Racer traduction Anglais
430 traduction parallèle
Eski bir motor tamircisi ve araba yarışçısı. Âşıklar kavgasında sevgilisini öldürmüş.
Formerly a mechanic and a professional racer of motorcars, he had killed his sweetheart during a lover's quarrel.
Senin gibi. Büyük bir motorsiklet yarışçısı olarak herkesi etkiledin.
You've impressed everybody now, big motorcycle racer.
California'da ise Johnny North adında bir yarış pilotu.
In California, a racer named Johnny North.
Tanrım, arabayı parçalayacaktı.
Man, looked like he was really gonna bend his racer.
İyi donanıma sahip kazanan takımdaki her bir yarışçı Amerikan kayak ürünleri için birer yabancı satış temsilcileri.
Every racer on a well-equipped winning team is a foreign sales representative for U.S. Ski products.
İyi bir yarışçının herkesi heyecanlandırdığını ilk kabul eden de benim.
And I'm the first one to admit that a good racer turns everybody on.
Elimdeki en iyi yarışçıyı alıyor ve sırf eğlence olsun diye onu betondan bir duvara çarpıyorsun.
You take my best racer and pile him into a stone wall just for the fun of it.
Çıkış noktasında, 5 numarayla büyük Avusturyalı Max Meier'i görüyorsunuz.
At the gate, you see the great Austrian racer, Max Meier, number five.
İşte şimdi de Idaho Springs, Colorado'dan büyük Amerikalı yarışçı.
Here is the great American racer from Idaho Springs, Colorado.
Mıntıkanızda takipte olduğunuz bu hız manyağı eski bir profesyonel araba yarışçısı. Adı da Kowalski.
This speed maniac you've been chasing all over your territory is a former professional road racer named Kowalski.
Eski otomobil yarışçısı.
Ex-car racer.
Yarışın başlamasına çok kısa bir zaman kaldı. Karşınızda, ben Grace Pander, her zaman olduğu gibi. Tüm zamanların en büyük yarışçısını karşılamaya hazırım.
With the start of the race only a heartthrob away, this is Grace Pander on the spot - as usual - to welcome the greatest racer of all time, and a very dear friend of mine.
Yarışçılar, yarış görevlilerinden sayı elde edebilir mi?
Can a racer score a race official?
Sayın Başkan Frankenstein, yarışçı olarak popülerliğiniz şiddete dayanmıyor mu?
Mr. President, isn't it true that as a racer your popularity depended on violence?
Ne kadar atı varsa hepsini de çaldım. Atlardan birini, yarış atı gibiydi, Kızılderili bir çiftlik sahibine sattım. Karşılığında bütün sürüyü bana verdi.
And I killed his seed bull, I rustled every damn horse he had including a racer that I sold as a cow pony to an Indian rancher, and I took the whole damn remuda.
Araba yarışçısının bir arkadaşı mısın?
You're a friend of the auto racer?
- Burada Hızlı Yarışçı'yı gösterirler mi?
- Think they show Speed Racer here?
- Bak, bir pizza yarışçısı!
- Look a pizza-racer!
- Pizza yarışçısına ne diyorsun?
- How about the pizza-racer then?
4. - Pizzacıdan az mı?
- Less than the pizza-racer?
- Pizza yarışçısı iyi miydi?
- Was the pizza-racer nice?
Motor sesine göre sürmen gerekiyor.
It's a racer! Listen to the music, you drive it by ear!
Ama çok geçmez, ülkede ne kadar avcı pilot, roketçi, usta havacı varsa... hepsi buraya doluşacak, duvarı aşıp... piramidin tepesine erişmek isteyecek.
But soon, every fighter jock, rocket ace, and rat-racer in the country... will be headed this way, wanting to push the outside of the envelope... and get to the top of the pyramid.
Japonya'nın yarış birincisinden 4 yaş gencim.
I'm 4 years younger than Japan's top racer.
Aslında, yarışçıyım.
Actually, I'm a racer.
Yarışçıysan, yani yarış arabası mı sürüyorsun?
So by racer, you mean a race car driver?
Birinci yarışçımız.
A racer's at his prime in his 20s.
Sana karşı çıktım ve yarışçı olmak istedim ama aniden burayı yetimhaneye dönüştürmeye karar verdin.
I really do feel bad for going against you and becoming a racer anyway... But you're the one that suddenly decided to turn this place into an orphanage.
Sen yarışçı değil miydin?
You're a racer aren't ya?
Ben bir yarış heveslisi değilim!
I am not a wannabe-racer!
Tekrar araba yarışı oynamak ister misin?
how about we play speed racer again?
O zamanlar bir bisiklet yarışçısıydım.
I was something of a bicycle racer then.
Bisiklet yarışçısı mı, satıcısı mı anlamadım.
That " s not quite the same as a bicycle racer.
Bize bir yarışçı olduğunu söylemiştin!
telling us you were a racer!
- Yarış için araba yapıyorum.
- Building a soap box derby racer.
Sen bir araba yapıyor musun, Martin?
Are you building a racer, Martin?
Tamam, Yarış için bir araba yapıyor.
Well, he is building a soap box derby racer!
Bart, arabanı yaparken sana yardım edeceğim.
Bart, I'm gonna help you build that racer.
Arabanı getirirken babanın yardım etmemesi lazımdı...
Your father's not supposed to help build your racer...
Bu yarış beni kötü bir yaratığa çevirdi.
That racer transformed me into the twisted creature... you see before you.
Soap Box Yarışı için araba yapmak.
Building a soap box racer.
O arabayı ben yaptım. Hatırlatırm.
I might remind you both I did design that racer.
T-3100 Yarışı'ndan bahsetmedin Fred. Ondan ne haber?
What about the development The T-3100 Racer?
Bir sonraki fıçı yarışçımıza geçelim.
Let's go to our next barrel racer.
Sıradaki yarışçımızı selamlayalım.
Let's welcome our next racer.
Bir yarışçı daha mı... yoksa 20 milyon kızgın okuyucu mu?
One more racer... - or 20 million angry readers?
Ee Speed Racer * daki velet çok trafik cezası almışmıdır ne dersin ya da...
So you think that Speed Racer guy gets a lot of tickets or...?
Yarış motosikleti, tamire uğraşıyorum.
It's a competition racer. I've been fixing it up.
Avrupa X-Type bir yarış arabası.
They want a European type-X racer car.
Yarış arabanı aldın mı?
You have your jet racer?
Yarış araban sende mi?
Where's your jet racer?