Raki traduction Anglais
165 traduction parallèle
Madem ipnotize ediyor melekleri...
When he voodoo raki-sakis he can hypnotize an elf.
Kardeşim, ruhum susamış, yüreğim kupkuru elbette benden sefil bir içeceği esirgemezsin ya.
Brother, my soul is thirsty, my heart is dry. Surely you would not deny me one miserable swallow of raki.
Niye dükkanını saat altıda kapatıp rakısını içmeye giden bir doktor değilim?
Why not a doctor closing at six to go drink some raki?
- Yeni Rakı gelsin!
Waiter, bring us Raki.
- Hayır, Raki.
- No, Rakija.
- Hayır, bu Raki.
- No, it is Rakija.
Raki.
Rakija.
O iki hafiyeyi çağırın, rakıma da karışsın.
Let them also interfere in my raki.
Rakınız bitiyor.
You're getting out of raki.
Garson rakı getir!
Waiter, bring some raki!
Haydi sen bana biraz daha rakı getir. Biraz da buz.
Now you go and bring me some raki and ice.
Yiyecek yok, rakı var.
No food, drink, Raki Fernet...
Rakı mı, kanyak mı?
Raki or cognac?
Rakı, çerez, şarap falan.
I got Raki, nuts.
Bu Ermeni mezesi, rakının yanında iyi gider.
This is an Armenian dish, it goes with the raki.
- Bize Rakı getir. - Tamam, ağabey.
Bring us some raki.
Bir gece, bir büyük ile eve geldim.
One night, I got a big bottle of raki. I drank the whole lot.
Bir büyük rakıyı nasıl içer insan!
From what I saw, he drank a large bottle of raki.
Ben, rakı içerim.
I pre fer raki.
Hadi bir bardak rakı al da, gel yanıma.
Take a glass o f raki and come here.
Ben biraz rakı alayım.
I'd rather have some raki.
İyi, iyi, rakı iyi olur.
Fine, fine, raki will be fine.
Rakı oldu.
Raki it is.
Versene şu rakıyı birader.
Pass me that raki, brother.
Ayrıca rakı da var.
We have raki too.
Vay anasını be! Tansiyon 22, şeker 180 olmuş,
Your blood pressure's 22, sugar 180, but you're drinking raki in the sun.
Sencer bana bir rakı daha koy.
Sencer, pour me another glass of raki.
Firuz abi gel bi rakımı iç.
Firuz. Come have some raki.
Gel abi bi rakımı iç.
Come, let me buy you a raki.
Ula Naciye, gitmeden bir tek rakı içelim be.
Hey, Naciye! How about a raki before we go?
Niye önce rakıya?
Why the raki, first?
- Rakı getir, rakı.
- Raki! Bring Raki!
Ağzına rakı sürmüyor Melek " i bağrına basıyor, geceleri birlikte türkü söylüyorduk.
He didn't put raki in his mouth. He was hugging Melek all the time and we were singing ballads at night.
Bir gece o kadar mutluydu ki canı bir kadeh rakı istedi.
One night he was so happy that he wanted to drink a glass of raki.
İstersen arkaya geç, rakı sofrasıkurdum.
Just ambulancing. Raki's in the back.
- Yok.
Is there raki?
Hadi koş bana Bekir'den bir rakı kap gel ben de eve gidip sana bir güzel Alinazik yapayım.
You get me a raki from Bekir's and I go home to make Alinazik for you.
Söylediniz mi bir şeyler? Hayrola hayatım?
Dad, don't let the raki turn you into a werewolf.
Bu sihirbazlık, azıcık numaracılık, değil mi?
What's this, plying me with raki and laying me out in the caravan?
Raki.
Raki...
H-Hey, Raki!
Hey, Raki!
Oh, adım Raki.
Whoops! I'm Raki!
Geri çekil, Raki.
You're home, Raki?
Bizden nefret etme, Raki.
Don't hold it against us, Raki.
Bu süre boyunca, Raki başucunda kalarak, gözlerini açman için dua etti.
During that time, Raki has been always by your side, praying for you to open your eyes.
Raki, üzgünüm.
Raki, I'm sorry.
Bu bir elveda, Raki.
This is goodbye, Raki.
Lütfen, Raki.
Please, Raki.
Ve istediğin gibi Raki burada kalabilir Piskapos şevkli bir şekilde bunu kabul etti.
And your request to have Raki stay here has been enthusiastically accepted by the bishop.
Rakı!
Raki!
Raki!
Raki!