra bayramlarda...
What I was having was quickies.