Quim traduction Anglais
40 traduction parallèle
Dostum, dün akşam yürüttüğüm hatunu bir görmeliydin.
Man, you should have seen the quim I poked last night.
Ne dersin Guthrie, Archie anüsle vajinayı birbirinden ayıramamış.
What say you, Guthrie, that Archie could not tell arse from quim?
Size güzel bir kadın kokusu, Bay Cunningham.
A wee whiff of quim in the morning, Mr. Cunningham, sir.
- Karnının üzerine yat Jimmy. Sürtüğünün adresine ellerinde bir kasa içkiyle adamlarımı yollamadan önce yap.
- Get on your fuckin'belly, Jim, before I send the boys out with 30 vials of rock and your quim's address.
Onun Venüs tepesine baktı. Sarı tüylü kukusuna. Tanrı'nın kırpan gözüne.
"- -he gazed upon her Venus mound her flaxen quim the winking eye of God."
Çok çirkin bir herifsin, biliyor musun?
You are an ugly looking little quim, you know that?
Doktor Quimper! Emma!
Doctor Quim..... per!
Ben Quim.
Here is Quim.
- Quim.
- Quim.
Adın Quim, değil mi?
Quim, right?
Seni sürtük!
Your fucking car... Quim...
Quim, tartışmayalım.
Not now, okay?
Quim?
Quim?
Kukuları çok gürültülü, çünkü ovaları aşarken ufak tefek şeyler taşımak için oralarını heybe gibi kullanıyorlar.
They got a noisy quim on account of the fact that they use their cunnis as a saddlebag to carry sundries across the plains.
Her biriniz sizi çağıran adamlara köpek gibi bağlı kalacaksınız.
Each one of you is to stick to the guy who called you like stink on quim.
Onun ne kadar harika bir kuku Ninjası olduğunu kesinlikle bilmek istemiyorum.
I certainly don't want to know he's some brilliant quim ninja.
Dur bir dakika, "Kuku Ninjası"?
Hang on, "quim ninja"?
İçinde yüzdüğümüz kızlar.
The quim in which we swim.
Beni tekrar arayıp, am ninjasıyla yeni bir seans isteyeceğine hiç şüphe yok.
No doubt she'll be ringing me up soon, requesting another session with the quim ninja.
Haydi, buradan kirli Kukunu çıkar, ben sizi mezara koymadan önce!
Go on, get your dirty quim out of here before I haul you to the tombs!
Bu da benim amacım, seni ağlak kadın.
This is my bargain, you mewling quim.
Kutu.
Quim.
Kutu, kutu, kutu!
Quim! Quim! Quim!
Dr. Kutu'nun Vaka Defteri!
Dr Quim and his Casebooks!
"Kuku", "Tampon"
QUIM, TAMPON.
Bir de "am kılı" ve "kuku".
And MUFF and QUIM.
Fakat beni sırtımdan vuran kardeşimden ve önceden karım dediğim o antipatik amcıktan intikam almama yardım edersen.
But only if you help me take revenge on my back-stabbing brother and that repulsive quim I used to call my wife.
Bedava kadın fırsatını teptiğinize göre önemli olmalı.
Passing up on free quim? Must be important.
- Bedava kadın fırsatını teptiğimi de kim söyledi?
Who said anything about passing up quim?
- Tamam. "Pıtış aranıyor." - "Pıtış" da yazma.
All right. Quim on demand. Don't put "quim".
Paris'te kadınlar, oyuncak bebek gibi makyaj yapıyorlar. Korse giyiyorlar, göğüslerini dışarı fışkırtıyorlar. En güzeli de, oraları leylak gibi koksun diye parfüm sürerler.
In Paris, the missles paint their faces like dolls, wear bodices, make their teats spill out, and the clincer is, they perfume their quim to smell just like lilac.
Cadının yanındaki küçük aşüfte sensin demek.
You're the little quim with the witch.
Cadının yanındaki küçük amcık.
- The little quim with the witch.
Elliot Quim öldü mü?
So, Elliot Quim is dead? Quinn.
Eski günlerde quim almak isteseydin nereye gideceğini bilirdin.
you wanted a piece of quim, you knew where to go.
Ben Quim!
Quim!
Quim.
Comm
Quim!
Quim!