English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ R ] / Receipt

Receipt traduction Anglais

2,079 traduction parallèle
- Fişinizi görmem gerek.
- I need to see your receipt.
Lütfen fişinizi alınız.
Please wait for your receipt.
Aldığımızdan emin ol
And make sure to keep the receipt.
Sadece adamı mı yoksa buranın tamamen resmini mi çekmeliyim?
Uh, can I just, uh... transmit an image of the receipt back to you instead of keeping all the pieces of paper all over the place?
Tamam Rosow, bize adamın resmi yeterli
All right, Rosow. Transmit an image of the receipt.
Tatlılar için yüzde 50 indirimli Ta-Ta fişine ne dersin?
How about a half-off dessert promotion with a Ta-Ta's receipt?
Bu da gözlüğün faturası.
Here's the receipt for the glasses.
Ben de Bellagio'daki ATM'ye ait bir makbuz var.
I have an ATM receipt from the Bellagio.
Alındığına dair size bir belge de vereceğim.
I'll issue you with a receipt.
- Para makbuzunuz, hoş geldiniz.
- Your receipt, welcome.
Fiş ister misin?
You want your receipt?
60 dolarlık fiş ve 600 dolar, değil mi?
There's a receipt for $ 60 and the cash for $ 600, right?
Makbuzum nerde?
And my receipt?
Senet düzenleyeceğim.
I'll sign a receipt.
- Fişiniz yanınızda mı?
- Do you have the receipt, please?
- Hayır.
- Can I get a receipt? - No.
Bu spor ayakkabısının faturası.
This is a receipt for the sneakers
Bu da eşofman için bir fatura, Kanıt B.
This is a receipt for the sweatpants, Defense Exhibit B.
O zaman satın alınmış bir ürünün fişini eşleştirebilirsiniz.
Right, so you can match any receipt with an item that's been purchased?
- Evet, Mr. Binsack tutuklandı. Ve çalıntı bir malı satın almadan yargılanacak.
Well, uh, Mr. Binsack has been arrested, and charged with receipt of stolen property.
- Fatura sadece!
Just a first receipt!
Ve sonra bu faturayı buluyorum.
And then I find this receipt.
Bir çift çizme faturası.
A receipt for a pair of boots.
İşte fişiniz.
Here's the receipt.
Bu fatura Cuma gününe ait.
That receipt's from Friday night.
Ve devletimiz İsrail'den birbirinden güzel 35.000 tondan fazla yengeç aldığından bu ay yengeçe doyacağız.
And, because national has just taken receipt of over 35,000 tons of beautiful crab from Israel, we're initiating abundantly crab month.
Bay Kazakstan'a Makbuzunu yazın!
Write receipt for Mr. Kazakstan!
Şimdi senden, paketi sağ salim teslim aldığını ve artık sorumlu olmadığımı onaylamanı istiyorum.
I now need you to acknowledge receipt of the package so that I'm fully indemnified and no longer liable.
Bu, Waside Yat Limanı'ndan sekiz metrelik bir yat kiraladığınızı gösteren fatura.
We've got a receipt right here that says that you rented a 27-foot motorboat from Wayside Marina.
Kredi kartı fişi.
It's a credit card receipt
Birde tarif etseydin?
What'd you do, lose the receipt?
Fatura aldın mı?
You get a receipt?
Bu antika bir akik taşla, elmas bir yüzüğün rehinci fişi... hâlâ kayıp olan iki şey.
This is a pawn shop receipt for an antique cameo and a diamond ring- - the only two items left missing.
Elizabeth Martin'e ait kasa fişinden eşleşen bir iz buldum.
- Right And I found a matching fingerprint for that On Elizabeth Martin's register receipt
Fişi bulana kadar içeriye gelme.
Don't come in until you find the receipt.
1 numaralı jüri. Bu Jüri başkanı. Finansal kayıtlarında bir şey yok ama çöpünde pasaport zarfı ve Fiji'ye iki uçak bileti fişi buldum.
Well, juror number one, that's the jury foreman, there's nothing hinky in his finances, but in his garbage I found an envelope for a passport, a receipt for two tickets to Fiji, luggage, these.
- Makbuz imzalamanız gerek.
- You need to sign a receipt
Yemek! - Teker teker. Makbuz!
- One at a time, the receipt!
O benim arabam değildi.
No, I parked my car somewhere downtown and I had the receipt in my pocket and I really need to find that. Oh, that wasn't my car.
Fişi duruyor.
I have the receipt.
Fişi olmayan bir paket sosise rağmen yanlış kişiyi yakaladıklarını mı düşünmeliydim?
The wrong peonwith the pack of hot dogs and no receipt?
Fişini... atıp atmadığıma bir bakayım.
I'm just gonna see if I, uh... I just wanna make sure I didn't throw out the receipt.
- Nerede bu fiş?
- Where is that receipt?
Araştırmak için tüm mağazaların fatura kayıtlarına bağlantı kur.
That's cute. Secure access to the stores'receipt records so we can search through them...
- Kira makbuzu.
- Rental receipt.
Faturamı getirmeyi unutmayın.
Make sure I get a receipt, will ya?
Bu senin imzaladığın faturanın kopyası.
That's the merchant's copy of the receipt you signed.
- Parayla fişi Billy'e ver.
Give the money and the receipt to Billy.
Fiş hâlâ sizde mi?
Hmm. Do you have the receipt?
Etrafta fatura bırakmayacak kadar zeki görünüyor.
No. And she seems too smart To leave a receipt laying around.
Faturayı alabilir miyim?
- May I have the receipt, please?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]