English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ R ] / Reebok

Reebok traduction Anglais

72 traduction parallèle
Popoları sarkmadan ve Reebok giymeden önce.
Just before their butts start to sag and they start wearing Reeboks.
Sanki ucuz fiyatlar yetmiyormuş gibi Noel baba Weejee's de satılan son model Reebok ayakkabıları ile birazdan paraşütle atlayacak.
And if their low prices aren't enough, Santa, wearing a pair of high-top Reeboks available at Weejee's in the mall, will be parachuting in any minute now.
Sana diyeceğim şu ki Reebok'ın aynı şekilde düşüneceğini sanmıyorum.
Well, I'll tell ya... I don't think Reebok is gonna feel the same way.
Ona saat 12'de aradığımı ve onunla konuşmak istediğimi söyleyin, yoksa Reebok'a gitmek zorunda kalacağım.
Tell him that I called him at 12 : 00... and I wanna to speak to him, or... you know, I'm... I-I'm just gonna have to go to Reebok.
- Reebok'a gitmen gerekecek.
- You're gonna have to go to Reebok.
Çölde koştuğunuz o Reebok reklamı yok muydu, muhteşem bir şeydi.
That Reebok commercial with you guys running through the desert. So very cool.
Aşağıda bir Reebok reklamı çekiliyor.
Shooting a Reebok ad down there.
Belli ki, Reebok'da beni sevmiyor.
Obviously, I didn't get love from Reebok.
- Sana Reebok hikayemi anlattım mı?
- Did I tell you my Reebok story?
Reebok'ı siktir et!
Fuck Reebok!
O komisyona ihtiyacın vardı ama, bölgesel bir deve reklamıyla Reebok'ı dize getiremezdik.
I know you needed that commission, but we won't get Reebok with no regional Camel ad.
Ayağındaki "Joan and Davids" i mor "Reebok" larla değiştirdim.
I replace her Joan and Davids With purple Reeboks on her feet
Reebok'ın reklam kampanyası var. 2000 yard yaptığım an yayınlanacak.
Reebok's got this ad campaign ready to go the moment I hit 2000 yards.
Reebok ayakkabıyı yarı fiyatına bulursam, umurumda olmaz benim.
If I see Reeboks at half-price, it makes no difference to me.
Yarı fiyatına Reebok bulsam umurumda olmaz, hemen alırdım.
That wouldn't stop me if I knew where to find Reeboks at half-price. I'd buy them.
Sanırım Reebok, Afrika ceylanını temsil ediyor.
Um, I believe the Reebok is a type of African gazelle.
Reebok güven ve prestiji simgeliyor.
Reebok stands for credibility and prestige.
Reebok bizim aradaki kızlar için yapacakları reklam kampanyasını üstlenmemizi istiyor.
Reebok wants us to do... their female'tweens footwear campaign.
Evet. Reebok kampanyası nasıl?
How's the Reebok campaign coming along?
Reebok.
OK, Reebok.
İki tane piliç var. İkisi de Reebok giyiyorlar.
We have two baby chickens... and they're both wearing Reeboks.
Ree... bok! Ree... bok!
Reebok, Reebok.
Partideki kızlar. Futbol sahasındaki kızlar. Konserdeki kızlar.
You have girls at a party, girls on the soccer field... girls at a concert... all wearing Reebok.
" "Reebok. Geleceğe adım atın." "
"Reebok--step into the future."
Size Reebok'ın yeni reklam kampanyası olacağına... ... inandığım konsepti sunmama izin verin.
Let me present to you... what we believe will be Reebok's new campaign.
Reebok hatta.
[Phone beeps] WOMAN :
Onlara beklemelerini söyler misin?
Reebok's on the line. Could you ask them to hold, please?
Reebok'un onun gibi tutkulu kişilere ihtiyacı var.
Reebok can use people with his kind of passion.
Reebok senin kampanyadan çekilmeni istiyor.
Reebok wants you off the campaign.
Ama Reebok korkakça davrandı.
But Reebok, they got cold feet... no pun intended.
Eğer bu kopyaları çı kartmazsam Reebok teklifi çöpe gidecek.
I have two minutes before the Reebok meeting... and if I don't get these copies made... my whole proposal turns to crud.
Reebok anlaşmayı imzaladı.
JACKIE : Reebok signed off on the account.
Reebok'ın... ... senin yeteneğine ve tutkuna ihtiyacı var. Özellikle de konseptin senin fikrin olduğunu söyleyince.
Reebok needs your talent and passion... especially after I told them that it was your idea.
Reebok, Coca Cola, Sport Illustrated.
Reebok, Coca-Cola, Sports Illustrated for Women.
Reklam mı?
Endorsement? Was it Reebok?
Sanırım o Reebok anlaşmasını fazla ciddiye alıyor.
Just comin'from me, I think my man take his old Reebok endorsement deal a little too serious.
- Sport Club Reebok.
- Sport Club Reebok.
Reebok reklamlarındaki o yapılı, yakışıklı futbol oyucusu mu?
That cute football player on the Reebok commercials?
Reebok da buna dahil. Big Mac ve Whopper da.
Reebok too-I'ma do Big Macs and Whoppers.
Dinle bu tamamıyla saçmalık ama Cantondaki adamlarımdan bazıları Reabok'tan kötü kokular geldğini söylüyor.
Listen, this is probably just bullshit but one of my guys heard that a couple of your execs were in Canton sniffing around my Reebok account.
Reabok'ı 11 yıldır ben temsil ederim.
I've been representing Reebok for 1 1 years.
Şimdi, Reabok ı bu masada bırakmış oldun.
Now, you left the Reebok account out on the table.
Baylar, New York a hoşgeldiniz, ya da bizim deyimimizle, Reebok Town'a.
Gentlemen, welcome to New York, or as we like to call it, Reebok Town.
Ayakkabısını otoparkta buldular, ayağı da içindeydi.
They found his Reebok in the parking lot, with his foot in it.
Reebok sanırım, çünkü yan tarafında iki çizgi varmış.
Looked like Reebok because it had two stripes down the side.
Ayrıca spor mağazasından Reebok siyah eşofman ve kayak maskesi satın almış. Hayvan barınağından da bir köpek.
He also bought a black Reebok jogging suit and a ski mask at the sporting goods store.
- Ben bir çift Reebok istiyorum.
~ I want a pair of Reeboks.
Şimdi sana bir soru soracağım. Reebok neyi temsil ediyor?
What does Reebok stand for?
Hepsi Reebok giyiyorlar. Slogan şöyle ;
And the tag line?
Bazı ünlü markalar, Reebok...
The guys from the Browns and Vikes are already scouting him and Reebok- -
Reebok mu? Reebok değil.
It's not Reebok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]